Son dönemde hızla gelişen yapay zekâ uygulamalarının oluşturabileceği tehditlere karşı hukuki zeminin eksik olduğunu vurgulayan Öztürk, “Biz bu teklifle teknoloji aracılığıyla manipülasyona geçit vermeyelim diyoruz” ifadelerini kullandı.
Yapay Zekâ İlk Kez Tanımlanıyor, Suçlar Netleştiriliyor
Öztürk’ün hazırladığı kanun teklifinde yapay zekâ ilk kez hukuki olarak tanımlanıyor. Teklifin en dikkat çekici maddeleri arasında, yapay zekâyı kötü amaçlarla kullanan kişilerin doğrudan fail sayılması yer alıyor. Bu kapsamda, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi (hakaret suçu) yapay zekâ üzerinden işlenen eylemler için de geçerli olacak.
Ayrıca kişilik haklarına aykırı içeriklerin ya da kamu güvenliğini tehdit eden yapay zekâ kaynaklı üretimlerin 6 saat içinde kaldırılması zorunlu hale geliyor. Uygun işlem yapılmaması durumunda erişim engeli getirilecek.
Veri Ayrımcılığı ve Dijital Güvenliğe Karşı Önlem
Teklif, yapay zekâ sistemlerinde ayrımcı veri setlerinin kullanımını açıkça yasaklıyor. Bu ihlaller, veri güvenliği suçu kapsamında değerlendirilecek. Böylece yapay zekâ kaynaklı ırkçı, ayrımcı veya nefret söylemi içeren içeriklerin hukuki yaptırımı olacak.
BTK’ya da yeni yetkiler veriliyor. Teklife göre Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), seçim güvenliği veya kamu düzenini tehdit eden içeriklere karşı acil müdahale yetkisine sahip olacak. İhlallerde 10 milyon TL’ye kadar idari para cezası uygulanabilecek.
Sosyal Medya Platformları da Hukuki Sorumluluk Altında
Öztürk’ün teklifi, yapay zekâ ile çalışan sosyal medya ve içerik platformlarını da doğrudan kapsıyor. Bu platformlar, Türk Ceza Kanunu kapsamındaki yükümlülüklere tabi olacak ve doğabilecek ihlallerden sorumlu tutulacak.
“Bu Sadece Bir Kanun Teklifi Değil, Dijital İstiklal Taahhüdüdür”
Yasa teklifine ilişkin yaptığı açıklamada dijital güvenliğin milli güvenlik kadar önemli hâle geldiğini belirten Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün bir milletin güvenliği yalnızca sınırlarında değil, dijital dünyadaki varlığında da şekilleniyor. Siber saldırılar, dijital manipülasyonlar, yapay zekâ destekli yalan haberler ve algı operasyonları; milletin iradesini hedef alıyor, seçim süreçlerini gölgeliyor. Unutulmamalı ki yapay zekâya hâkim olamayan toplumlar onun esiri olur.”
“Bu teklif yalnızca bir hukuk metni değil, aynı zamanda Türkiye’nin dijital istiklali için bir taahhüttür. Nasıl ki savunma sanayinde yerli İHA’larımızı, SİHA’larımızı geliştirdiysek, dijital alanda da kendi hukuk düzenimizi kuracağız.”
Türkiye’nin dijital alanda pasif değil, kuralları koyan bir ülke olması gerektiğini söyleyen MHP'li Öztürk, “Dünya yapay zekânın kontrolü için yarış içindeyken, biz yalnızca takip eden değil; dijital egemenliğini koruyan bir ülke olmalıyız” dedi.
Halil Öztürk, yasa teklifinin temel hedefinin vatandaşların dijital güvenliğini sağlamak, demokrasiyi korumak ve devletin dijital egemenliğini pekiştirmek olduğunu belirtti. Açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“Bizler, Türk milletinin ve devletinin hakkını korumak, kamu düzenini muhafaza etmek ve gelecek nesillerin güvenli bir dijital dünyayla buluşmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.”
Hazırlanan teklif, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmek üzere önümüzdeki günlerde komisyon gündemine alınacak. Kanun teklifinin yasalaşması hâlinde Türkiye, yapay zekâya dair yasal düzenleme yapan öncü ülkelerden biri olacak.