Çanakkale (AA)
İlçeye bağlı Dalyan köyünde Büyük İskender adına milattan önce 310 yılında kurulan, kapsadığı şehir alanıyla dönemin en büyük Anadolu kentlerinden biri olan, konumu nedeniyle Roma İmparatorluğu'nun başkenti olması dahi düşünülen Alexandria Troas Antik Kenti'nde arkeolojik kazı çalışması devam ediyor.
Bilim insanları, karadaki çalışmaların yanı sıra dönemi itibarıyla önemli bir liman kenti olan Alexandria Troas Antik Kenti'nin denize uzanan kalıntılarını da araştırıyor.
Arkeologlar ve su altı araştırmacıları limandan bağımsız bir konumda yer alan, suyun yüzeyinden 2 ila 4 metre derinliği bulunan duvar kalıntısı tespit etti.
Araştırmacılar, bu kalıntının iç ve dış cephe mimari belgelendirmesini yaparak, nasıl bir yapının parçası olduğunu belirlemeye çalışacak.
"Dörtgen köşeli büyükçe bir mekan"
Alexandria Troas Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, AA muhabirine, su altı çalışmaları için ekip oluşturma düşüncesiyle 2017'de dalış eğitimine başladıklarını, profesyonel dalış ekibi oluşturmayı amaçladıklarını söyledi.
Uluslararası deneyime sahip uzman dalış eğitmeni Tuncay Sadıkoğlu ile antik liman ve çevresinde tespitler yaptıklarını ifade eden Öztepe, "Bu yıl yaptığımız gözlemler doğrultusunda önümüzdeki seneden itibaren antik limanın hem su altı hem de su üstündeki kalıntıları üzerinde bir modellendirme yapmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda mimarlar, arkeologlar ve su altında çalışacak ekiple ortak bir çalışma yürüteceğiz. Bunun ön sonuçlarını 2026 yılında paylaşma imkanımız olacak." dedi.
Öztepe, Dalyan köyünün kuzeyinde yer alan sahil bandının bittiği noktada dron çekimleri yaparken suyun içinde 90 derecelik açıyla birbirine bağlanan 30x30 metre boyutlarında, hem kesme taş blok hem de moloz taş ve harçtan oluşan bir duvar kalıntısı tespit ettiklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Duvarları birbirini 90 dereceyle bağlanmakta olan dörtgen köşeli büyükçe bir mekan. Bu mekanın mimari belgelendirmesi için bir takım çalışmalar yapıldı. Bu yıl sadece şanssızlığımız yangınları da tetikleyen rüzgarlı havalar. Su çok fazla derin olmadığı için yüzey rüzgarları ve dış ektenler su altındaki çalışmayı çok etkiliyor."
Rüzgarlı havalarda suyun altında sabit durulamadığını dile getiren Öztepe, "Yapabildiğimiz kadarını bu yıl yapacağız, gelecek yıl rüzgarsız bir periyodda yapmamız gerektiğini bir kez daha anladık. Bu yapı kalıntısının iç ve dış cephe mimari belgelendirmesi yapılacak. Böyle bir yapı neyin parçasıydı bunu anlamamız lazım. Antik limandan bildiğimiz kadarıyla mendirek yapısı gibi gözükmüyor, kapalı bir mekan yapısı gibi görünüyor. Sahile çok yakın suyun içinde, çok fazla derinde olmayan bir yapı. Mahiyetini anlamak için belki biraz kum yüzeyinde temizlik yaparak tespit etmeye çalışacağız." ifadesini kullandı.
"Coğrafi ve su altı çalışmalarıyla gün güzüne çıkacak"
1500-2000 yıl önce kıyı bandının ne kadar açıkta olduğuna yönelik çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Öztepe, suyun içindeki yapının 2. yüzyılın mimari karakterine benzediğini kaydetti.
Bunun da Roma imparatorluğu döneminin ortalarına denk geldiğini aktaran Öztepe, şunları paylaştı:
"Milattan sonra 2. yüzyıl Alexandria Troas'ın güçlü olduğu bir dönem. Bu kıyı bandında başka yapılar var mıydı? Dalyan köyünün kıyısında bugün toprak altında olması muhtemel başka yapılar var mıydı? Bunları bilmiyoruz çünkü 3. derece sit alanı olduğu için yeni bir yapılaşma yapılacağında mutlak surette arkeolojik sondaj yapıyoruz. Genel kent haritası üzerinde noktasal olarak işaretliyoruz. Benim hatırladığım arkada kalan yazlıkların bulunduğu yerde, pek bir şeyin çıkmadığı yönünde. Belki kıyı bandı daha gerilerdeydi, bilmiyoruz. Bunlar coğrafi ve su altı çalışmalarıyla gün güzüne çıkacak."
"Fiziki çalışmaya geçmeden önce dijital ortamda ayağa kaldırıyoruz"
Modelleme çalışmalarının önemine de değinen Öztepe, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bazen kazı veya onarım yapmadan modelleme yapmak mantıklı. En azından fiziki çalışmaya geçmeden önce dijital ortamda ayağa kaldırmayı tercih ediyoruz. Bilim insanları olarak bu alanların geçmişte nasıl olabileceğiyle ilgili kafamızda bir fikir oluşuyor. Bunu bazen çizimlere de döküyoruz ama ziyarete gelen, arkeoloji konusunda sınırlı bilgisi olan insanların en etkilendiği konulardan biri bu 3 boyutlu modellendirmeler. Bunu yaptığınızda çok etkili oluyor."