Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, “Türk ve Türkiye Yüzyılında Stratejik Sağlık Ekonomisi ve Gelişim Hamlesi” hakkında açıklamalarda bulundu.

MHP'li Yurdakul'un açıklaması şöyle:

"Türk ve Türkiye Yüzyılında, sağlık alanında dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli üretim gücünü stratejik bir avantaja dönüştürmek amacıyla; üniversite hastaneleri, akademisyenler ve sağlık girişimcileri arasında yapısal bir iş birliği modeline olan ihtiyaç günden güne artmaktadır. Bu model kapsamında, hem ülkemizin hem de uluslararası sağlık pazarının ihtiyaçlarına yönelik tıbbi alet, cihaz, tanı kiti, ilaç, ileri görüntüleme sistemleri ve yaşam destek ekipmanlarının yerli tasarımı ve üretimi mümkün olacaktır. Bununla birlikte, üniversite laboratuvarlarında yürütülen klinik düzeyde genetik araştırmalar ile biyoteknoloji tabanlı girişimlerin desteklenmesi yoluyla; kişiselleştirilmiş tıp, genetik hastalıkların erken tanısı ve tedavisine yönelik biyolojik çözümler geliştirilmesi, ülkemize önemli katkılar sağlayacaktır. Millî sağlık sanayimizi güçlendirecek bu stratejik hamle, hem kitle fonlama hem de yatırım ortaklığı modelleriyle sermaye piyasalarının derinleşmesini de temin ederek, toplumsal katılımı teşvik eden yenilikçi bir sağlık ekonomisinin de temelini oluşturacaktır."

SAĞLIK SEKTÖRÜ, SAVUNMA SANAYİSİ GİBİ STRATEJİK BİR SEKTÖRDÜR
"Hastalıkların daha hızlı ve güvenilir bir şekilde teşhis ve tedavi edilebilmesi gelişen teknoloji ile mümkün olmaktadır. Teknolojik alanda yaşanan gelişmeler en çok Tıbbi Cihazlarda, Genetik Araştırmalarında, Tanı Kit’lerinde, Aşı ve İlaç alanlarında görülmektedir. Tıbbi cihaz, genetik çalışmalar, ilaç ve aşı sektörü tüm ülkeler için savunma sanayi gibi stratejik öneme sahiptir ve bu çalışmalar, küresel ölçekte sağlık sektörünün harcamalarının büyük kısmını oluşturmaktadır.

Dünyada ve ülkemizde ortalama yaşın artması, yeni tedavi ihtiyaçlarının ortaya çıkması ve sanayi alanındaki gelişmeler sonucu ülkemizdeki tıbbi ihtiyaçlar da bu gelişmelerle doğru orantılı şekilde artmaktadır."

MHP'li Yurdakul: Maltepe Süreyya Plajı İstasyonu'ndaki menfur saldırının takipçisi olacağız
MHP'li Yurdakul: Maltepe Süreyya Plajı İstasyonu'ndaki menfur saldırının takipçisi olacağız
İçeriği Görüntüle

