Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Güldeniz Karadeniz Çakmak, AA muhabirine, meme kanserinin dünya genelinde kadınlarda en sık rastlanılan kanser türü olduğunu ve Türkiye'de de kanser vakalarının başında yer aldığını belirtti.

Özellikle erken tanıyla tespit edilen hastaların yüzde 90’dan fazlasının tedavi edilmesinin mümkün olduğunu vurgulayan Çakmak, Sağlık Bakanlığının ücretsiz olarak uyguladığı tarama programlarına kadınların dahil olması gerektiğini kaydetti.

Çakmak, her kadının 20’li yaşlardan itibaren kendi kendini muayene etmesi, 40 yaşından itibaren de yılda bir doktor muayenesi yaptırması ve mamografi tarama programına dahil olmasının, tanının erken evrede konulmasına, böylece hekimlerin hastaların büyük çoğunluğunu tedavi etme imkanı yakalamasına olanak sağladığını anlattı.

Erken tanı koydukları hastalarda geçmişte olduğu gibi memenin tamamını almadan ameliyatlar yapabildiklerine dikkati çeken Çakmak, cerrahi tedavinin en önemli komplikasyonlarından biri olarak tanımlanan koltuk altındaki lenf bezlerinin tamamının çıkarılması sonrası görülen kol şişkinliği ihtimalini de en aza indirerek bu hastalığı tedavi edebildiklerini aktardı.

Çakmak, her kadının kanserinin kendine özgü olduğunu dile getirerek, "Dolayısıyla meme kanseri tanısı konmuş hastalarımızın tedavilerinin, dünya genelinde kabul gören ve uygulanan, multidisipliner ekiplerce oluşturulmuş tümör konseylerinde tartışılarak dizayn edilmesi başarıya giden yoldaki en önemli anahtarımız." dedi.

Bu noktada tümör biyolojisi bazlı tedavilerin her kadına özgü kişisel olarak uygulandığını hatırlatan Çakmak, tümör biyolojisiyle ilintili tedavi seçimlerinin, hastaların yaşam süreleri açısından da ellerini kuvvetlendirdiğini söyledi.

"Meme kanseri riskimizi yüzde 30'lara varan oranlarda azaltmamız mümkün"

Meme kanseri riskini azaltmada emzirme ve doğumun önemine vurgu yapan Çakmak, hormonların bu hastalıkta önemli bir risk faktörü oluşturduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Bu hormonlar içerisinde östrojen olarak tanımladığımız hormona maruziyet meme kanseri riskini artıran bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Doğurganlık yaşında doğum yapmak ve emzirmek, östrojen hormonuna maruziyet süremizi azaltması ve meme bezlerindeki hücrelerin tam olgunlaşmasına olanak sağlaması nedeniyle meme kanseri riskimizi azaltıyor. Bu nedenle hekimler olarak doğurganlık çağındaki bütün kadınlara doğurmaları ve emzirmeleri konusunda uyarılarda bulunuyoruz."

Meme kanseri riskini azaltmak için düzenli egzersiz şart
Meme kanseri riskini azaltmak için düzenli egzersiz şart
İçeriği Görüntüle

Çakmak, hayatta değiştirilebilir risk faktörlerini modifiye ederek meme kanseri riskini yüzde 30'lara varan oranlarda azaltmanın mümkün olduğunu belirterek, sağlıklı beslenmek, spor yapmak, sigara ve alkolden uzak durmak, obeziteden kaçınmak, sedanter (fiziksel aktivitenin olmadığı) yaşamdan vazgeçmek, doğum yapmak ve emzirmenin riskin azaltılması adına önemli olduğunun altını çizdi.

Nadiren de olsa her 100 vakadan biri gibi oranda dünyanın farklı coğrafyalarında erkeklerde de meme kanserinin görüldüğünü anımsatan Çakmak, erkeklerde de memede ele gelen kitlesel bir şey söz konusuysa ya da şekil ve renk değişikli varsa vakit kaybetmeden hekime başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA