Milliyetçi Hareket Partisi Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, TBMM'de Sağlık Bakanlığı bütçe görüşmelerinde söz aldı. Konuşmasında MHP'nin sağlık politikalarına vurgu yaparak, herkesin hakkaniyet içinde kaliteli sağlık hizmetine erişmesinin temel hedef olduğunun altını çizdi.
MHP'li Yılık, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak; sağlıkta insan merkezli yaklaşımla birey ve toplumun sağlık hakkını en üst düzeyde korumak, sağlık sorunlarına zamanında, uygun ve etkin çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunmak, nihai olarak da vatandaşlarımızın sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin hakkaniyet içinde kaliteli sağlık hizmetine erişmesini sağlamak sağlık hizmet politikamızın temelidir" dedi.
MHP'NİN SAĞLIK ÇALIŞTAYI'NI ANIMSATTI
Konuşmasında, MHP tarafından düzenlenen Sağlık Çalıştayı'nı anımsatan MHP'li Yılık, "“Türk Sağlık Sisteminde Yenilikler Çalıştayı” sağlık politikalarının bilimsel zeminde tartışılması ve geleceğe dönük bir vizyon oluşturulması yönünde atılan önemli bir adımdır. Sağlık sisteminin dijitalleşmesi, koruyucu sağlık politikaları, afet ve kriz yönetimi dahil olmak üzere kapsamlı çerçeve ortaya konulmuştur" dedi.
AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİNİ VURGULADI
"Güçlenen aile hekimliği sistemiyle birlikte tam bir sevk sistemine geçilmesi, ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde yığılmalara, acil ve öncelikli hastaların tedavi süreçlerinin aksamasının önüne geçilecektir" ifadesini kullanan MHP'li Yılık, Normal Doğum Eylem Planı'na da destek verdiklerini belirterek, "Sezaryen oranının ülkemizdeki yüksekliği ile mücadeleyi önemsiyor, sağlıklı bebekler, anneler ve geleceğimiz için bu mücadeleyi destekliyoruz" dedi.
Sağlık personeline bölgesel teşvik verilmesi gerektiğini de ifade eden MHP'li Yılık, "Özellikle sağlık personeline hekim, hemşire ve ebe başta olmak üzere yönelik bölgesel teşvik sistemlerinin geliştirilerek zorunlu hizmet yerine performans teşvikli kalıcı çözümler getirilebilir" ifadesini kullandı.
MHP'li Yılık'ın konuşmasının tam metni ise şöyle:
2026 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ile ilgili görüş ve değerlendirmelerimizi aktarmak üzere söz aldım.
Genel kurulu ve Aziz Milletimizi saygıyla selamlıyorum. Bir ülkenin sağlıklı bir topluma sahip olabilmesi için ekonomisinin güçlü olması, ekonomik büyümenin sağlanıp sürdürülebilir kılınması ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak; sağlık hizmetlerinin aksamadan sunumu gereklidir. Bu kapsamda, ülkelerin sağlık sistemine ayrılan bütçe miktarları kadar, bütçelerin doğru sağlık hizmeti fonksiyon alanlarına aktarılması bir o kadar elzemdir. Günümüzde sağlık hizmetlerine yüksek pay ayıran ülkeler, bu alana yapılan harcamaları bir gider kalemi olarak değil, sağlıklı nesillerin yetişmesi ve toplum sağlığının korunması için yapılan yatırımlar olarak görmektedirler. Kamu harcamalarında sağlığa ayrılan payın yüksekliği ise bir ülkenin refah düzeyiyle doğru orantılıdır.
Modern devlet anlayışı, sağlık hizmetleri sunumunun etkin şekilde gerçekleştirilmesini sağlayarak, özelde bireyin genelde ise toplumun refah seviyesini yükseltmeyi amaç edinmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak; sağlıkta insan merkezli yaklaşımla birey ve toplumun sağlık hakkını en üst düzeyde korumak, sağlık sorunlarına zamanında, uygun ve etkin çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunmak, nihai olarak da vatandaşlarımızın sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin hakkaniyet içinde kaliteli sağlık hizmetine erişmesini sağlamak sağlık hizmet politikamızın temelidir.
MHP olarak Kasım 2025 tarihinde sağlık alanında çok kıymetli akademisyen ve uzmanların katılımıyla gerçekleştirdiğimiz “Türk Sağlık Sisteminde Yenilikler Çalıştayı” sağlık politikalarının bilimsel zeminde tartışılması ve geleceğe dönük bir vizyon oluşturulması yönünde atılan önemli bir adımdır. Sağlık sisteminin dijitalleşmesi, koruyucu sağlık politikaları, afet ve kriz yönetimi dahil olmak üzere kapsamlı çerçeve ortaya konulmuştur.
Sağlık hizmetleri sunumunda ülkemiz genelinde yapılan yatırımlar, oluşturulan kapasite, elde edilen başarılarla sağlanan kolaylıklar neticesinde hizmet kalitesinde ve halk sağlığının korunmasında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Sağlık sistemleri gelişmiş olan ülkelere bakıldığında, sağlık performans göstergeleri arasında yer alan doğumda beklenen yaşam süresi, anne ve bebek ölüm hızları, sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsam düzeyi, hasta ve çalışan memnuniyeti, vaka düzeyinde ortalama kalış düzeyleri, toplumun sağlık okur-yazarlık düzeyi, sağlığı koruyucu, önleyici ve geliştirici faaliyetler konusunda toplumun farkındalığı ve bu yönde devletimizin çabaları değerlidir.
