AA-Ankara

Suriye'de 2011'de başlayan iç savaşla birlikte yalnızca şehirleri değil, insan hayatlarını da enkaz altında bırakan devrik Beşşar Esed rejiminin politikaları nedeniyle "Suriye'de kaybedilen" on binlerce kişinin akıbeti belirsizliğini koruyor.

61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasının ardından hapishanelerde ve gözaltı merkezlerinde tutulanların salıverilmesine ve birçok ilde toplu mezarların ortaya çıkarılmasına rağmen mağdur aileler, kayıplardan haber alamıyor.

BM Genel Kurulu tarafından 30 Haziran 2023'te kurulan "Suriye'de Kayıp Kişilerin Araştırılması için Bağımsız Kuruluş", kaybolanların izini sürmek ve ailelerini hakikatle kavuşturmak adına toplumun yeniden inşasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Suriye'deki kayıp kişilerin izlerini sürmek, yerlerini tespit etmek ve kurban yakınlarına destek sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdüren kuruluş, daha önce Meksika'da kayıp insanları arama girişimlerinin öncülüğünü üstlenen Karla Quintana'nın başkanlığında faaliyet gösteriyor.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) verilerine göre, Suriye'deki devrik Esed rejimi altında 2011'de başlayan iç savaştan bu yana 150 bini aşkın kişinin akıbeti bilinmiyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliğine (BMMYK) göre, iç savaştan bu yana 14 milyondan fazla Suriyeli zorla yerlerinden edilirken, 6 milyonu aşkın kişi ise komşu ülkelerde "kaybedilmiş" hayatlarını yeniden yeşertmek için başka topraklarda mücadele veriyor.

Uluslararası toplum tarafından desteklenen "ulusal bir çaba"

Suriye'de Kayıp Kişilerin Araştırılması için Bağımsız Kuruluş Başkanı Karla Quintana, Suriye'de zorla kaybedilen, yerlerinden edilen ve akıbeti bilinmeyen kişilerin bulunmasına yönelik yürüttükleri çalışmalara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Quintana, uyruk, etnik köken ve dine bakılmaksızın, Suriye'de onlarca yıl önce kaybolanlar için bile kapsamlı arama çalışmaları yürüttüklerini söyledi.

Kayıplara canlı ulaşmanın kuruluşun en önemli ilkelerinden birisi olduğunu belirten Quintana, ulaştıkları kayıpların hayatta olmaması durumunda naaşlarının gerekli mercilere teslim edilmesini amaçladıklarını aktardı.

Quintana, kuruluşun uluslararası toplum tarafından desteklenen "ulusal bir çaba" olması gerektiği konusunda ısrarcı olduklarını dile getirerek, Suriye toplumuna ve yönetimine bu bağlamda destek vermek amacıyla hareket ettiklerini ifade etti.

Suriye'nin başkenti Şam'da çok yakında bir ofisin açılması konusunda yetkililerle görüştüklerini ve bu konuda olumlu hissettiklerini aktaran Quintana, "Suriyelilerle temas halinde çalışabilmek için bunun yakında hayata geçebileceği konusunda iyimseriz." dedi.

"Suriye için zaman daralıyor"

Quintana, kuruluşun BM Genel Kurulunca oluşturulması nedeniyle "tüm üye ülkeler tarafından desteklenmesi gereken bir yapı" olduğunu belirterek, işbirliği sağlamak için Şam yönetimiyle açık bir şekilde istişare ettiklerini dile getirdi.

Kayıpların bulunmasını sağlamak adına yapay zeka dahil birçok teknolojiye başvurduklarına dikkati çeken Quintana, arama çalışmalarını yönlendirebilecek bazı bilgileri elde edebilmek için veri tabanlarından, adli bilimden ve bu alanlardaki uzman kişilerden yararlandıklarını söyledi.

Quintana, işe yararlılığı kanıtlanmış bazı adli tıp yöntemlerini kullandıklarına, kuruluşun faaliyetlerini destekleyen üye ülkelerle birlikte çalıştıklarına değinerek, "Suriye için zaman daralıyor, kayıp insanlara ulaşmak zaman bakımından acil müdahale gerektirir. Ne kadar hızlı davranırsak Suriyeli ailelerin gerçekle buluşması o kadar hızlı olur." dedi.

Mağdur ailelere sosyal, psikolojik ve hukuki yardım sağlayan bir ekibin olduğunu söyleyen Quintana, BM üye devletleri ve sivil toplum örgütleri dahil desteklerini esirgemeyen ortaklarla çalışmaktan memnuniyet duyduklarını kaydetti.

"İstişare edebilecek bir hükümet"

Quintana, kayıpların akıbetini hakikate kavuşturarak Suriye'nin yeniden inşa sürecine yardımcı olmayı hedeflediklerini belirterek, "Aileleri gerçeklerle buluşturarak Suriye'de yeniden yapılanma ve barış inşası sürecine yardımcı olmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

İsrail'in sahip olduğu ve doğrulamadığı nükleer silahlar dünyayı riske atıyor
İsrail'in sahip olduğu ve doğrulamadığı nükleer silahlar dünyayı riske atıyor
İçeriği Görüntüle

"Her şey göz önüne alındığında en büyük gelişme, Suriye'ye girebilmemiz ve yetkililerle konuşabilmemiz." diye konuşan Quintana, "Biliyorsunuz daha önce şehre giremiyorduk ve Suriyeli yetkililerle ve Suriye hükümetiyle diyalog kuramıyorduk." ifadelerini kullandı.

Quintana, istişare edebilecek bir hükümetin olmasını büyük gelişme olarak değerlendirerek, yürüttükleri çalışmaları kamuoyuna duyurmak ve bölgesel farkındalık oluşturmak adına medyanın önemli bir rol oynadığını da vurguladı.

Kayıpların bulunmasına yönelik yürütülen arama çalışmalarının "ulusal olarak yönetilen uluslararası destekli bir süreç" olduğunu yineleyen Quintana, "Suriye halkına barış ve hakikat getirmek için sadece Şam ile değil, bölgedeki tüm ülkelerle çalışmaya hevesliyiz." dedi.

Kaynak: AA