Oksijen, Dünya’daki yaşamın temel taşı. Ancak Güneş Sistemi’nde yalnızca Dünya, atmosferinde yaşanabilir seviyede oksijen barındırıyor. Eğer Satürn gibi dev bir gezegen, atmosferine bol miktarda serbest oksijen ekleseydi yaşamın ayak izleri başlayabilirdi.
Oksijenli bir Satürn hayali, aslında bize kendi gezegenimizin değerini hatırlatıyor.
Yaşamı mümkün kılan koşullar ne kadar hassas, ne kadar kıymetli... Ve belki bir gün, bu hayal gerçek olur, insanlık Satürn halkalarının ötesinde yeni bir başlangıç yapar.
Eğer Satürn’ün çevresinde doğal oksijenle zenginleşmiş bir biyosfer oluşsaydı, bu ortamda evrim tamamen farklı bir yol izleyebilirdi. Dünya’dakine benzemeyen canlılar, başka kurallarla gelişen bir ekosistem… Belki de ilk kez “bizim gibi olmayan” zeki yaşam formlarıyla karşılaşmak mümkün olurdu.
Oksijen yalnızca nefes almak için değil; aynı zamanda roket yakıtı üretimi için kritik bir elementtir.
Oksijenli bir Satürn sistemi, uzay görevleri için bir lojistik merkez haline gelebilir, Mars yolculukları bile bu merkezden organize edilebilirdi.
Oksijenli bir Satürn senaryosu, insanlığın yalnızca keşif değil, yerleşim planlarını da kökten değiştirirdi. Bugün Ay’a üs kurma hayalleri kuran bilim insanları, yarın Satürn’ün uydularına kalıcı koloniler inşa etmeye başlayabilirdi.