TBMM’de 13 gündür aralıksız devam eden 2026 Bütçe görüşmelerinde sona yaklaşılıyor. Pazar günü kapanışı gerçekleşecek olan 2026 Bütçe görüşmelerinin Cumartesi günkü oturumunda konuşan Osmanağaoğlu Terörsüz Türkiye’nin önemine dikkat çekti. Küresel gelişmelere de dikkat çeken MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Osmanağaoğlu “Barış mimarisinden uzak yaklaşımlar birbirini kovalamakta, karmaşadan beslenenlerin bitmek bilmeyen ihtirasları siyasi buhranları tetiklemekte, ortaya çıkan siyasi buhran ise adeta insanlığın can çekiştiği hadiselerin doğuşuna sebep olmaktadır.” ifadelerinin ardından “Türkiye bu kaotik ortamın tam ortasında; akıl, ahlak ve adalet temelli politikalarıyla bu büyük coğrafyaya ve hatta tüm insanlığa umut olmaya devam etmektedir. Türkiye’nin hak ederek kazandığı bu özelliğini törpülemeye çalışanların sabotaj ve Türkiye’yi istikrar rotasından saptırma girişimleri de eksik olmamaktadır. Tüm bu sabotaj girişimlerinin köküne baktığımızda ise aynı insan tipolojisiyle karşılaşmak, üzülerek ifade etmek isterim ki oldukça can sıkıcıdır. Bugüne kadar edindiğimiz tüm tecrübelere rağmen; memleketin sorunlarının çözümünü Batılı ülkelere hizmet teklif etmekte arayan ve taassup döngünden çıkamayan hayret verici davranışların yüzsüzlüğü ziyadesiyle can sıkıcıdır.” dedi.
"KÖTÜLÜK FIRTASININ GÖZÜ OLANLARIN BU TORAKLARA VEREBİLECEĞİ BİR ŞEY YOKTUR"
“Konforlu alanlarından çıkmayı hiç düşünmeyenlerin, dünyada olup bitene gözlerini kapayıp kulaklarını tıkayanların, teamüllerden ve tarihin kazandırdığı tecrübelerden ders çıkartmayanların Türk milletine yönelen kötülük fırtınasının gözü, kulağı ve dili oldukları bir gerçektir. Elbette bu tespitin kapsamını sadece kendisini siyasetçi olarak tanımlayan belli bir zümre ile kısıtlamak eksik kalacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni ayakta tutacak milli sentezlerini oluşturmak şöyle dursun, bu yönde atılan adımları itibarsızlaştırmak için hiçbir fırsatı kaçırmayanların hedef birlikteliklerini gizlemediği, sözde bazı aydınları bu kapsamın dışında tutmak mümkün değildir.” ifadelerini kullanan Osmanağaoğlu şunları söyledi:
“Her ne kadar; dün olduğu gibi bugün de ya topyekûn inkârcılığı ya tam teslimiyetçiliği ya da uşaklığı tercih etme eğilimlerinde ısrar edenler eksik olmasa da: Şükürler olsun ki; bağımsızlığını korumak için verdiği savaşlar ile diğer toplumlara örnek olan Türk milleti, bugün de “Terörsüz Türkiye” sürecini sahiplenmek suretiyle gösterdiği “istiklalini koruma direnciyle” dimdik ayaktadır. Türk ve Türkiye Yüzyılını cihan ölçeğinde tahakkuk ettirme gayesi taşıyan Türk milletinin: Yaklaşan tehlikelere karşı duyarsız kalmasını beklemek, Terörsüz Türkiye ülkümüzün bir tercihten öte gerçekleşmesi ötelenemez bir hedef olduğunu görmezden gelmesini temenni etmek, Bir buhranın ötesinde adeta cinnet geçiren beşeriyete karşı sessiz kalmasını beklemek, Çevresinde yaşanan hadiseleri tarihi, coğrafi ve iktisadi manalarını yok sayarak salt sloganlarla ve genetiğine aykırı statik bir tavırsızlıkla karşılamasını beklemek boş bir beklentidir. Tecrübelerimiz göstermektedir ki; merkeze adaleti, hakkaniyeti ve sağduyuyu almış, kilitlerini sökmüş, sosyal hukukunu sağlamlaştırmış, askeri caydırıcılığını pekiştirmiş ve elbette güçlü ekonomisiyle cazibe merkezi haline gelmiş ve bugüne göre daha güçlü bir Türk Devleti tahayyülü, bugün bu coğrafyanın ertelenemez ihtiyacıdır.”
“MUTLU MİLLET, GÜÇLÜ DEVLET, HUZURLU GELECEK” İDEALİNE YAKLAŞIYORUZ
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin önemine de dikkat çeken Tamer Osmanağaoğlu “Müphem ve muammaya davetiye çıkaran tehlikeleri ortadan kaldıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, “mutlu millet, güçlü devlet, huzurlu gelecek” idealine her geçen gün yaklaştığımız da inkar edilemeyecektir. Ancak yine de ifade etmek gerekir ki; bu sürecin çok daha sağlam ve kucaklayıcı bir anlayışla ilerlemesi, ekonomik refahın iyileştiğinin toplumun bütün katmanlarında hissedilmesiyle daha mümkün hale gelecektir.” dedi. Konuşmasında ekonomik gelişmelere de dikkat çeken Osmanağaoğlu şunları söyledi:
“Evet önümüzdeki tablo ekonomik olarak zorlu bir süreçten geçtiğimizi göstermekle birlikte ekonomik ve toplumsal refahı yükselmiş bir Türkiye’nin uzakta olmadığını haber vermektedir. Küresel çalkantılarda ortaya çıkan zorlukları göğüsleyen, bölgesel gelişmelerin sebep olduğu ekonomik türbülansları fırsata çevirmesini bilen Türkiye’nin, bu zorlukları fırsata çevirerek aşacağından şüphemiz yoktur. Ekonomide istikrarı sağlamak, tek haneli enflasyon rakamlarına kalıcı bir şekilde ulaşmak uzak bir hedef değildir. Bu manada istihdam ve katma değer sağlayan üretken yatırımların ivme kazanacağı bir dönemin içinde olduğumuz ortadadır.
"ADRES MHP, ADRES CUMHUR İTTİFAKI"
Harcama disiplinine sadık kalınan, fiyat istikrarının sağlanması için alınan kararlara riayet edilen, sürdürülebilir büyüme hedeflerinden sapmayan politikaların icra edildiği de inkar edilemeyecektir. Tüm bunlar yapılırken vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltecek olan, tüm sektörleri kapsayacak yapısal dönüşümün gerçekleşeceğine dair kararlı duruşun adresi ise elbette temelleri Türk milleti tarafından en sağlam harçla atılan Cumhur İttifakıdır. Tüm sektörleri ilgilendiren bu reformların emeklilerimizden, memurlarımıza, işçilerimizden, çiftçilerimize toplumumuzun tamamının hissedeceği ekonomik iyileşmeyi beraberinde getirmesi de beklenmektedir. Dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın ekonomik refahını arttıracak somut ve acil adımların atılması gerektiği de ortadadır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçileri hayatın her döneminde dimdik durmuş, eğilmemiş, bükülmemiş, üzerlerinden tankların geçtiği zamanda bile iradesinden hiçbir dönem vazgeçmemiştir. Saygıdeğer Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadeleriyle: “Beklenen o samimiyet, o marifet, o cesaret şükürler olsun ki, Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nda tecessüm etmiştir. Gelen Türk asrıdır. Terörsüz Türkiye’nin arife gününe gelinmiştir ve bayram günleri yakındır. Zafer sabredenlerin ve inananlarındır.”




