24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, sadece Avrupa’daki güvenlik dengesini değil, küresel ekonomik dengeleri de kökten değiştirdi.
Batılı ülkelerin Moskova’ya karşı uyguladığı ağır yaptırımlar, Rusya ekonomisini hedef alırken; Kremlin’in buna verdiği karşılık, “direnç ekonomisi” olarak adlandırılan yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.

Yaptırımların İlk Şoku: Pazar Kaybı ve Finansal İzolasyon

Savaşın ilk aylarında Rusya, küresel ekonomiden büyük ölçüde dışlandı. ABD ve Avrupa Birliği, Rus bankalarını SWIFT sisteminden çıkardı; yüzlerce Batılı şirket ülkedeki faaliyetlerini durdurdu.
Bu durum kısa vadede rublede sert değer kaybına ve enflasyonda hızlı bir yükselişe neden oldu. 2022’nin ortasında enflasyon oranı yüzde 17’ye kadar çıktı, ithalat hacmi neredeyse yarı yarıya azaldı.

Ancak Kremlin, bu sarsıntıya hızlı bir yanıt verdi. Merkez Bankası faiz oranlarını yüzde 20’ye yükseltti, döviz kontrolleri getirdi ve yerel üretim için teşvik programlarını devreye soktu. Bu adımlar, ekonomideki panik havasını kısmen durdurdu.

Yeni Yön: Asya Pazarları ve Enerji Stratejisi

Batı’nın enerji yaptırımlarına karşı Moskova, ihracat rotasını doğuya çevirdi. Özellikle Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerle yapılan enerji anlaşmaları, Rusya’nın gelir akışını sürdürmesini sağladı.

Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, Rusya 2023 yılında günlük 7,3 milyon varil petrol ihracatıyla savaş öncesi seviyesinin yüzde 90’ını korudu.
Gaz ihracatında Avrupa payı hızla azalırken, Çin’e giden “Power of Siberia” boru hattı ülke için stratejik bir çıkış noktası haline geldi.

İç Üretim Artışı: “Kendi Kendine Yeterlilik” Politikası

Savaş ve yaptırımlar, Rusya’yı dışa bağımlılığını azaltma yönünde adımlar atmaya zorladı. Otomotiv, savunma ve tarım sektörlerinde devlet destekli üretim programları devreye girdi.
Rus hükümeti, “ithal ikamesi” politikasıyla yurtiçi üretimi teşvik ederken, birçok Batılı markanın yerine yerel alternatifler geliştirildi.

Tunus ile Türkiye arasında tekstilde ortak gelecek vurgusu
Tunus ile Türkiye arasında tekstilde ortak gelecek vurgusu
İçeriği Görüntüle

Örneğin, McDonald’s’ın çekilmesinin ardından açılan “Vkusno & Tochka” markası kısa sürede ülke çapında yüzlerce şube açtı. Benzer şekilde, teknoloji ve savunma alanlarında da yerli üretime yönelik yatırımlar arttı.

Gizli Büyüme, Gerçek Durgunluk

Uluslararası Para Fonu (IMF), Rus ekonomisinin 2022’de yüzde 2,1 küçülmesine rağmen 2023’te yüzde 2,6 büyüdüğünü açıkladı. Ancak bu büyümenin askeri harcamalar ve enerji gelirleri sayesinde sağlandığı, sivil üretim ve tüketimde durgunluğun sürdüğü belirtiliyor.

Ekonomistlere göre, savaş ekonomisi modeli kısa vadede istikrar sağlasa da uzun vadede teknolojik gerileme, nitelikli iş gücü kaybı ve yatırım eksikliği gibi riskleri beraberinde getiriyor.

Küresel Denge ve Gölge Ekonomi

Yaptırımlar nedeniyle Batı ile ticareti kısıtlanan Rusya, “gölge ticaret ağları” kurarak ekonomik izolasyonu delmeye çalışıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri, Kazakistan ve Gürcistan gibi ülkeler üzerinden yapılan ara ticaretler, yasaklı malların Rusya’ya dolaylı yollardan ulaşmasını sağlıyor.

Ancak bu durum, Batılı ülkelerle ikincil yaptırım riskini artırıyor. Avrupa Komisyonu, 2024 itibarıyla bu tür ticari bağlantıları tespit etmek için yeni denetim mekanizmaları kurdu.

Ruble ve Mali Politikalar

Rus rublesi, savaşın ilk döneminde büyük değer kaybı yaşasa da devlet müdahaleleriyle istikrara kavuştu.
Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yeniden yükseltmesi ve döviz kazançlarının ülke içinde tutulması, rubleyi destekledi.
Buna karşın, artan askeri harcamalar ve bütçe açıkları nedeniyle kamu maliyesi üzerindeki yük giderek ağırlaşıyor. 2024 bütçesinde savunma harcamaları ilk kez sosyal harcamaları geçti.

Uzun Vadeli Görünüm: Direnç mi, Çıkmaz mı?

Rusya ekonomisi kısa vadede direnç gösterse de uzmanlara göre sürdürülebilir büyüme modeli tehlikede.
Yaptırımların teknoloji transferini durdurması, sermaye girişlerini kısıtlaması ve beyin göçünü hızlandırması, gelecekte rekabet gücünü azaltabilir.

Oxford Economics analistlerine göre, “Rusya ekonomisi savaş öncesine kıyasla küçülmüş ama daha otarşik (kendine yeter) bir yapıya bürünmüştür.” Bu durum, kısa vadeli istikrar sağlarken uzun vadede inovasyonu baskılayabilir.

Sonuç: Ekonomik Direnç mi, İzolasyonun Bedeli mi?

Rusya, Ukrayna savaşı sonrası ekonomik olarak çökmedi; aksine yeni ticaret hatları ve iç üretimle ayakta kalmayı başardı. Ancak bu “direnç” politikası, yenilikten uzak, kapalı bir ekonomik modele doğru evrilme riskini taşıyor.
Batı ile bağların kopması, Rus ekonomisini uzun vadede daha kırılgan ve yalnız hale getirebilir.

Muhabir: Müberra Yılmaz