Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Adli Yıl açılış töreninde konuşması şu şekilde;

Hepinizi şahsım ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Önemli bir zirve toplantısı için yurtdışında bulunan Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm yargı ve adalet camiamıza tebriklerini ve başarı dileklerini iletmek istiyorum.

2025-2026 Adli Yılı Açılış Töreni vesilesiyle adalet teşkilatımızın siz kıymetli temsilcileri ile bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyuyorum.

Yargıtay binamızdan Türkiye’nin dört bir yanında kapıları adalete açılan adliyelerimize, hâkim ve savcılarımıza selamlarımı iletiyor yeni adli yılın tüm adalet camiamız için hayırlı olmasını diliyorum.

Adaletin tesisi için büyük bir özveriyle görev yapan hâkim, savcı, avukat ve adalet çalışanlarımızın her birine şükranlarımı sunuyorum.

İstanbul'da yasa dışı bahse aracılık eden suç örgütünün yöneticisi itirafçı oldu
İstanbul'da yasa dışı bahse aracılık eden suç örgütünün yöneticisi itirafçı oldu
İçeriği Görüntüle

Saygıdeğer Misafirler,

Binlerce yıllık devlet geleneğimizin en temel ilkesi, devlet ebed müddet anlayışıyla ifade edilen sürekliliktir.

Bu sürekliliğin iki dayanağı vardır: insana verilen değer ve adalet.

Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” sözü bu yaklaşımı en açık şekilde ortaya koyarken adalet mülkün temeli olarak kabul edilir.

Adalet devletin temeli olduğu gibi kalkınmanın ve sosyal refahın, temek hak ve özgürlüklerin de teminatıdır.

Çünkü varlık düzeni adalet üzerine kuruludur; ölçü ve denge adaletle anlam kazanır.

Divanü Lügati’t Türk’te geçen “Zor kapıdan girerse, töre bacadan çıkar” sözü, toplumsal düzenin ancak adalete duyulan güvenle sürdürülebileceğini gösterir.

Her bir vatandaşın hakkının korunması ve güçsüzün güçlüye ezdirilmemesi hayati önem taşır.

Bir hükmün ya da kararın değeri, yalnızca dayandığı yazılı maddelerde değil, milletin vicdanında da kabul gördüğünde ortaya çıkar.

Bu sebeple yargı, bir erk olmanın ötesinde, devlet ile millet arasındaki güven bağının da en güçlü teminatıdır.

Demokratik bir ortamda yargı kararları elbette ki eleştiriye açıktır. Bir mahkemenin verdiği kararla ilgili olarak çok katmanlı adalet sistemi içinde hak arama ve itiraz imkânları bulunmaktadır.

Ancak, hiçbir kişi ve kurumun yargı mensuplarına hakaret etme, adalet kurumuna duyulan güveni zedeleme ve bağımsız/tarafsız yargıyı etki altına alma hakkı yoktur.

Türk milleti adına karar veren yargının vakarını muhafaza etmek ve toplumsal adalet inancını diri tutmak, bizim için vazgeçilmez bir sorumluluktur.

Cumhurbaşkanımız liderliğinde her zaman bu sorumluluğun bilinciyle hareket ettik.

Değerli Katılımcılar,

Milletimize en iyi hizmeti sunma gayemiz, adalet sistemini tüm yönleriyle güçlendirme kararlılığımızı pekiştirdi.

Adaletin etkinliği kadar zamanında tecelli etmesinin de milletimiz için hayati bir değer taşıdığını her fırsatta vurguladık.

2002’den itibaren attığımız adımlarla yargıyı vesayetçi yapılardan arındırdık, temel hak ve özgürlüklerin güvencelerini genişlettik, hukuk devletini kökleştiren reformlara imza attık.

