MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi’nin ikinci bölümü üzerine konuştu.

MHP'li Osmanağaoğlu'nun açıklaması şu şekilde;

Temiz bir toplum ihtiyacının en önemli dinamiklerinden birini oluşturan ailenin bugün çok daha büyük bir önem arz ettiğinden şüphe yoktur. Yine, hiç şüphe yok ki aile yapısının en kıymetli mücevheri çocuklarımızdır. Çocuklarımızdan bahsederken daha dün Dünya Çocuk Hakları Günü olduğunu da hatırlatmak isterim.

Bugünü ihdas eden, televizyon ekranlarında, yazılı ve dijital medyada cemiyet toplantılarını kutlayan küresel aktörlerin çocuk haklarını savunduğu iddiasına her yıl olduğu gibi bu yıl da şahitlik ettik. Küresel organizasyonların aldığı kararlara, milletlerin imza attığı sözleşmelere göre çocukların güvence altında olduğunu hiç kimse inkâr edemeyecektir; daha net bir ifadeyle dini, dili, ırkı fark etmeksizin her çocuğun temel hakkı uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınmıştır ancak ne hazindir ki gerçek, bu iddialı sözlerden çok ama çok uzaktır. Gazze'de bombalarla katledilen çocuklar ortadayken, Batı’nın sömürgeci iştahını gidermek için köle gibi çalıştırılan mazlum coğrafyanın çocukları ortadayken, Kaşgar’dan Kudüs'e geleceğine ipotek koyulan küçücük bedenler ortadayken dünya çocuk haklarından bahseden sahte insanların samimiyetinden bahsetmek hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır. Israrla ifade etmem gerekir ki onların istikballeri, emekleri, hayatları, canları vahşet içinde tüketilirken uluslararası organizasyonun tepesinde oturup yalan söyleyenlere inanmak hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır. Elbette bu durumun farkında olmak da yeterli değildir. Bu zulmü görmezden gelmek yerine mazlumun sesi olmak, küçücük bedenlerin arşı titreten feryatlarına kulak tıkamak yerine bu feryadı durdurmak vicdan sahibi herkesin asli görevidir. Bu, bizlere tarihin ve talihin yüklediği inkâr edilemez bir sorumluluk, Yaratıcı’nın bahşettiği Türklüğün diyetidir. Dolayısıyla, Türk milleti, her zaman sahnelenen zulüm tablolarından uzak olduğu gibi bunların tamamına da engel olmak azminde olmuştur. Unutanlar ve bilmeyenler için hatırlatmak gerekirse, asil milletimiz, inşa ettiği devlet merkezinin duvarına yani Topkapı Sarayı’nın girişine “Bütün mazlumların sığınağı” diye yazdırmıştır, böylesine hassas ve ciddi bir yaklaşım elbette Türk milletine yakışacaktır. Bilinmelidir ki günü geldiğinde dünyanın bütün mazlum çocukları bu şemsiyenin altında zulüm sağanağından korunacaktır.

Toplumsal hayatın temel bileşenlerini bünyesinde barındıran, aile üzerine süregelen, dönem içerisinde etkili olan temel dinamik şüphesiz gelenektir. Genel olarak, bu toplumun kendisinden önceki kuşaklardan devraldığı ve çeşitli yöntemlerle daha sonraki kuşaklara ulaştırdığı her türlü maddi, manevi kurum ve uygulamalar biçimi olarak tanımlanan gelenek, toplumların ortak değerlerini, bilgi ve davranış kalıplarını da oluşturmaktadır. İnsanın kendi yaşam deneyimlerine dayanarak inanç, değer, ahlak ve bir arada yaşama yönelik toplumsal ilişkileri düzenleyici kurallar oluşturan sosyal bir varlık olduğu göz önünde bulundurulacak olursa geleneklerin bir yandan toplumların sürekliliğini sağladığı, diğer yandan ise toplumların meşrutiyet kaynağı olduğu daha net bir şekilde görülecektir.

MHP'li Karakaya'dan 3 Mayıs Milliyetçiler Günü mesajı MHP'li Karakaya'dan 3 Mayıs Milliyetçiler Günü mesajı

Elbette aile sadece bir gelenek olarak değerlendirilmeyecek kadar çok önemli bir müessesedir. Aile, bireyi topluma bağlayan, hayata bağlayan, dolayısıyla toplumun yaşayan bir organizma olmasını temin eden önemli bir kurumdur. Mensubu olduğumuz medeniyetin hem aileyi toplumsal yapısının merkezine koyduğu hem de ona bir kutsiyet atfettiği inkâr edilemeyecektir. Yusuf Has Hacib'den Kâşgarlı Mahmut’a dek kadim eserlerimizdeki bakış aynıdır. Aile kutlu bir eğitim yuvasıdır. Bu tespit bu kadar doğrudur ki gelecek nesillerin sağlıklı ve hayırlı bir şekilde yetişmelerini sağlayan asli mektebin aile olduğu gerçeği bugün bilimsel verilerle de sabittir. Ne mutlu ki Türk milletinin toplumsal zihniyet kodları asırları öncesinden verilen bu öğütlerle şekillenmiş, bugün aile kurumunun korunmasına yönelik adımlar âdeta bir refleks hâlini almıştır. Diğer yandan, evrensel bir değer olarak öne çıkan ailenin, tarih çizelgesinin yakın dönemlerinde hasar aldığı, hatta birtakım çevreler tarafından hedef tahtasına koyulduğu da inkâr edilemeyecektir. Küreselleşmeyle birlikte dayatılan birey ve toplum hayatındaki hakikat ve değer anlayışlarının geleneksel dünya görüşlerinin sarsılmasına ve değişmesine müsamaha göstermesi düşünülmeyecektir. Dolayısıyla küreselleşmenin getirdiği sorunların çözümü noktasında inisiyatif alabilecek bireylerin yetiştirilmesi için aile yapısının korunması en büyük sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğu yerine getirirken ekonomik hayattaki değişimlerin aile hayatına yansıdığı ve çoğu zaman da yön verdiği de hatıralarımızdan çıkmamalıdır. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, devletimizin aile yapısını, gençleri ve kadınları daha da güçlü kılacak Aile ve Gençlik Fonu kurulmasının ne kadar önemli bir adım olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Gençlerimizin kendi ayakları üzerinde durabilmesine destek olacak, çocuklarımızın geleceğe umutla koşmasını teşvik edecek kolaylıkların sağladığı bir düzenlemeyi Milliyetçi Hareket Partisi olarak ziyadesiyle önemsediğimizi ifade etmek isterim. Gençlerine ve kadınlarına ehemmiyet veren bu kanun teklifiyle kurulacak fonun Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda daha önemli destekler sunacağından şüphemiz yoktur. Türk toplumunun varlık felsefesini koruyan ailenin önemini idrak ederek kurulmasına karar verilen Aile ve Gençlik Fonu’nun gençlerimize ve aile sorunlarının çözüme katkı yapacağına inanıyor, sosyal dayanışmayı güçlendirecek bu yapısal düzenlemeyi desteklediğimizi belirtmek istiyorum. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettikleri gibi “Çocuklarımız gelecektir, gelecek riske atılamaz. Kadın ise ailedir, annedir; kadın vatandır, kadın ülkedir, kadın gelecektir, kadın gelecek nesillerin teminatıdır.”