Kahveci, toplu sözleşme görüşmelerinin 4 milyon kamu çalışanı, 2,5 milyon emekli ve aileleriyle birlikte yaklaşık 25 milyon vatandaşı ilgilendirdiğini hatırlatarak, görüşmelerin en verimli şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Yetkili konfederasyonun “ikircikli tutum” sergileyerek önce hakeme başvurmadığını, ardından işveren tarafının başvurusuyla kurula katıldığını belirten Kahveci, bu tavrın “süreç yönetme ve temsil kabiliyetinden uzak” olduğunu söyledi.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararlarının TBMM’nin yeni düzenlemeler yapmasının önünde engel oluşturmadığını hatırlatan Kahveci, 2022 ve 2023 yıllarında verilen refah payı ve ek ödemelerin örnek olduğunu ifade etti. Türkiye Kamu-Sen olarak bu süreçte basın açıklamaları, iş bırakma eylemleri ve yetkililerle görüşmeler yoluyla katkı sunduklarını dile getiren Kahveci, Hakem Kurulu sonrasında da sahada ve siyasette mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.
Kurula üye göndermelerinin yalnızca kamu çalışanlarının beklentilerini doğrudan ifade etmek amacıyla yapıldığını belirten Kahveci, “Türkiye Kamu-Sen yasal olan her platformu çalışanlarımızın hakkını savunmak için kullanacaktır. 4688 sayılı Kanunun yetersizliği ortadadır ancak Türk memurunun kurtuluşu, sendikal tercihini gözden geçirip iş bilmezlerin tekeline son vermekten geçmektedir” dedi.
“Türkiye Kamu-Sen anlık kararlar vermez, ihtiraslarla hareket etmez, kamu çalışanlarının aleyhine hiçbir kararın altına imza atmaz” diyen Kahveci, Türkiye Kamu-Sen’in Türk memurunun teminatı olmaya devam edeceğini vurguladı.