Hamas Siyasi Büro Üyesi ve Kudüs İşlerinden Sorumlu Yöneticisi Harun Nasrettin yaptığı açıklamada, “Fanatik Yahudilerin hükümet yetkililerinin desteğiyle Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarının artması ve bu saldırıları teşvik eden yeni bildirilerin yayınlanması, işgalcilerin Kudüs’te din savaşı yürütme ve kutsal mabedi Yahudileştirme çabalarını sürdürdüğünün bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.
Nasrettin, İsrail hükümetinin fanatik Yahudilere verdiği destek ve korumanın hiçbir dini veya tarihi kaygıyı gözetmediğine dikkat çekerek, "İsrail, kutsal mekanlara yönelik saldırganlığını sürdürmek için Arap ve İslam dünyasının suskunluğundan faydalanmaktadır" şeklinde konuştu.
Yeni Statüko Dayatması
Nasrettin, fanatik Yahudilerin bu saldırganlığının Müslümanların duygularını provoke eden bir meydan okuma olduğunu ve Mescid-i Aksa’yı hem zamansal hem de mekânsal olarak bölmeyi hedefleyen yeni bir statüko dayatıldığını belirtti. Bu duruma karşı halk ve resmi düzeyde harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Hamas yetkilisi, işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistinliler ile İsrail vatandaşı Filistinlilere Mescid-i Aksa’yı boş bırakmama çağrısı yaparak, Arap ve İslam dünyasının da bu kutsal mekanın korunması noktasında dini ve milli sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.
Fanatik Yahudi Saldırıları
Filistin basınında yer alan haberlere göre, onlarca fanatik Yahudi, Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Aktivistlerin sosyal medyada paylaştığı görüntülerde, İsraillilerin Mescid-i Aksa'nın avlularında Talmudik ritüeller yaptığı görülüyor.
Mescid-i Aksa'nın Durumu
Mescid-i Aksa, 26 Ekim 1994'te imzalanan İsrail-Ürdün barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin himayesinde bulunmaktadır. Ancak 2003'ten bu yana, İsrail'in izni olmadan polis eşliğinde İsrailliler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemektedir. Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, bu tür girişimlerin Müslümanların egemenliğini ihlal ettiğini vurgulamaktadır.
İsrail, Mescid-i Aksa'da “sadece Müslümanların ibadet edebileceği, diğer dinlerin mensuplarının ise yalnızca ziyaret edebileceği” tarihi statükoyu koruduğunu savunsa da, fanatik Yahudilerin Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüeller icra etmeleri sıkça gündeme gelmektedir.