“Fransız Devrimi: Değişim Rüzgârları, Kanlı Yollar”

İsrail ordusu İran'dan füzeler ateşlendiğini duyurdu

İçeriği Görüntüle

1789 yılında Fransa’da başlayan Fransız Devrimi, hem siyasi hem de toplumsal anlamda dünyanın seyrini değiştiren köklü bir dönüşüm sürecidir; krallığın mutlak otoritesine karşı halkın eşitlik, özgürlük ve adalet talepleriyle başlattığı bu büyük başkaldırı, yalnızca bir iktidar değişikliği değil, aynı zamanda çağdaş demokrasilerin temelini atan bir halk hareketi olarak tarihe geçmiştir. Yüzyıllardır soylular ve din adamları gibi ayrıcalıklı sınıfların tüm imtiyazlardan faydalandığı, halkın ise ağır vergiler ve kıtlıkla boğuştuğu bir düzen içinde patlak veren devrim, ekonomik kriz, kötü hasat yılları, yükselen ekmek fiyatları ve Aydınlanma düşünürlerinin etkileyici fikirleriyle beslenerek yayılmıştır. 14 Temmuz 1789’da Paris’teki Bastille Hapishanesi’nin halk tarafından basılması, devrimin sembolü haline gelirken; kısa süre sonra feodal ayrıcalıklar kaldırılmış, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ilan edilerek bireyin temel hakları anayasal güvence altına alınmıştır. Kraliyet ailesinin yargılanarak idam edilmesi, kilise mallarının kamulaştırılması ve halkın aktif siyasi rol oynamasıyla, yüzyıllarca süren monarşi yönetimi sona ermiş; ancak bu süreç, binlerce kişinin giyotinle idam edildiği Terör Dönemi gibi trajik sonuçları da beraberinde getirmiştir. Devrim 1799 yılında General Napolyon Bonapart’ın iktidarı ele geçirmesiyle son bulurken, ardından gelen yıllarda Fransız Devrimi’nin fikirleri, Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada anayasal yönetimlerin, vatandaş haklarının ve halk egemenliğinin yükselmesine öncülük etmiş; köleliğe, soyluluk ayrıcalıklarına ve despotizme karşı tarihin en güçlü demokratik uyanışlarından biri olarak hafızalara kazınmıştır.