CHİNA(AA)-Çin'in doğusunda bulunan ve tarihi çok eskiye dayanmayan Şanghay, bir zamanlar balıkçı köyüyken, 1990'lı yıllardaki reform süreciyle büyüyerek Çin'in ekonomi ve finans merkezi haline geldi.

Tarih boyunca isyanlar ve işgallerle sarsılan bu şehir, 1990'da Şanghay borsasının kuruluşu ve 1992'de merkezi hükümetin pazar ekonomisinin geliştirilmesi için verdiği yetkiyle bugün 25 milyondan fazla nüfusuyla bir metropole dönüştü.

Başkent Pekin'in yanı sıra Tiencin ve Çongçing ile eyalet düzeyinde sayılan 4 şehirden biri olan Şanghay, Huangpu Nehri gibi doğal güzelliklerinin yanı sıra ekonomik hayatın canlılığı ve gökdelenleriyle de dikkati çekiyor.

Nehrin doğusunda modern manzaralar ve gökdelenler hakim

Huangpu Nehri, düzenlenen turlarla turistlerin uğrak noktalarından bir tanesi. Bu turlara katılan turistler, nehrin bir tarafında modern gökdelenleri seyrederken, diğer tarafta da tarihi binaları izleyebiliyor.

Huangpu Nehri'nin doğusunda "Çin'in Wall Street'i" olarak anılan Şanghay Borsası ve iş merkezlerinin bulunduğu Luciazui Finans ve Ticaret Bölgesi modern yapısıyla göze çarpıyor.

Bu gökdelenler arasında ise 128 katlı Şanghay Kulesi, 632 metre uzunluğu ve dünyanın en hızlı asansörüyle kentin simge yapıları arasında yer alıyor. Dünyadaki en yüksek 3'üncü, Çin'deki ise en yüksek bina unvanına sahip bu kulenin yüksek katlarında turistlerin Şanghay manzarasını izleyebilmesi için seyir alanları bulunuyor.

Batı kıyısı geleneksel ve turistik

Öte yandan nehrin batı kıyısında ise Batı mimarisiyle 20. yüzyıl Avrupası'nı andıran görkemli binalar ve geleneksel yapıların bulunduğu "Vay Tan" (Dış Sahil Kordonu) bulunuyor.

Diğer yandan Vay Tan bölgesinin yakınındaki Nancing Yürüyüş Caddesi, pahalı markaların ürünlerinin satıldığı bir yer olarak, kente gelen turistlerin hem yürüyüş hem de alışveriş için tercih ettiği bir nokta.

Öte yandan bu civarda, geleneksel dokularla bezenmiş Yu (Yuyuan) Bahçesi ve el yapımı sanat ürünleriyle antika eşyaların sergilendiği ve satıldığı "Tienzıfang", yerli ve yabancı turistler için çekim merkezi oluyor.

Hucou şehri, antik kentleri ve ipek üretimiyle tarihi dokusunu koruyor

Çin'in doğusundaki Cıciang eyaletinde 3 milyonluk nüfusuyla Hucou şehri, 11'inci yüzyıldan bu yana bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri olmasının yanı sıra Çin'in alameti farikalarından olan ipeğin kökeninin dayandığı yer.

Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro, ABD Başkanı Trump'ın göçmen politikalarını eleştirdi
Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro, ABD Başkanı Trump'ın göçmen politikalarını eleştirdi
İçeriği Görüntüle

Asya'nın en uzun ırmağı Yangzı Nehri (Gök Irmak) deltasında Hangcou ve Sucou şehirlerinden sonra bölgedeki önemli şehirlerin başında gelen Hucou'da 4 bin yıllık ipek kalıntıları bulunuyor.

Kent sadece ipeğin doğduğu yer olarak anılmıyor aynı zamanda Çin kültürel mirasları çay, porselen ve kaligrafi gibi unsurlarıyla da biliniyor.

Nanşun antik kasabası "Asya'nın Venedik'i" olarak anılıyor

Hucou şehrinin kuzeydoğusunda yer alan Nanşun bölgesi, tekstil ve ipek sanayisinin yanı sıra turizm ve kültürel miras bölgesi olarak biliniyor.

Şehirde bulunan Nanşun antik kasabası "Asya'nın Venedik'i" benzetmesiyle dikkatleri üzerine çekerken, bölgedeki en iyi korunmuş kentlerden biri olarak Dünya Kültürel Mirası aday listesinde yer alıyor.

Tarihi, Çin'in Hanedanlıklar dönemine dayanan bu su kasabası, İngiltere'nin başkenti Londra'da 1851'de yapılan fuarda bölge, özel "Cili ipeği" ile ödül kazanmasının ardından uluslararası alanda tanınır hale geldi.

Bölgede gelişen ipek ticaretiyle zenginleşen ve zenginlik ölçeği adlandırdıkları hayvanların boyutlarıyla tanımlanan efsanede "4 fil, 8 boğa ve 72 altın köpek" adıyla bilinen tüccarlar, kentin asli dokusunu veren kişiler olarak biliniyor.

Bu tüccarların inşa ettirdiği yapı ve bahçeler ise hem Çin hem de Batı kültürünü yansıtıyor. Turistlerin uğrak noktalarından "Küçük Lotus Villası" ve "Ciaye Kütüphanesi" gibi yapılar, 700 yılı aşkın tarihiyle hala ilk günkü gibi korunuyor.

Kaynak: AA