Doğu Türkistan’ın Barın kasabasında 5 Nisan 1990 tarihinde Çin hükûmeti vahşi bir katliama imza attı. Katliamın 34. yıl dönümünde şehit edilen Uygur Türkleri rahmetle anılıyor. Dünya Uygur Kurultayı 34 yıl önce işlediği ve dünyadan gizlediği Barın Katliamı ile ilgili bildiri yayımladı.

Sürgündeki Bağımsız Tataristan hükûmetinden soydaşlarına 18 Mayıs'ta Kırım Tatarlarına destek olma çağrısı Sürgündeki Bağımsız Tataristan hükûmetinden soydaşlarına 18 Mayıs'ta Kırım Tatarlarına destek olma çağrısı

Dünya Uygur Kurultayı'ndan Barın Katliam'ı ile ilgili bildirisinde şu ifadelere yer verildi:

"Barın Katliamının 34. yıl dönümünde Dünya Uygur Kurultayı (DUK), 5-10 Nisan 1990 tarihleri arasında ÇKP rejiminin acımasızca katlettiği 3 bin şehidini anıyor. 5 Nisan 1990’da Barın’da toplanan yaklaşık 200 Uygur, Doğu Türkistan’daki Uygurların Çinli yetkililer tarafından maruz bırakıldığı siyasi, dini ve kültürel baskılara karşı seslerini duyurmak ve daha fazla temsiliyet talep etmek üzere Kızılsu Kırgız Vilayeti Aktuğ İlçesindeki yerel hükümet binasına yürüdü. 6 Nisan’da yetkililerin halkı bastırmak için 18 binden fazla asker gönderdiği bildirildi, oysa Barın’ın o dönemki nüfusu sadece 19 bin idi. Takip eden günlerde gösteriler acımasızca bastırıldı ve tahminen 3 bin Uygur Türkünün ölümüne neden oldu. 1990’lardaki müteakip gösteriler de Çinli yetkililer tarafından acımasızca dağıtıldı ve binlerce masum kişinin daha ölümüne yol açtı.

Katliamdan sonraki yıllar, Uygur muhalefetinin acımasızca bastırılmasında ve daha baskıcı politikaların uygulanmasında önemli bir artışa sahne oldu. Şimdiye kadar Çin’in baskısı, sadece adalet isteyen Uygur Türklerinin seslerini tamamen susturma girişimiyle değil, aynı zamanda Doğu Türkistan halkını tümden yok etme doruğuna ulaşmıştır. Uygur Türklerinin Barın Ayaklanmasını anarken, dünya artık gözlerinin önünde soykırım yaşanmasına seyirci kalamaz"

DUK Başkanı Dolkun İsa ise, “Barın Ayaklanması, 1990’larda Uygur toplumu içinde Çinli yetkililerin baskıcı önlemlerine karşı artan kızgınlığın en erken ifadelerinden biriydi. Çin hükumetinin protestoculara yönelik şiddetli baskısı, Uygur halkına yönelik şiddetin son on yılda soykırıma dönüşen daha geniş bir tırmanışa geçtiğinin işaretiydi" ifadelerini kullandı.