Evinin penceresinden 26 Eylül'de düşen Gül Tut'un ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçlamasıyla gözaltına alınan kızı Tuğyan Ülkem Gülter ile olay günü aynı odada bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu'nun adliyedeki işlemleri tamamlandı.
Savcılıktaki ifadesinin ardından tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen Tuğyan Ülkem Gülter, soruşturmanın selametini sağlamak, delil karartılmasını ve tanıklar üzerinde baskı kurmasını engellemek ve kaçma şüphesini ortadan kaldırmak için "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçundan tutuklandı.
Sultan Nur Ulu hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanarak "ev hapsi" kararı verildi.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Tuğyan Ülkem Gülter de tutuklama talebiyle sevk edildiği mahkemedeki ifadesinde, arkadaşı Sultan Nur Ulu'nun yaklaşık bir aydır annesi Gül Tut'un yaşadığı evde kaldığını, olay günü de evde olduğunu hatırlattı.
Gülter, bir çocuğu olduğunu ve olay günü annesinin aracını alıp Sultan Nur Ulu ile Yalova'daki bir alışveriş merkezine giderek burada çocuğuna bakması için bir bakıcı ile görüştüğünü ancak bakıcının yaşının küçük olması nedeniyle annesi Gül Tut'un görüştüğü kişiyi bakıcı olarak kabul etmediğini aktardı.
Olay günü akşam üstü Ulu ile Çınarcık'taki eve geri döndüklerini vurgulayan Gülter, şunları kaydetti:
"Eve gittiğimizde annem Güllü evdeydi. Odada oturup muhabbet ettikten sonra annem duşa girdi. Biz de Sultan'la yemek siparişi verip yemek yedik. Daha sonra beraber film izlemeye karar verdik. Film izleyeceğimiz için annem kendisine meze hazırladı ve alkol aldı."
Annesinin daha önce alkol kullandığını ancak şarap içmeye yeni başladığını öne süren Gülter, "O gün annem yaklaşık 3,5 şişe alkol içti." ifadesini kullandı.
Film izledikleri sırada bir ara odaya geçip eski nişanlısıyla yaklaşık 20 dakika görüntülü konuşma yaptığını söyleyen Gülter, salona geri geldiğinde Sultan ile annesinin film izlemeye devam ettiğini, içeri geldikten bir süre sonra filmi kapattıklarını anlattı.
Daha sonra müzik eşliğinde eğlenmeye başladıklarını belirten Gülter, şöyle devam etti:
"Sonra Sultan'la ben odaya geçtik. Ben odada eski nişanlım K. ve Ç. abla ile görüntülü konuştum. Sultan benim yanımda oturuyordu. Ben 1-2 defa salona gidip geldim. Odada olduğum süreçte K. ile konuşurken aramızda yüzük muhabbeti geçmişti. Ben 'yüzüğü atacağım' tarzında konuşmuştum ve hamile olma ihtimalim vardı. Ancak bunu annem bilmiyordu. Sultan'la konuştuğumuz sırada annemin öğrenme ihtimaline karşı Sultan'a, 'düştü derim ya da aldırırım' demiştim."
Gülter, Ulu'nun telefondan şarkı açtığını vurgulayarak, şarkı eşliğinde oynarken annesinin içeri geldiğini ve Ulu'nun elinden tutup oynatmaya çalıştığını ileri sürdü.
"ANNEMİN NASIL DÜŞTÜĞÜYLE İLGİLİ FİKRİM YOK"
Odada birlikte dans etmeye başladıklarını ifade eden Gülter, şunları kaydetti:
"Biz kapıyla gardırobumun arasında dans ediyorduk. Annemle birbirimizi mıncıklardık. Bana söylendiği gibi 'Bırak beni bırak' gibi bir şey söylenmişse buna istinaden söylenmiştir. Sonrasında annem müziğin sesini açmamızı istedi. O sırada Sultan'ın yanında oynuyordum. Daha sonra ben çok yüksek bir şekilde 'güm' diye bir ses duydum. Önümü camın olduğu tarafa doğru çevirdiğimde annemi göremeyince 'koş' diye bağırarak aşağıya indim. Yukarıda odadayken 'güm' diye ses duyduktan sonra annemi görmedim. Nasıl düştüğünü de bilmiyorum. Direkt aşağıya koştum. Koşarken Ç. ablanın kapısını çaldım. Aşağıya indikten sonra olanları hatırlamıyorum. Daha sonra çevremden bana anlatılanlar oldu ancak hiçbirini hatırlamıyorum. Sultan'ın annemin camdan düşmesine ilişkin aleyhime verdiği beyanları kabul etmiyorum. Annem benden oldukça ağırdır. Onu kaldırma gibi bir şansım yoktur. Zaten olay sırasında benim sırtım dönüktü. Annemin nasıl düştüğüne dair bir fikrim yok. Normalde Sultan'la aramda herhangi bir problem yok. Sultan'la biz çok yakın arkadaştık."
