Milletvekili Taytak, konuşmasına Türk milletinin tarihsel mücadelesine atıfta bulunarak başladı. Büyük Taarruz’un sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda bağımsızlık aşkının ve iman dolu bir direnişin sembolü olduğunu ifade etti.
“Bugün burada yalnızca bir film festivalini değil, bir milletin yeniden diriliş ruhunu kutluyoruz,” diyen Taytak, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu topraklarda atılan her adım bir destanın izidir. ‘Ya istiklal ya ölüm’ diyen bir milletin kararlılığı, bugün sanatın diliyle tüm dünyaya anlatılıyor. Filmler, tıpkı ecdadımızın mücadelesi gibi öz, yoğun ve derindir.”
Sanatın bir milletin hafızasını diri tuttuğunu vurgulayan Taytak, festivallerin kültürel bağlamda taşıdığı önemi şu sözlerle dile getirdi:
“Bu festival, geçmişle geleceği buluşturan bir köprüdür. O köprünün bir ucunda Dumlupınar’da yazılan kahramanlık; diğer ucunda ise o destanı sanatın diliyle anlatan sanatçılarımız var. Unutmayalım ki, bir milletin gücü sadece ordusundan değil, kültüründen ve hafızasından da gelir. Bu vatan; kalemle, fırçayla, kamerayla yaşatıldıkça var olacaktır.”
Konuşmasının devamında festivalde gösterilen “Anka Kuşu Gazze” adlı kısa filme de değinen Taytak, eserin sadece bir film değil, küllerinden doğan bir halkın sembolü olduğunu vurguladı:
“Anka Kuşu Gazze, insanlığın suskunluğuna karşı yükselen bir vicdan çığlığıdır. Nasıl ki Türk milleti tarih boyunca esareti reddedip küllerinden doğmayı başardıysa, Gazze halkı da aynı ruhtan beslenmiştir. Bu film, bir halkın umutla yoğrulmuş mücadelesinin sanatsal ifadesidir.”
Gazze’de yaşananların tüm insanlığın vicdanına hitap ettiğini belirten Taytak, konuşmasının son bölümünde şunları kaydetti:
“Zalimin zulmü ne kadar büyük olursa olsun, mazlumun duası galip gelir. Bugün burada, Gazze’deki masumların sesi olmanın onurunu yaşıyoruz. Cenab-ı Allah, hiçbir millete Gazze’de yaşanan acıyı yaşatmasın. Gazze yalnız değildir; mazlumun duası sahipsiz kalmayacaktır.”
Taytak, konuşmasını Türkiye’nin Filistin davasındaki rolüne ve liderliğine teşekkür ederek tamamladı:
“Katil İsrail’e karşı verilen bu onurlu mücadelede, Gazze’de artık barışın nefesi hissedilmeye başlanmıştır. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye ve tüm milletimize teşekkür ediyorum. Gazze’nin sesi oldular, Allah hepsinden razı olsun.”
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Büyük Taarruz Uluslararası Kısa Film Festivali, sadece sinema sanatının değil, tarihsel hafızanın da yeniden canlandırıldığı bir platform oldu. Festivalde özellikle toplumsal direniş, insan hakları ve özgürlük temalarının öne çıktığı kısa filmler büyük ilgi gördü.
Afyonkarahisar’ın ev sahipliği yaptığı bu anlamlı buluşma, sanat aracılığıyla hem geçmişle yüzleşme hem de geleceğe umutla bakma çağrısı yaptı.