Yaptığımız anayasa değişiklikleri, temel kanunların yenilenmesi, alternatif çözüm yöntemlerinin hayata geçirilmesi, yargıda bilişim teknolojilerinin geliştirilmesi ve adalet teşkilatımızın fiziki ve teknik altyapısının güçlendirilmesi gibi yeniliklerle adalet sistemimizin etkinliğini artırdık.

Hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırdık ve hak arama yollarını çoğalttık.

Başörtüsünden ana dilin kullanımına, din ve vicdan hürriyetinden ifade özgürlüğüne pek çok alanda temel hak ve özgürlüklerin alanını genişlettik.

Çift başlılık oluşturan askeri yargıyı, Devlet Güvenlik Mahkemelerini ve Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdık.

Anayasa değişikliği ile vatandaşlarımıza Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilme hakkı tanıdık.

Değerli Misafirler,

Adaletin kapılarını 2025-2026 dönemi için bir kez daha açarken, hukukun üstünlüğünü esas alan bir vizyonla yolumuza devam ediyoruz.

Hâkim, savcı ve personel sayısını artırarak yargıda insan kaynağı kapasitesini güçlendirmiş durumdayız.

Hâkim ve savcı sayısı 2002 yılında 9 bin 349 iken; bugün yüzde 173 artışla 25 bin 551 olmuştur.

Gururla ifade etmek isterim ki, toplam kadın hâkim ve savcı sayısı ise 2002 yılında sadece bin 847 iken bugün yüzde 433 artışla 9 bin 841 olmuştur.

Bir yandan adalet teşkilatının personel sayısını artırırken diğer yandan niteliği de artıracak adımları atıyoruz.

Geçen yıl hayata geçirdiğimiz Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ile avukat, hâkim, savcı ve noter olacak kişilerin mesleki niteliklerinin arttırılmasını hedefliyoruz.

Ayrıca sistemimize kazandırdığımız Hâkim ve Savcı Yardımcılığı kurumu sayesinde, usta çırak ilişkisiyle hâkim ve savcılarımız çok daha donanımlı ve tecrübeli olarak yetişmektedirler.

Vatandaşlarımızın davalarının bir an önce görülmesi için mahkeme sayılarında da önemli bir artış sağlamış bulunmaktayız.

2002 yılından bugüne faal adli ve idari yargı ilk derece mahkemelerinin sayısını 3 bin 727’den, 8 bin 898’e yükselttik.

Mahkeme sayısını artırarak vatandaşın adalete erişimini kolaylaştırdık, istinaf mahkemelerini kurarak Yargıtay ve Danıştay’ın iş yükünü azalttık.

Adli Tıp Kurumundaki Gelişmeler, adalete erişimdeki hızımızı ve kalitemizi artıran somut adımlardan bir diğeridir.

Bir zamanlar yetersiz imkânlarla hizmet veren kurumumuzu, bugün uluslararası akredite olmuş modern laboratuvarlara kavuşturduk ve hizmetlerin 81 ilin tamamında sunulmasını sağladık.

Teknolojiyi yargıya taşıdık. UYAP, SEGBİS, e-tebligat ve elektronik duruşma gibi uygulamalarla dünyaya örnek olacak bir dijital dönüşüm gerçekleştirdik.

Bu sistemleri yapay zekâdaki gelişmeleri de dikkate alarak ileri seviyelere taşımayı ve başka ülkelere ihraç edecek şekilde değerlendirmeyi hedefliyoruz.

Hafta sonu nöbetçi noterlik, yurtdışında noterlik entegrasyonu ve yeni icra dairesi modeli gibi uygulamalarla milletimizin hayatını kolaylaştırdık.

Ceza infaz kurumlarını modernleştirdik, denetimli serbestlik ve elektronik kelepçe gibi çağdaş infaz yöntemlerini sisteme dahil ettik.

Bütün bu adımlar, milletimizin vicdanında karşılığını bulan, devlet-millet bağını pekiştiren bir adalet düzeni inşa etme irademizin tezahürüdür.