Ülkemizde doğumda beklenen yaşam süresinin 77.3 yıl olduğu, özellikle yapılan sağlık harcamalarının yaşam süresine artı değer kattığı görülmektedir. Ülkemizin yaşlanan nüfusu göz önüne alındığında, yaşlılara yönelik koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini, yaşlı sağlığı, geriatri ve palyatif bakım hizmetleri sunan merkezlerin sayısının artırılarak yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılmasını önemli bulmaktayız
Türkiye'deki sağlık hizmetlerine baktığımızda erişilebilir olması ve sosyal devlet anlayışını alenen yansıtması çerçevesinde, basamaklı sağlık sisteminin daha aktif bir şekilde uygulanması sağlık sektörünün yükünü hafifletecektir. Güçlenen aile hekimliği sistemiyle birlikte tam bir sevk sistemine geçilmesi, ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde yığılmalara, acil ve öncelikli hastaların tedavi süreçlerinin aksamasının önüne geçilecektir. Sağlık Hizmet sunumunda, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi anlamında önemli bir yük üstlenen “Halk Sağlığı ve Aile Hekimliği” hizmetlerinin etkin fonksiyonu ile vatandaşımızın sağlık ihtiyaçlarına eşit ve daha hızlı yanıt veren bir sistemle sağlık harcamalarının maliyetlerini düşürmek de mümkündür.
Türkiye’de son dönemde birinci basamak sağlık hizmetlerinin organizasyonunda Sağlık Bakanlığımız tarafından köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Aile hekimliği sisteminde uygulanan proaktif hekim yaklaşımı da sağlıklı yaşamı teşvik etmektedir.
Yine Aile Diş Hekimliği modelinin de geliştirilmesinin sağlık sistemimize değer katacağını düşünmekle birlikte, aile hekimliği sistemi için de kalite ve akreditasyon standartlarının oluşturulup, bağımsız denetimlerin gerçekleştirilmesini önemli görmekteyiz.
Sezaryen Oranının ülkemizdeki yüksekliği ile mücadeleyi önemsiyor, sağlıklı bebekler, anneler ve geleceğimiz için bu mücadeleyi destekliyoruz. Son rakamlar bu kapsamda olumlu gelişmelere atıf yapmakta olup kararlılıkla gereksiz sezaryenle mücadeleyi desteklediğimizin altını çiziyor, normal doğum eylem planını destekliyoruz.
Sağlık Bakanlığı bütçe sunumu analiz edildiğinde sağlık insan kaynakları sayımızın (Uzman ve yandal uzman, pratisyen, hemşire ve ebe başta olmak üzere) artacağını görmekteyiz. Bu artışın nüfus artış hızımızdan daha yüksek olacağı görüldüğünden sağlık hizmet kalitesine olumlu yansıyacağı beklenmektedir. Ayrıca sağlık sektöründe kadın istihdamının yüksekliğinin bu bütçe kapsamında da korunuyor olmasından memnuniyet duymaktayız.
Dijital Sağlık ve Entegrasyon Sistemleri ile Aile Hekimliği, Evde Bakım ve Hastane Hizmetlerinin bütünleştirilmesi çalışmalarını önemsiyor, e-Nabız sisteminin kronik hastalık yönetiminde kişiselleştirilerek çok daha etkili hale getirileceğini düşünüyoruz.
Özellikle sağlık personeline (hekim, hemşire ve ebe başta olmak üzere) yönelik bölgesel teşvik sistemlerinin (doğu ve kırsal bölgeler için) geliştirilerek zorunlu hizmet yerine performans teşvikli kalıcı çözümler getirilebilir.
Türk sağlık sisteminin markalaşmasında ve uluslararasılaşmasında büyük bir öneme sahip olan sağlık turizmi, kamu ve özel sektör işletmelerinin kendi çabalarının yanı sıra ülke genelini kapsayacak bir politikayla yürütülmelidir. Uluslararası Sağlık Turizmi açısından ülkemiz adına atılacak istikrarlı adımların, ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunacağı inancındayız. Ülkemizin mevcut kapasitesinin dünyaya tanıtımını, bu alanda faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarının yetki belgeleri ile aracı kuruluşların denetim mekanizmalarının güçlendirilmesini faydalı bulmaktayız. Sağlık Bakanlığımızın ülke imajımıza zarar verecek uygulamaların önüne geçmek için sıkı denetim ve kontrol uygulamaları da bu noktada önemlidir.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) sağlık bilim ve teknolojileri alanında ülkemize ve insanlığa hizmet etmek, planlı ve sürdürülebilir kalkınmaya destek sağlamak amacıyla kurulmuştur. TÜSEB'in kuruluş amacına uygun olarak sağlık teknolojileri ve bilim alanında gerçekleştireceği araştırma ve geliştirme faaliyetleriyle sağlık alanına ve Sağlık Bakanlığına bilimsel anlamda büyük katkı sunacağını öngörmekteyiz. Aşı üretimi, Genetik veri tabanı, Sağlık Vadisi, Biyoteknolojik ürünlerde yerli üretim, Klinik araştırma kapasitesinin artırılması gibi konularda TÜSEB’in daha aktif olarak YERLİLEŞME politikasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Türkiye'nin küresel bir ilaç, AR-GE ve üretim merkezi olması, ilaç ve tıbbi cihaz alanında rekabetçi konuma ulaşması önem arz etmektedir. Ayrıca, ilaç, teknoloji, aşı gibi üretim ve AR-GE çalışmalarıyla ülkemizin dışa bağımlılığını azaltma konusunda önemli bir hedeftir.
Sonuç olarak genel bir değerlendirme yaptığımızda:
Sağlık Bakanlığı Bütçesini ; stratejik çerçevesi güçlü, hedefleri bütüncül, ulusal ve uluslararası politikalara uyumlu bir finansal plan olarak görmekteyiz.
Bu vesileyle 2025 yılı Sağlık bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.




