Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, mazeret gerekçesiyle tayin edilmiş öğretmenlerin, resen atama yoluyla yeni görev yerlerine gönderilmelerinin ciddi mağduriyetler yarattığını vurgulayarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nı bu duruma müdahale etmeye çağırdı.
Öğretmenlerden Gelen Mesajlar Göz Yaşarttı
Geylan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, öğretmenlerden yoğun şikayet aldıklarını belirtti. Aktardığı örnekler şöyle:
-
İstanbul’dan Giresun’a tayin edilen bir kadın öğretmen, kendisinden 3,5 saat uzakta başka bir ilçeye nakledilince, “10 aylık bebeğimi nasıl bırakıp gideyim?” diyerek tepkisini dile getirdi.
-
Aile birliği mazeretiyle Aksaray’a tayin isteyen bir öğretmen, “8 aylık çocuğumu kime emanet edip, her gün 70 km uzaklığa gidip geleyim?” sorusunu yöneltti.
-
Kulu’dan Taşkent Balcılar’a atanan bir öğretmenin durumu ise “Her gün 317 km nasıl katedeceğim?” endişesiyle özetlendi.
Ulaşım İmkânları Dikkate Alınmadan Oluşturulan İlçe Grupları Sorunlu
Geylan, resen atama usulüyle öğretmenlerin görev yerlerinin belirlenmesinin, özellikle ulaşım imkânları göz ardı edilerek oluşturulan ilçe grubu düzenlemeleri yüzünden mağduriyete yol açtığını söyledi:
“Bakanlık bu duruma kayıtsız kalamaz! Ulaşım imkânları dikkate alınmadan oluşturulan ilçe grupları büyük mağduriyetlere neden oldu.”
Talep: MEB Bu Talepleri Duyarlı Şekilde Karşılamalı
Geylan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in öğretmenlerin bu son derece haklı taleplerine kulak vermesi gerektiğini vurguladı. Mesleki huzurun sağlanması ve verimli eğitim hizmeti sunulabilmesi için öğretmenlerin aile yapısına uygun yerleştirmeyle görev almasının şart olduğunu belirtti.
Neden Önemli?
-
Aile Birliğinin Korunması: Öğretmenlerin moral ve motivasyonu için aile birliği kritik bir unsur.
-
Ulaşım Yükü: Uzun yol mesafeleri, öğretmenler üzerinde fiziksel ve psikolojik baskı oluşturuyor.
-
Eğitim Kalitesi: Huzurlu öğretmenlerin, öğrencilerine daha verimli ve etkili eğitim sunabildiği bilinen bir gerçek.
Öğretmenlerin yaşadığı hukukî ve insani mağduriyetlerin çözümü, sadece bireysel bir hak meselesi değil; bir eğitim politikası ve toplumsal refahın parçasıdır. Talip Geylan’ın çağrısı, öğretmenlerin aile yapısına saygılı, ulaşım lojistiği gözeten bir kadrolaşma sisteminin gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu.
