Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, Endonezya, Pakistan, Cibuti, Umman, Gambiya, Filistin, Katar, Kuveyt, Libya, Malezya, Mısır, Nijerya, Arap Birliği ve İİT'nin yaptığı ortak yazılı açıklamada, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da ve yasa dışı sömürgeci yerleşimlerinde sözde "egemenliğini" dayattığı iki yasa tasarısını onaylaması en güçlü şekilde kınandı.
Açıklamada, "İsrail Parlamentosu'nun, işgal altındaki Batı Şeria'da ve İsrail'in yasa dışı sömürgeci yerleşimlerinde sözde 'İsrail egemenliği' dayatmayı amaçlayan iki yasa tasarısını onaylamasını, uluslararası hukukun ve özellikle, 1967 yılından bu yana Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarının demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeyi amaçlayan tüm İsrail uygulamalarını kınayan 2334 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının, ayrıca İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalinin yasa dışılığını ve Batı Şeria'da yerleşim inşası ile ilhak tedbirlerinin geçersizliğini teyit eden Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) istişari görüşünün açık bir ihlali olarak en güçlü şekilde kınamaktadır. Taraflar, İsrail'in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde hiçbir egemenliği bulunmadığını bir kez daha teyit etmektedir." ifadelerine yer verildi.
Dün UAD tarafından açıklanan, "İşgal Altındaki Filistin Topraklarında ve Bununla Bağlantılı İsrail'in Yükümlülükleri'ne ilişkin İstişari Görüşü"nün memnuniyetle karşılandığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Divan, bu istişari görüşüyle, İsrail'in uluslararası insancıl hukuk uyarınca, Gazze dahil işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan halkın günlük yaşam için gerekli temel ihtiyaçlarını temin etme, ayrıca Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) başta olmak üzere Birleşmiş Milletler ve kuruluşları aracılığıyla yürütülen yardım faaliyetleri dahil her türlü imkanı seferber ederek, izin verme ve kolaylık sağlama yükümlülüğünü teyit etmiştir."
Açıklamada, UAD'nin, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yardımları engellemesini dikkate alarak, "açlığı savaş yöntemi olarak kullanma yasağına uyma yükümlülüğünü" hatırlattığına işaret edilerek, Divanın, toplu biçimde zorla yer değiştirme ve sınır dışı etmenin yasaklandığını ve bunun yaşanmaz koşullar dayatılmasını da kapsadığını yeniden vurguladığına dikkat çekildi.
UAD'nin "Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve bağımsız devlet kurma hakkını" bir kez daha teyit ettiğine, İsrail'in Doğu Kudüs üzerindeki toprak iddiasının BMGK tarafından "hükümsüz ve geçersiz" ilan edildiğini hatırlattığına değinilen açıklamada, bu çerçevede, Doğu Kudüs'ü de kapsayacak şekilde uygulanmak istenen "İsrail Devleti Topraklarında UNRWA Faaliyetlerinin Durdurulmasına İlişkin Yasa"ya da atıfta bulunulduğu kaydedildi.
Açıklamada, "Taraflar, İsrail'in tek taraflı ve yasa dışı politika ve uygulamalarını sürdürmesine karşı uyarıda bulunmakta; uluslararası toplumu hukuki ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye, İsrail'i işgal altındaki Filistin topraklarındaki tehlikeli tırmanışı ve hukuka aykırı eylemlerini durdurmaya zorlamaya çağırmaktadır." ifadesine yer verildi.
Açıklamada, Filistin halkının 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen devletini kurma yönündeki meşru hakkının desteklenmesinin, bölgede adil ve kapsamlı bir barışın sağlanmasının ve güvenlik ile istikrarın temin edilmesinin tek yolu olduğunun altı çizildi.