Türklerin kadim inanç sistemlerinde ve halk hekimliği geleneğinde önemli bir yere sahip olan otacılar, doğanın sunduğu şifa kaynaklarını kullanarak hastaları iyileştiren kişilerdir. “Ot” kelimesi bitki anlamına gelirken, “otacı” ise bitkilerle ilgilenen, onları tedavi amacıyla kullanan kişi anlamına gelir.
Otacılar, genellikle doğada yetişen otları, kökleri, kabukları ve çiçekleri özel yöntemlerle hazırlayarak ilaç haline getirir. Bu bilgi nesiller boyunca sözlü olarak aktarılmış ve halk arasında güvenilir bir şifa kaynağı olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Otacılar yalnızca fiziksel hastalıklarla değil, zaman zaman ruhsal rahatsızlıklarla da ilgilenmiş, dualar, tılsımlar ve geleneksel yöntemlerle iyileştirme sürecine farklı boyutlar katmışlardır. Anadolu’daki halk arasında “lokman hekim” kültüyle de paralellik gösterirler.
Modern tıbbın yaygınlaşmasıyla birlikte otacılık eski önemini yitirse de, günümüzde alternatif tıp ve bitkisel tedavi arayışlarının artmasıyla birlikte otacı geleneğine olan ilgi yeniden canlanmaktadır.