Yurdakul açıklamasının başında, Türk milletinin tarih boyunca “Sağlıklı birey, güçlü aile, kudretli devlet” anlayışını kendine rehber edindiğini belirtti. Bu yaklaşımın, sadece bireysel refahı değil, aynı zamanda toplumsal varlık ve milli bekayı da öncelediğini ifade eden Yurdakul, “3–9 Eylül Halk Sağlığı Haftası, milletimizin varlığına ve geleceğine dair en stratejik farkındalık günlerinden biridir” dedi.
Yurdakul, halk sağlığının sadece hastalıkları tedavi etmekle sınırlı kalmaması gerektiğini, asıl olanın koruyucu hekimlik ve önleyici sağlık hizmetleri olduğunu ifade etti. Sağlık çalışanlarının, bu sistemin temel taşıyıcı unsurları olduğunun altını çizen Yurdakul, şunları söyledi:
“Tıpkı 14 Mart Tıp Bayramı’nda dile getirdiğimiz gibi; sağlık çalışanlarımız halk sağlığının taşıyıcı sütunlarıdır. Pandemiden depreme, selden yangına kadar her afette gece gündüz demeden çalışan sağlıkçılarımız Türk milletinin kahramanlarıdır.”
Prof. Dr. Yurdakul, sağlık çalışanlarının huzur ve güven içinde çalışmasının bir milli sorumluluk olduğunu vurguladı. Sağlıkta şiddetin önlenmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi ve planlı istihdamla sağlık çalışanlarının yükünün hafifletilmesinin öncelikli hedefleri arasında olduğunu söyledi. Bu çerçevede MHP’nin, toplumla birlikte sağlık personelinin de memnun olduğu sürdürülebilir bir sağlık sistemi inşa etmeyi amaçladığını belirtti.
Sağlığın sadece bireyi değil, doğrudan aile yapısını da ilgilendirdiğine dikkat çeken Yurdakul, “Toplumun temeli olan aile yapısı güçlü değilse, halk sağlığı da sürdürülebilir olamaz” dedi. MHP’nin Aile Kurumu Çalıştayı’nda da vurgulanan bu görüş doğrultusunda, ailenin korunmasının halk sağlığı politikalarının temelini oluşturduğunu kaydetti.
Dijital bağımlılık, uyuşturucu kullanımı, yanlış beslenme ve hareketsizlik gibi tehditlerin, öncelikle aile yapısını hedef aldığını belirten Yurdakul, bu unsurların zamanla toplumun bütününe zarar verdiğine dikkat çekti.
MHP’nin Sağlık Politikalarında 4 Temel Hedef
Yurdakul, MHP’nin halk sağlığını güçlendirmek adına benimsediği dört temel hedefi şu şekilde sıraladı:
-
Aile hekimliği sistemi üzerinden koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi,
-
Sağlıklı beslenme, gıda güvenliği ve spor kültürünün toplum geneline yayılması,
-
Bağımlılıkla mücadelenin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir mesele olarak ele alınması,
-
Yaşlı, engelli ve çocukların sağlığının aile bütünlüğü içinde korunması.
Açıklamasında sağlık ile milli bağımsızlık arasındaki ilişkiye de dikkat çeken Yurdakul, Kurtuluş Savaşı yıllarında “Bağımsızlık olmadan sağlık olmaz” diyen tıbbiyelilerin hatırasını yaşattıklarını vurguladı. Bugünün Türkiye’sinde ise bu anlayışın yeni bir boyut kazandığını söyleyen Yurdakul, “Sağlık olmadan milli beka olmaz” diyerek halk sağlığının stratejik önemine işaret etti.
Yurdakul, sağlık hizmetlerine erişimde “Sağlıkta Entegre Basamak Sistemi” modelini önerdiklerini belirtti. Bu modele göre vatandaşların öncelikle aile hekimine başvurması, ardından ihtiyaç hâlinde devlet ve üniversite hastanelerine yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bu sistemin sağlık hizmetlerinin verimliliğini artıracağını ve kaynak kullanımında denge sağlayacağını ifade etti.
Basın açıklamasının sonunda, küresel ölçekte uygulanan cinsiyetsizleştirme politikalarına ve toplumu tehdit eden diğer unsurlara da değinen Yurdakul, şu ifadeleri kullandı:
“Cinsiyetsizleştirme politikaları, aile yapısını ve toplum sağlığını tehdit etmektedir. Dijital bağımlılık ve madde bağımlılığı, genç nesillerimizin ruhunu ve bedenini çürütmektedir. İklim değişikliği ve gıda güvensizliği gibi faktörler ise doğrudan halk sağlığını etkileyen risklerdir.”
Bu nedenle halk sağlığı politikalarının sadece tıbbi değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve milli güvenlik boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı.
Yurdakul, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın 3–9 Eylül Halk Sağlığı Haftası’nı kutluyor, şehadete eren sağlık çalışanlarımızı rahmetle anıyorum. Türk milletine sağlıklı, huzurlu ve esenlik dolu yarınlar diliyorum.”