Prof. Dr. Ruhi Ersoy’un kaleme aldığı analizde, milliyetçilik fikrinin tarihsel gelişimi, MHP'nin dönüşümü ve Devlet Bahçeli’nin bu süreçteki belirleyici liderliği derinlemesine ele alınıyor. İşte o değerlendirme;

Yakın dönem Türk milliyetçiliğinin devlet politikası haline gelmesinin ilk aşaması 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkmışken, ikinci aşaması 21. yüzyılın ilk çeyreğinde gelişme göstermiştir. 20. yüzyılın başında milliyetçiliğin devlet içerisinde güç kazanmasında İttihat ve Terakki Fırkası’nın politikaları etkili olmuşken 21. yüzyılın ilk çeyreğinde de Milliyetçi Hareket Partisi bu konuda en büyük siyasal hareket olarak kendisini göstermiştir. 20. yüzyılın başında batılı emperyalist devletler Anadolu’da Türk varlığını yok etmeye çalışırlarken, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mustafa Kemal Atatürk tarafından milliyetçilik fikri üzerine kurulmuştur. Mustafa Kemal Atatürk kendi milliyetçilik anlayışını belirli prensipler üzerine oturtmuştur. Bu prensipler kültür ve dil birliği, siyasi ve coğrafi birlik, tarih ve ülkü birliği şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan Mustafa Kemal Atatürk, ulus devlet anlayışını şekillendiren milliyetçilik düşüncesini şöyle dile getirmiştir: “Biz milliyet fikirlerini uygulamakta çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla çalışmayla gidermeliyiz. Bilirsiniz ki, milliyet görüşünü, millet ülküsünü dağılmaya çalışan teorinin dünya üzerinde uygulama kabiliyeti bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar ve görünenler hep insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin hakim olduğunu göstermiştir ve milliyet prensibi aleyhindeki büyük ölçüde fiili tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir.” “Millî hedef belli olmuştur. Ona kavuşacak yolları bulmak müşkül değildir; mühim olan, çetin olan, o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki, hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak! Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından sonra Türkiye’de milliyetçilik geri plana atılmış ve adeta unutulmuştur. Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından 9 Şubat 1969’da Milliyetçi Hareket Partisinin kurulması ve sivil milliyetçiliği merkeze alarak ortaya çıkmasından Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin Genel Başkanlığına kadar genel olarak milliyetçilik sivil bir hareket olarak kalmış ve ara ara bazı konularda devlete rengini verme imkanı elde etmiştir. Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatından sonra 6 Temmuz 1997’de Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanlığına seçilen Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi, gelişerek değişmek ve değişerek devam etmenin ülkücü terkibinde siyasal sembol haline gelmiştir. Çağın değişen, gelişen ve dönüşen şartlarına göre hareketin de gelişip değişmesini ve yeni terkipler oluşturmasını istemiştir ve bu amaç için mücadele etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi liderliğindeki ülkücü-milliyetçi kadrolar, siyaset hayatında bu ülkenin yüzyılların birikim ve tecrübesiyle bir arada yaşama kültürüne fazlasıyla sahip olduğuna inanmıştır. Yine aynı kadrolar; “Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan ve kendisini bu ülkenin müktesebatına ait hisseden herkes Türk’tür” yaklaşımını benimsemiş ve toplumda ayrılığa neden olabilecek unsurlara müşterekleri hatırlatmıştır. Öte yandan Türk milliyetçiliğinin kendisi dışındaki uluslara öteki muamelesi yapan ırkçı milliyetçilik anlayışlarından ayrıldığını, her ulus ve bayrağın kendi bağlamında saygın olduğunu vurgulamıştır. Türk’ün binlerce yıllık birikimiyle yoğurduğu millet anlayışının, ötekini yok ederek değil, yaşatarak nasıl var olunabileceği gerçeğini vurgulamış ve evrensel bir değer olarak “Türk’ün milliyetçilik anlayışı”nın dünya milletlerine sunulması gerektiğini savunmuştur.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Pençe-Kilit şehitlerine taziye mesajı
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Pençe-Kilit şehitlerine taziye mesajı
İçeriği Görüntüle

Muhabir: Berke Sungur