MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu.

MHP'li Yılık'ın açıklaması şu şekilde;

Cumhurbaşkanı Erdoğan:  Cumhur İttifakı daha da güçlenerek yoluna devam edecek Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cumhur İttifakı daha da güçlenerek yoluna devam edecek

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, çalışan sağlığı ve güvenliğini temel alıp çalışma hayatındaki düzenin sürekliliğini sağlamakta ve bu süreçleri denetlemekte, iş gücü ve istihdama katılımı artırarak iş gücü piyasalarındaki yapısal ihtiyaçları düzenlemektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak devleti yaşatmanın yolunun insanı yaşatmaktan geçtiği, ülkelerin değerinin insanlarına verdiği değerle artacağı görüşündeyiz.
İstikbale güvenle bakabilmek için güçlü ve çağdaş bir sosyal güvenlik sisteminin de varlığı zaruridir. Ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde sosyal güvenlik sistemi ve sosyal yardımlar daha güçlü, daha etkili ve daha kapsamlı bir şekilde yürütülmektedir. Sosyal güvenlik, toplumun tüm bireylerinin hastalık, kaza, sakatlık, işsizlik, ölüm, yaşlılık gibi sosyal risklere karşı korunması amacıyla gerekli tedbirlerin alınması ve ortaya çıkabilecek zararların karşılanarak kişilerin güvenliklerinin sağlanmasına yönelik genel önlemler sistemidir.

İşçilerimizin ve işverenlerimizin haklarının eşit bir şekilde korunduğu, istihdamın arttığı, orta ve uzun vadede nitelikli iş gücü kaynağının yetiştirildiği, toplumun tüm kesimlerine vatandaşlarımıza yakışır iş fırsatlarının sunulduğu politikalar çerçevesinde çalışma hayatının tanzimi önem arz etmektedir.
İş sağlığı ve iş güvenliği denetimlerinin periyodik olarak yapılmaya devam edilmesi ve işverenin bu konuda farkındalığının artırılması için kurumlarımız çalışmalarını sürdürmelidir. Çalışma yaşamında bireylerin temel haklarının korunduğu, yeterli gelir ve sosyal koruma sağlayan, çalışanın kendini ifade etme hakkının tanındığı işler “insana yakışır iş” olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde tüm sektörlerdeki işlerin insana yakışır iş standartlarını sağlaması için kurumlarımızın çalışmalarını mevcut şekliyle sürdürmesi ve işverenlerimizin de bu hassasiyeti taşımaları arzulanmaktadır. Kayıt dışı istihdamın azaltılıp, aktif sigortalı sayısının arttığı, tüm çalışanlara sağlıklı ve güvenli iş ortamının tesis edildiği, iş sağlığı ve iş güvenliği anlamında işverenin ve işçilerin bilinç düzeylerinin yükseltilmesini ve devlet kurumlarımızın bu konudaki çalışmalarını sürdürmesini memnuniyetle izlemekteyiz. Çocuk işçiliği çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkilemekte, çocukların eğitimden uzaklaşmalarına ve gelecekte yoksulluğun kısır döngüsünün devamına neden olmaktadır. Bu bakımdan, çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik politikaların oluşturulmasında ilgili bakanlıklarımızın koordinasyonu önemlidir. Bilinmektedir ki çocuk işçiliğinin önlenmesi sadece denetimle olacak bir durum değildir. Çocuk işçiliğinin önlenmesinde en büyük sorumluluk ailelere ve işverenlere düştüğü de gözden kaçırılmamalıdır. İşverenler çocukları ucuz ve korunmasız iş gücü olarak görmemeli, ebeveynler ise çocukları aileye gelir getirici unsur olarak düşünmemelidir.

Kadınların çalışma hayatına giriş süreçleri teşvik edilmeli ve toplumsal yaşamda olması gerektiği gibi iş piyasalarında da kadınların şiddete, istismara, ayırımcılığa, dışlanmaya maruz kalmadığı bir iş gücü piyasasının inşası arzulanmaktadır. Kadınların iş hayatına daha fazla katıldığı, kadın istihdamını artırmaya yönelik alınan önlemlerin kapsamının işvereni yatırım yapmaktan alıkoymadığı düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Böylelikle, kadınlarımızın iş yaşamında kendilerini camdan tavanlara hapsolmuş hissetmeyecekleri kararlı adımlar atılacaktır.

