MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Bursa İl Başkanlığı Bayramlaşma Programı'nda konuştu.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
"Kıymetli Misafirler
Değerli Hemşerilerim
Muhterem Dava Arkadaşlarım
Yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerinin yaşandığı, gönül köprülerimizin güçlendiği bu mübarek bayram gününde sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ediyor; her birinize, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin selamlarını ve bayram tebriklerini iletiyorum.
İbadetlerimizin kabul olmasını, küslüklerin son bulmasını, birliğimizin, beraberliğimizin ve kardeşliğimizin her zamankinden daha güçlü bir şekilde kökleşmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor; Kurban Bayramı'nızı en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.
Muhterem Dava Arkadaşlarım
Türk milliyetçileri tarih boyunca büyük Türk milletinin bekası için mücadele veren ve kaderini tayin eden belirleyici bir iradeyi temsil etmiştir.
Türkleri Türkistan’da var eden, Anadolu’nun kapılarını açan, Osmanlı’yı cihanşümul bir devlet yapan Türk milliyetçiliği ülküsü olmuştur.
Türk tarihi boyunca sorumluluk almaktan çekinmeyen, fedakârlık yapmaktan geri durmayan, büyük Türk milletinin menfaatlerini her koşulda koruyan ve gözeten bu anlayış son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurucu iradesi olmuştur.
Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi: “Türk milliyetçiliği devleti kuran, vatanı kurtaran, milletin tarihsel ve kültürel varlığını şuurla savunan, aynı şekilde milli birlik ve dayanışma hissiyatını felsefi bir derinlikle sahiplenen fikir zenginliğidir.”
Tarih boyunca Türk’ün kudretini ve adaletini tüm cihana tanıtan bu irade, milli ülkülerimizi Anadolu’ya nakış nakış işlemiş ve işgal altındaki son vatan toprağımıza bir hürriyet güneşi gibi doğmuştur.
Türk milliyetçiliği ciddi bir meseledir, sorumluluk isteyen bir ülküdür.
Bugün Türk milliyetçilerine düşen görev Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar korumak ve yaşatmaktır.
Kurucu kadrolarımızdan bizlere emanet olan bu kutlu ülkünün meşalesini; dün Başbuğumuz Alparslan Türkeş, bugün ise Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin Liderliğinde Milliyetçi Hareket Partisi tavizsiz bir şekilde taşımaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli işte bu tarihi sorumluluğun bilinciyle siyaset yapmaktadır.
Milliyetçiliği bir siyasi ikbal aracı olarak görenler, Türk milliyetçiliğini şovenist bir ırkçılığa hapsetmeye ve aziz milletimizin kültürel kodlarından koparmaya çalışanlar, cumhuriyetin kurucu partisi olduğunu iddia edip her türlü emperyalist şebeke ile iş birliğine tutuşanlar hiçbir zaman bu kutlu ülküyü idrak etmeyi başaramamışlardır.
Milliyetçi Hareket Partisi ise hiçbir şahsi hesaba takılmadan var olduğu günden itibaren Cumhuriyetimizi kuran Türk milliyetçisi kadroların takipçisi olmuştur.
Partimiz, Türk milliyetçiliğinin yegâne temsilcisi, Ankara’dan yükselen bağımsızlık meşalesinin yılmaz taşıyıcısı olarak aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahip olmayı başarmıştır.
Kıymetli Misafirler
Türkiye bugün ne yazık ki; emperyalizmin boyunduruğu altında savrulan, siyaseti bir çıkar basamağı olarak gören ve liyakatsiz kadrolara hapsolmuş bir muhalefet anlayışı ile karşı karşıya kalmıştır.
Yerel seçimlerde kendisine emanet edilen belediyeleri yönetmeyi başaramayan CHP bunun en bariz örneğidir.
CHP İstanbul’da bir yolsuzluk batağında çırpınırken, İzmir’de çöp toplamayı dahi becerememekte, beceriksizliği ile şehirlerimizi yaşanmaz hale getirmektedir.
CHP’li belediyelerin Türk Dünyası Belediyeler Birliğinden ayrılıp Sosyalist Enternasyonal Yerel Yönetimler Birliğine katılma kararı ise; içine düştükleri garabeti gösterdiği kadar aidiyetlerini de açığa çıkarmıştır.
CHP, içerisinde Türk olan her şeye karşı duyduğu hazımsızlığı bir defa daha göstermiştir.
