Gastroenteroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cumhur Dülger, yaptığı açıklamada, genetik kökenli Polikistik Karaciğer Hastalığı (PCLD) ile birlikte Ülseratif Kolit (ÜK) ve Crohn Hastalığı (CH) gibi İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları’nın (İBH) aynı hastada birlikte görülmesinin, dünya tıp literatüründe ilk kez tanımlandığını belirtti.

Prof. Dr. Dülger, "Giresunlu ve Ordulu iki ayrı kadın hastada daha önce hiç rapor edilmemiş olan bu üçlü hastalık birlikteliğini tespit ettik. Tespitimizi bilimsel temellere oturtarak uluslararası literatüre sunduk. Tanımladığımız bu yeni klinik tabloyu, hastaların memleketlerinden esinlenerek ‘Karadeniz Sendromu’ olarak adlandırdık. Yaklaşık bir ay içinde bu vakaları topladık, tedavi planlarını oluşturduk, tanısal doğrulamaları yaptık ve sonuçlarını uluslararası İBH kongresinde sunduk ve kabul edildi. Bu kombinasyon daha önce dünyada hiç tanımlanmamıştı" dedi.

Disleksi Nedir, Ne Değildir? – Doğru Bilinen Yanlışlara Dikkat Çekildi
Disleksi Nedir, Ne Değildir? – Doğru Bilinen Yanlışlara Dikkat Çekildi
İçeriği Görüntüle

Tedavi yönteminde yeni bir yaklaşım

Polikistik karaciğer hastalığının genetik kökenli ve ilerleyen evrelerde karaciğer nakli gerektirebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dülger, "İnflamatuvar bağırsak hastalıklarında kullanılan ilaçların polikistik karaciğer hastalığı üzerindeki etkisi bugüne kadar bilinmiyordu. Bu iki durumun eş zamanlı görüldüğü vakalarda uyguladığımız tedavilerin karaciğere olumsuz bir etkisi olmadığını gözlemledik. Böylece tedaviye ilişkin literatüre yeni ve güvenli bir bakış açısı kazandırmış olduk" dedi.

Karadeniz’de görülme sıklığı yüksek

Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Aydın ise, Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Giresun ve çevresinde, hem polikistik karaciğer hastalığına hem de inflamatuvar bağırsak hastalıklarına sık rastlandığını kaydederek, "Bu hastalıklar bölgemizde oldukça sık görülse de birliktelikleri çoğu zaman tanımlanamadan gözden kaçıyordu. Artık bu klinik tablo tıbben tanımlanmış durumda. Böylece hem tanı süreçlerinde hem de tedavi planlamalarında daha bilinçli ve sistematik bir yaklaşım benimsenebilecek. Ayrıca, Karadeniz Sendromu’nun genetik altyapısı da ilerleyen dönemlerde ayrıntılı biçimde araştırılması gereken bir durum. Bu tanı koyma süreçlerini kolaylaştıracağı gibi, hastalara uygulanacak tedavi protokollerine de yol gösterici olacaktır" dedi.

Giresun Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atilla Çıtlak ise, hastanede sağlık hizmetinin yanı sıra akademik çalışmaları da ihmal etmeyerek uluslararası düzeyde başarı gösterdikleri için teşekkür etti.

Kaynak: İHA