Engelli bireylerimizin toplumsallaşmalarına katkı sunan en büyük unsur hiç şüphesiz bir iş sahibi olmalarıdır. Bu nedenle engelli kardeşlerimizin istihdamını kolaylaştıracak düzenlemelerin uygulamaya geçirilmesi arzumuzdur. Kamuda münhal kadrolara engellilerimizin atamasının yapılması beklentimizdir. Engellilerin genel ve mesleki eğitim, mesleki rehabilitasyon, kendi işini kurma, hibe desteği, iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri daha da geliştirilmelidir. Özel gereksinimli kardeşlerimizin toplumla bütünleşerek başkalarının yardımına muhtaç olmadan hayatını idame ettirebilmelerini temin edecek şartların oluşturulması önemlidir. Engelsiz bir Türkiye, engelsiz bir toplum, engelsiz bir gelecek için sorumluluk şuuru, empati kültürü, dayanışma ve yardımlaşma duygusu canlı ve aktif tutulmalıdır.

Emeklilerimizin günümüz ekonomik koşullarında ve huzur içerisinde yaşayacakları sosyal ve ekonomik yönden toplumun diğer kesimleriyle birlikte yüzlerinin güleceği bir refah düzeyine kavuşturulması, net asgari ücretin yaşam seviyesinde belirlenmesi ve asgari ücretliye büyük şehirlerde ulaşım desteğinin verilmesi beklentimizdir. Önceliğin gençlerimize verilmesi suretiyle her ailede en az bir çalışanın olmasını sağlayacak hane bazlı istihdam destek sisteminin uygulamaya geçmesini önemli bulmaktayız. Ayrıca, istihdam imkânı geliştirilerek her ailenin yeterli ve sürekli bir gelire sahip olması sağlanmalı, bu doğrultuda her aileden en az bir kişiye iş imkânı temin edilmeli, çalışamayacak durumda olanlar sosyal korumadan yararlandırılmalıdır. Geliri asgari ücretin altında olan aileler asgari gelir desteği kapsamına alınmalı ve bu çerçevede her ailenin beslenme, barınma, giyinme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzenli bir gelire sahip olması sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Türkiye'de çalışan ve emeklilerimizin ekonomik ve sosyal haklarını düzenlemektedir. Tek çatı uygulamasıyla birlikte başarılı bir dönüşüm sağlanmıştır dolayısıyla yaptığı hizmetler toplumsal yaşamın olmazsa olmazıdır.

Sağlık sektöründe ise uygulanan fiyat regülasyonu Sağlık Uygulama Tebliği’yle sağlanmaktadır. SGK Türk sağlık sisteminde yer alan sağlık hizmeti sunucuları ile kullanıcıları ve malzeme temin eden firma işlemlerini düzenlemektedir. Üniversite hastanelerinden örnek vermek gerekirse özellikle karmaşık vakalara veya ileri teknolojiye sahip cihazların kullanılmasıyla müdahale edilmesi gereken hastalıklar için uygun bir ödemenin sağlanmaması, genel hastanelerden farklı olarak üniversite hastanelerinde hizmet üretiminin daha pahalı olması ve güncellenemeyen fiyatlar nedeniyle üniversitelerin düşük fiyatla sağlık hizmeti sunması gelir kayıplarına neden olmaktadır. Bu durum SUT’la finanse edilen kamu ve özel hastaneler için de geçerlidir. SUT’ta belirlenen fiyatlar günümüzde gerçek maliyetlerin gerisinde kalmıştır. Sağlık hizmetleri kullanılan teknoloji ve insan kaynağı anlamında maliyetli hizmetlerdir. Sağlık sistemindeki bu tıkanmanın çözülmesi dolayısıyla güncel ekonomik koşullara göre periyodik olarak SUT fiyatlarının güncellenmesi yerinde olacaktır.

Mesleki Yeterlilik Kurumu çeşitli meslek dallarında yeterlilik sağlanmasını ve ulusal yeterlilik sisteminin kurulmasını amaçlamaktadır. Kurum kurulduğu günden bugüne başarılı çalışmalar gerçekleştirmekte ve yeterlilik belgelerinin uluslararasılaşmasına katkı sunmaktadır. Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yeterlilik belgesinin zorunlu kılındığı meslekler bulunmaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik bir adım olarak kapsamının genişletilmesi önerilmektedir. Özellikle kamu istihdamı olan ve hizmet içi eğitim yoluyla verilmeye çalışılan bazı alanlarda eğitimin daha da güçlendirilmesi alana katkı sağlayacaktır. Mesleki yeterlilik sistemiyle eğitim ve istihdam arasındaki bağın güçlendirilmesi, nitelikli ve belgeli iş gücüyle üretim ve hizmetlerde kalite ve verimlilik artışı hedefi ülkemizin küresel ekonomide rekabet edebilmesi için ihtiyaç duyduğu nitelikli ve belgeli iş gücünü mesleki yeterlilikle çalışma hayatına kazandırılması büyük önem taşımaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime burada son verirken Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın ilk bütçesini Milliyetçi Hareket Partisi olarak desteklediğimizi ifade ediyor, bütçenin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.