Kendi iç kavgalarından burnunu çıkaramayan CHP, söz memleket meselesine gelince adeta yabancı başkentlerin sözcüsü gibi konuşmakta, utanmadan Batı’dan manda ve himaye dilenmektedir.
Bu sefil anlayış, her meselede Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatlerinin karşısında yer almayı adeta bir CHP geleneği haline getirmiştir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel yakın zamanda katıldığı bir TV programında; terör baronlarının dayattığı sipariş sorunlarla Türkiye’nin gündemini meşgul etmeye çalışmıştır.
Türkiye’de her vatandaşımız eşittir, kadınlarımız ve gençlerimizin tamamı eşit haklara sahiptir.
Türkiye’de bir Kürt Sorunu yoktur, Özgür Özel’in ifadeleri düpedüz yalandır, bölücülüktür, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelmiş alçak bir saldırıdır.
Türk milleti bu fitneye kulak asmadan bin yıllık kardeşliğini yaşamaya ve yaşatmaya devam edecektir.
Diğer yandan İP Genel Başkanının Terörsüz Türkiye hedefimizi asılsız iddialarla karalama çabası beyhudedir.
Terör örgütünün ön şartsız bir şekilde kendini feshetmesinden İP Genel Başkanının niçin bu kadar rahatsız olduğu izaha muhtaçtır.
İhanet üzerine kurulan İP’in bu konuda sicili kabarıktır.
14 ve 28 Mayıs seçimlerinde koltuk hesabı yaparak her türlü teslimiyetçi politikayı kabul ettiklerini aziz milletimiz çok net hatırlamaktadır.
Menfaatleri uğruna her türlü bölücü talebe göz yuman, emperyalizme taviz vermekten gocunmayan İP’in bugün Türkiye’de teröre son verecek olan bu milli duruşa leke sürme çabası düpedüz samimiyetsizliktir.
Tek derdi bir dönem daha koltuklarını korumaktan ibaret olan İP’lilerin milliyetçilik iddiası en başta Türk milletinin hafızasına ve zekâsına hakarettir.
Türk milleti bu ikiyüzlü ve ilkesiz siyaset anlayışının hesabını mutlaka soracaktır.
Muhterem Misafirler
Milliyetçi Hareket Partisi, ilk günden itibaren hiçbir şahsi hesap peşine düşmeden aziz milletimizin ve devletimizin menfaatleri doğrultusunda siyaset yapmayı kendine ilke edinmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin “Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben” anlayışı ile attığı adımlarla bugüne kadar Türkiye’de kronikleşmiş birçok sorunun çözümüne vesile olmuştur.
Partimiz, 22 Ekim 2024 tarihinden itibaren terörsüz Türkiye hedefini kararlılıkla savunmuş, Cumhur İttifakı bu hedef etrafında kenetlenmiştir.
Türk milleti bu stratejiyi ve atılan sağlam adımları bağrına basmış, Terörsüz Türkiye hedefi bir devlet politikası halini almıştır.
Bu süre zarfında Türkiye’nin terörle mücadelesi kesintisiz bir şekilde devam etmiş, hiçbir teröristle pazarlık edilmemiş ve emperyal güçlere asla taviz verilmemiştir.
Terörsüz Türkiye stratejisi bir teslimiyetin değil, Türk Yüzyılında ülkemizin şahlanışının habercisi olmuştur.
Yüce Allah’ın izni ve milletimizin desteğiyle yeni yüzyılda terör sorunu ülkemizin ve bölgemizin gündeminden kesin bir şekilde çıkacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kutlu bir istikamet üzerine ilerlemektedir. Bu kapsamda her birimize tarihi sorumluluklar düşmektedir.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin önerdiği “Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi; Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu”nun bir an evvel TBMM çatısı altında kurulması Türkiye açısından bu tarihi fırsatın kaçırılmaması için hayati derecede önemlidir.
Elde edilen kazanımlar heba edilmemeli, Bin yıllık kardeşliğimize kurulan komplolar, birlik ve beraberliğimize yönelik saldırılar hep birlikte bertaraf edilmelidir.
Cumhur İttifakı büyük bir uyum içerisinde, aziz milletimizden aldığı destek ve duayla bu anlamda üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirecektir.
Cumhur İttifakı’nın kararlı ve milli duruşu sayesinde yeni yüzyılın muhteşem gücü Türkiye ve Türk milleti olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor. Sevdiklerinizle birlikte nice mutlu bayramlar diliyorum.
Sağ Olun, Var Olun, Allah’a Emanet Olun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!"