VERİLER, SAĞLIK EKONOMİSİNDEKİ RİSK VE FIRSATLARI İŞARET EDİYOR
"Ülkemizde tıbbi uygulama ve tedavilerdeki gelişme maalesef halen ithal teknoloji cihazları ve ilaçlarla sağlanmaktadır. Tıbbi teknoloji ve ilaç konusunda ülkemizin dışa bağımlılığı yaklaşık %85 seviyesindedir. Sağlık Bakanlığımız Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu son 10 yılda ilaç için dışarıya 60 milyar dolar harcandığını, tıbbi cihazlarda da önemli bir cari açık bulunduğunu belirtmiştir. 2023 yılı itibarıyla ilaç ithalatı %8,8 artışla 5,4 milyar dolar seviyesine, ilaç ihracatı ise %15,8 artışla 2,2 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. 2024 yılının ilk yarısında ihracat %1,9, ithalat ise %4,9 oranında artmıştır. Türkiye ilaç pazarı 2023 yılında hastane ve eczane çerçevesinde değer bazında %90,9’luk bir büyüme oranı ile 222,5 milyar TL’ye ulaşmıştır. Tıbbi cihaz sektörü de benzer bir büyüme göstermiştir. 2023 yılı itibarıyla dünya tıbbi cihaz pazarı 530 milyar doları aşarken, Türkiye’nin tıbbi cihaz ihracatı 1,25 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Tıbbi Cihaz Sektörü, İlaç Sektörü ile birlikte Sağlık Endüstrisinin vazgeçilmez bir öğesidir. İlaç ve tıbbi cihaz kullanımından doğan faturanın önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edeceği öngörülmektedir. Devletler, sağlık hizmeti vermeye devam ettiği müddetçe karşılamaları gereken bu ürünlerde, ülkemizin ithal eden ülke konumundan ihraç eden ülke konumuna gelmesi halinde, ülke ekonomisinin milyarlarca dolar kazanç sağlayacağı öngörülmektedir. Tıbbi cihaz, gen terapileri, kişiselleştirilmiş tedavi metotları ve İlaç sektörleri, ülkemizin sağlık alanındaki sürdürülebilirliğini artırmaya, yerli üretim kapasitesini geliştirmeye ve ithalata bağımlılığı azaltmaya yönelik temel hedeflerin vurgulandığı sektörlerdendir."

REKABETTEN VE İŞBİRLİĞİNDEN DOĞACAK GÜÇ
"Biyoteknoloji, bilişim, mikroelektromekanik ve nanoteknoloji gibi ileri teknoloji alanlarını kullanan, katma değeri yüksek tıbbi cihazların ülkemizde üretimi kısıtlıdır. Bir rekabet ortamında ulusal tıbbi teknoloji atağını yapmak, ancak üniversitelerimizdeki bilim insanları ve ilgili tüm sektörlerle işbirliği içinde kamunun kolaylaştırıcı inisiyatifi ile mümkün olabilecektir. Bu nedenle tıbbi cihazların, medikal ürünlerin ve ilaçların gelişimlerini destekleyecek şekilde AR-GE/İnovasyon şirketleri ile üniversitelerimiz ve girişimcilerin iş birliklerini kolaylaştıran ve geliştiren bir model ihtiyacı açıktır. Bunun için, tıbbi cihazlar, medikal ürün ve ilaç üretimi konusunda faaliyet gösteren girişimcilerin, üniversitelerin teknolojik potansiyeli ile birleşmesi gereklidir. Üniversiteler ile yapılan çalışmalar sayesinde AR-GE/İnovasyon alanında gelişme gösteren ve teknoloji geliştirmekte fark yaratan ve katma değer oluşturan hizmet ve üretim kolları söz konusu olabilecektir. Birçok girişimci, sektörler arası birliklerin kurulamadığından ve üniversiteler ile sanayi arasındaki ortaklıkların istenilen düzeyde olmadığından yerli sağlık endüstrisinin gelişemediğini ifade etmektedir. Orta gelir tuzağı olarak bilinen ekonomik kısıtlamalardan kurtulabilmemiz ve ülkemizin gelişmiş bir ülke ekonomisine sahip olabilmesi için sağlık sektöründe teknoloji ve bilgi üreten bir ülke olmamız ve dışa bağımlılığımızı bir an önce azaltmamız gerekmektedir."

MİLLİ ÜLKÜMÜZ: TÜRK SAĞLIK ENDÜSTRİSİ
"Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu, üreten ve değer meydana getiren Türk milleti ideali çerçevesinde “Stratejik Sağlık Ekonomisi ve Gelişim Hamlesi” yaklaşımımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Tıbbi cihaz ve ilaç sektörlerinde ithalat bağımlılığını azaltarak yerli üretimi artırmayı ve uluslararası pazarda ülkemizin rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Elimizi çabuk tutabilirsek teşhis ve tedavi odaklı genetik bilimindeki ve biyoteknolojideki gelişmeleri yakalayabiliriz. Bilim insanları, Üniversiteler, Girişimciler ve Devlet, Türk Sağlık Endüstrisinin bel kemiğini oluşturarak ülkemizin 21‘inci yüzyıla damga vurmasını sağlayacak potansiyele sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu potansiyeli hayata geçirmeyi milli bir ülkümüz olarak görüyoruz."

Muhabir: Aslı Akış