Antlaşma ile birlikte Osmanlı Devleti, ilk kez büyük Avrupa devletleri tarafından toprak bütünlüğü garanti altına alınmış bir “Avrupa devleti” statüsüne kavuştu. Paris’teki masada, Osmanlı artık “dışarıdan destek bekleyen hasta adam” değil, diplomatik meşruiyet kazanmış bir aktör konumuna geldi.

Antlaşmanın Temel Maddeleri

Paris Antlaşması ile;

  • Karadeniz tarafsız bölge ilan edildi. Hiçbir devlet burada savaş gemisi bulunduramayacak.

  • Boğazlar rejimi korundu. Barış zamanında savaş gemilerine kapalı kalacak.

  • Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü Avrupalı güçlerce güvence altına alındı.

  • Eflak ve Boğdan’da özerklik artırıldı, reform sözü verildi.

  • Hristiyan tebaanın hakları garanti altına alındı. Osmanlı bu konuda Batı’ya taahhüt verdi.

Bu hükümler, hem Osmanlı'nın iç yönetim sistemine hem de dış ilişkilerine doğrudan etkiler yarattı.

Avrupa’nın Denge Oyunu: Rusya’ya Fren, Osmanlı’ya Soluk

Antlaşmanın belki de en dikkat çekici yanı, Rusya’nın Karadeniz’deki donanmasını kaybetmesiydi. Deniz gücü ciddi şekilde sınırlandırılan Rusya, Çarlık itibarı açısından ağır bir darbe aldı.

Buna karşılık, savaş boyunca İngiltere ve Fransa’nın desteğini alan Osmanlı, modernleşme ve reform vaatleri karşılığında diplomatik güç kazandı. Bu da Tanzimat reformlarının hız kazanmasına zemin hazırladı.

Tokat'ta kayıp iki kuzenden birinin cesedi Kelkit Çayı'nda bulundu
Tokat'ta kayıp iki kuzenden birinin cesedi Kelkit Çayı'nda bulundu
İçeriği Görüntüle

Barış Uzun Sürmedi

Her ne kadar Paris Antlaşması kısa vadede bir “denge anlaşması” gibi görünse de, Avrupa’daki çıkar çatışmaları devam etti. Sadece 20 yıl sonra, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Karadeniz’deki tarafsızlık hükmü fiilen sona erdi. Ancak Paris Antlaşması’nın yarattığı diplomatik denge ve Osmanlı’ya kazandırdığı uluslararası statü, 19. yüzyılın son çeyreğine kadar etkisini sürdürdü.

Paris Antlaşması Neden Önemli?

  • Osmanlı Devleti ilk kez Avrupa hukuk sistemine resmen dahil edildi.

  • Rusya’nın Karadeniz politikası durduruldu.

  • Boğazlar üzerindeki Osmanlı egemenliği uluslararası platformda tanındı.

  • Tanzimat süreci güçlendi, Batı’yla uyumlu reformlar hız kazandı.

Diplomatik Zafer mi, Geçici Kurtuluş mu?

Tarihçiler arasında hâlâ tartışmalı olan Paris Antlaşması, bazılarına göre Osmanlı'nın son diplomatik zaferlerinden biri, bazılarına göre ise Avrupa’nın çıkarları doğrultusunda Osmanlı'nın bir araç olarak kullanıldığı geçici bir rahatlama dönemidir.

Ancak gerçek şu ki: Paris Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun son kez Avrupa siyasetinde güçlü bir şekilde yer aldığı önemli bir kırılma noktasıdır.

Muhabir: Cansu Acar