Kıymetli Misafirler,

Milletimizin talepleri ve değişen şartlara göre adalet sistemimizi sürekli güncelliyor ve yargının eksiklerini gideriyoruz.

Reform irademizi, bu yılın başı itibarıyla kamuoyuna açıkladığımız Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisiyle ortaya koyduk.

Türkiye Yüzyılı’nın yeni yargı vizyonunu; hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi olarak belirledik.

Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında 10. Yargı Paketi ile ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılmasına yönelik düzenlemeler yaptık.

Bu kapsamda ceza adaletinin daha etkin hale getirilmesi, cezasızlık algısının ortadan kaldırılması, özel infaz usullerinin kapsamının genişletilmesi, suçun işlenmesinin önlenmesi ve caydırıcılığın sağlanması, trafik güvenliğinin artırılması ve noterliğe ilişkin düzenlemeleri hayata geçirdik.

Önümüzdeki dönemde Yargı Reformu Strateji Belgemiz ile;

Adalete kolay erişim ile onarıcı ve telafi edici adalet uygulamalarını sistemimize kazandıracağız.

Adalet hizmetleri ile adli bilimlerde dijital dönüşümü hızlandıracağız.

Tebligat işlemlerinin daha sade bir usulle ve hataları azaltacak şekilde yürütülmesini sağlayacağız.

Ceza infaz ve denetimli serbestlik sisteminin yönetim kapasitesini geliştirecek ve meslek edindirme programları ile iş yurtları üretim miktarını yükselteceğiz.

Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans ilkesinden taviz vermeyecek ve bu alandaki çalışmaları kesintisiz sürdüreceğiz.

Yaşlı ve engellilerin adalete erişimlerini kolaylaştıracağız.

Bildiğiniz üzere 2025 yılını aile yılı olarak ilan ettik. Bu vesileyle Strateji Belgesi’yle milletimize taahhüt ettiğimiz aile hukukunda arabuluculuk müessesesini aile yılında hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

Makul süre, hız, öngörülebilir ve çözüm merkezli adalet önceliğimizdir.

Gerek kanuni değişiklikleri gerekse idari faaliyetlerle daha sadeleştirilmiş, kolaylaştırılmış ve verimliliği esas alan süreçler oluşturacağız.

Değerli Misafirler,

Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi siviller eliyle yapılacak, yeni, sivil bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz.

Aziz milletimizin bizden beklentisi darbe etkisinden arındırılmış demokratik ve sivil bir anayasadır.

Bu beklentiyi milli iradenin tecelligâhı olan Gazi Meclisimizde tüm partilerin katkısıyla karşılamayı temenni ediyoruz.

Ülkemizin demokrasi birikimi buna imkân sağlayacak olgunluktadır.

Ortak aklın ve millet iradesinin rehberliğinde, en geniş mutabakatla yeni ve sivil bir anayasayı hayata geçirerek Türkiye’yi vesayet zincirlerinden tamamen kurtaracak, güçlü ve lider ülke olma yolunda tarihî bir eşiği daha aşacağız.

Kıymetli Katılımcılar,

Türk yargısı, milletimizin adalet beklentisini gözeterek, hukuk devleti ilkesinden asla taviz vermeden görevini icra etmektedir.

Bugün olduğu gibi yarın da bağımsız ve tarafsız karakteriyle, hakkın ve adaletin tecellisi için üstün bir gayret sergileyeceğine yürekten inanıyoruz.

Bu duygularla bir kez daha 2025-2026 adli yılının milletimiz, yargı ve hukuk camiamızın tüm tarafları için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Türkiye’nin her tarafında adaletin tecellisi için çalışan hâkimlerimize, savcılarımıza, avukatlara ve tüm yargı personeline muvaffakiyetler diliyorum.

Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyor yeni adli yılda aziz milletimiz için yapacağınız çalışmalarda kolaylıklar diliyorum.

Muhabir: Aysun Tekin