Ulu'nun olaydan önce eski sevgilisi ile uyuşturucu madde kullandığını duyduğunu öne süren Gülter, dosyaya uyuşturucu testiyle ilgili işlemler girince Ulu'nun bunlardan dolayı çok tedirgin olduğunu, test sonucunda uyuşturucu madde kullandığı ortaya çıkıp ona suç atılması ihtimalinden dolayı avukat M.U'ya "Siz benim başımı mı yakmaya çalışıyorsunuz?" dediğini iddia etti.
Aynı binada oturdukları bazı kişilerin Ulu'ya "Başınız belaya girecek. Tuğyan uyuşturucu kullanıyor. Senin üzerine iftira atar" tarzında beyanda bulunduklarını, Ulu'nun da bunu kendisine daha sonra anlattığını belirten Gülter, şunları söyledi:
"Sultan'ın aleyhimde vermiş olduğu ifadelerin bundan dolayı kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü aramızda herhangi bir husumet yoktur. Hatta bu süreçte bana en çok Sultan destek olmuştur. Benim annemle aramda uyuşturucudan, paradan, eski nişanlım K'den ya da herhangi bir sebepten kaynaklı bir sıkıntı yoktu. Benim 'Annemi öldürmek istiyorum' şeklindeki mesajlarım hatırladığım kadarıyla haziran ayında B. ablaya attığım mesajlardır. Ancak annemle o zaman kavga etmiştik ve ben 21 gün kadar eve gitmemiştim. Anneme çok sinirli olduğum bir dönemde yazdığım bir mesajdı. Daha sonrasında kardeşim Tuğberk, annem ile beni barıştırmıştı."
"KORKUM YOK"
İstanbul'da olduğu bir zaman S.C. isimli kişinin kendilerini dışarı davet ettiğini ve 4 kişi bir eve gittiklerini anlatan Gülter, şunları aktardı:
"S. bize 'sizinle bir şey konuşacağım' diyerek telefonlarımızı aldı ve gardırobun üstüne koydurttu. Daha sonra Sultan ve bana 'Yurt dışına gidin, siz bir şey yapmamış olsanız da toplum baskısından dolayı sizi tutuklarlar' tarzında konuştu. Bunları söylerken sürekli gözümüzü korkutuyordu. Daha sonra biz telefonlarımızı geri aldığımızda Sultan ağabeyi Y. ile konuştu. Bu sırada Sultan, abisine, S'nin söylediklerinden bahsederken S. bunları ses kaydına almış ve daha sonra benim S.S. ile olan konuşmamı kayda almış. Herhangi bir şeyden korkum yok."
Küçük bir çocuğunun olduğunu ve onu bırakıp bir yere gitmeyeceğini belirten Gülter, şöyle devam etti:
"Bu konuşmalar sadece S'nin bize açtığı muhabbetten kaynaklanmıştı. Ben Çınarcık'ta olan evde kaldığım süre boyunca sürekli rahatsız edildim. Bu yüzden G.C'nin evinde kalmaya başlamıştım. G.C'nin evinde kalmaya üç valiz ile gitmiştim. G, Yalova'da Çınarcık'ta kalıyordu. T. abla ile eşi S. ağabey beni almaya geleceklerdi. Onların olduğu Büyükçekmece'ye gidecektik. Yaklaşık 1,5 hafta T. ablaların evinde kalmıştım. Daha sonra Çınarcık'ta emlakçı A. ağabeyden bir ev tutmuştum. Gözaltına alındığımız gün Büyükçekmece'ye valizlerimi alıp kiralayacağım eve götürmek için gitmiştim. İstanbul Büyükçekmece'ye gitmemizle yurt dışına kaçmamız arasında herhangi bir bağlantı yoktur."
Gülter, annesi Gül Tut'u öldürmek için herhangi bir sebebinin olmadığını iddia ederek, şunları anlattı:
"Ne annem bana ne de ben ona husumet beslemiyorduk. Kendimden emin olduğum için kaçma gibi bir durumum söz konusu dahi değildir. Şüpheli Sultan'ın annemin ölüm olayına ilişkin vermiş olduğu ifade kabul edilemez. Her ne kadar bilirkişi raporunda düşme olayının dış kuvvet ve temas varlığıyla olduğu söylenmiş olsa da ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Eğer annemi itmiş olsaydım ses kayıtlarındaki 'görüşürüz' ifadesi yerine annemin bağırma ya da yardım isteme sesi gerekirdi. Kaldı ki 'görüşürüz' kelimesini ben söylemedim. Kesinlikle kabul etmiyorum. Annemi kesinlikle öldürmedim. Ben masumum."
NE OLMUŞTU?
Şarkıcı Gül Tut (52), 26 Eylül'de Yalova'nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi'nde bulunan 6 katlı binanın teras katındaki evinin penceresinden henüz belirlenemeyen nedenle düşerek hayatını kaybetmişti. Tut'un cenazesi, İstanbul'da toprağa verilmişti.
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlatmış, bir süredir teknik takipte tutuldukları öne sürülen Tut'un kızı Gülter ve olay günü aynı odada bulunan arkadaşı Ulu, yurt dışına çıkış hazırlıkları yaptıkları iddiası üzerine İstanbul'da gözaltına alınıp, Yalova'ya getirilmişti. Ulu'nun babası Arif Ulu ile 2 kişi daha gözaltına alınmıştı.




