Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı kapsamlı paylaşımda Batı dünyasının ikiyüzlülüğünü eleştirdi. Yalçın, Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. yılı vesilesiyle yayımladığı mesajında, Cumhuriyet’in anlamına ve Türkiye’nin küresel konumuna ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Yalçın’ın paylaşımında, Cumhuriyet’in yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda milletin varoluş azmini temsil eden bir irade olduğuna vurgu yapıldı. "Cumhuriyet; hem halk idaresi, hem halk iradesidir" ifadesini kullandı.

Yalçın, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“İlanının 102. yıldönümünü milletçe idrak ettiğimiz Cumhuriyet; emperyalizme karşı verilen şanlı hürriyet ve bağımsızlık mücadelesinin ardından, milletin, ilelebet kendi kendini yönetmek kararıyla kurduğu modern beşerî rejimin adıdır.
Cumhuriyet; hem halk idaresi, hem halk iradesidir.
Cumhuriyet, milletimizin varoluş azmi ve bekası için teşkilatlanmasıdır.
Cumhuriyet; adalettir, vicdandır, insaniyettir, insan hak ve hürriyetlerinin garantisidir.
Cumhuriyet sevgi ve dayanışmadır, barış ve sükûndur. Aynı zamanda bin küsur yıldır süregelen bir arada yaşama bilincinin perçinlenmesidir.
Cumhuriyet; kaderdaşlıktır, duygudaşlıktır, vatandaşlıktır.
Cumhuriyet; aidiyet hissi, mensubiyet şuurudur.
Cumhuriyet, bağlılık ve vefadır.
Cumhuriyet; millî devlettir, devlet-i ebet müddettir.”

MHP'li Semih Yalçın, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında olgunlaşmış bir yönetim sistemine sahip olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına girerken, yönetim sistemi artık olgunlaşmış ve müesseseleşmiştir.
Türkiye Yüzyılı hedefine emin adımlarla yürüyen ülkemizin bu kutlu yolculuğu sürdürmek ve kervanı menzile eriştirmek için ihtiyaç duyduğu enerjiyi, Cumhuriyet’imizin 102 senelik tecrübe ve birikimi fazlasıyla karşılayacaktır.”

Yalçın, Cumhuriyet’in tüm zorluklara rağmen hem Türkiye’ye hem de dünyaya ışık tuttuğunu belirterek, ülkenin küresel düzeyde örnek bir model olduğunu ifade etti.

Küçükçekmece'de termosifon patlayan evin duvarları yıkıldı
Küçükçekmece'de termosifon patlayan evin duvarları yıkıldı
İçeriği Görüntüle

Batı dünyasına yönelik eleştirilerini sert bir dille sürdürdü:

“Türkiye Cumhuriyeti; aleyhindeki bütün teşekküllere, hakkındaki menfi telakki ve fikirlere rağmen, kuruluşundan bu yana kendi insanına, bölgeye ve bütün beşeriyete ışık saçmakta, diğer ülke yönetimlerine de numune-i imtisal olmaktadır.
Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti, bazı sözde dostlarının da kıskançlık ve hasedini, hatta düşmanlığını celp etmektedir. Kastımız, yüzyıllardır kültür dairelerine girmek, uygarlık yarışlarına katılmak için çabaladığımız Batılı ülkelerdir.”

Yalçın, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde Batı’nın samimiyetsizliğini de şu sözlerle eleştirdi:

“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş ve entegrasyon hikâyesi, Batılı sözde dostlarımız için bir samimiyet sınavının yıldan yıla kronikleşen evreleri kadar, ikiyüzlülük sanatının engebeli senaryolarını da içinde barındırmaktadır.
Türkiye AB’ye üyeliğini stratejik hedef olarak niteleyedursun, AB makamları, sözde ‘demokrasi ve hukukta gerileme’ iddiasıyla ülkemizin adaylık sürecini askıya almıştır.”

Gazze ve Batı Şeria’da yaşanan zulme sessiz kalan Batılı devletlerin “insan hakları savunuculuğu” iddiasının çöktüğünü belirtti:

“Gazze’de, Batı Şeria‘da bütün insanlık değerleri çiğnenirken, terör devleti İsrail bütün dünyanın gözleri önünde Müslümanları soykırımdan geçirirken, insan hakları şampiyonu aynı Batılı politikacıların gıkı çıkmamaktadır.
ABD ve bazı Avrupa ülkeleri İsrail zulmüne ve soykırımına karşı suskun davranmakla kalmamakta, bu terör makinesini askerî ve siyasi açıdan destekleyip alkışlamaktadır.
Soykırım destekçilerinin; hukukun üstünlüğünden, barıştan ve demokrasiden söz etmeleri çok gülünçtür.
Soykırım destekçilerinin, Türkiye’ye insan hakları dersi vermeye ve hukuk dayatmaya hakları ise hiç yoktur.”

Yalçın, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu politikalarına da değindi:

“ABD Başkanı Donald Trump’ın Şarm El-Şeyh’te sahneye koyduğu tiyatro oldukça kötüdür. Senaryosu inandırıcılıktan uzak ve bir o kadar da riyakârdır. Şarm El-Şeyh, Şarm El-Şov’dan öteye geçememiştir.
Türkiye’nin de aralarında yer aldığı garantör ülkelerin imzasına rağmen, Trump yönetimi bütün gücüyle İsrail’in arkasında durmakta, Hamas’a ateşkesin gereklerini yerine getirme fırsatı bile tanınmamaktadır.
Soykırımcı İsrail’in şımarık tutumu ve bombardımanları devam etmektedir.
Trump; Pasifik’teyse siyasi diplomasiden çok, ticari diplomasi peşindedir.
ABD Başkanı Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı üzerinden Vladimir Putin ile nükleer sidik yarışına tutuşmaktan da geri kalmamaktadır.
Kısacası Trump, düzmece bir barış havarisidir.”

Yalçın, Batı dünyasının ikiyüzlülüğünün insanlığın vicdanında mahkûm edileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Eğer ABD ve Batı ülkeleri gerçek barış istiyorlarsa, İsrail artık yakalarından düşmelidir.
Bencil Batı dünyası daha ne kadar bu iğrenç yükü taşıyacaktır? Beşeriyetin sabrı daha ne kadar sınanacaktır?
Kuzu postuna bürünmüş sırtlanlar, insanlık hazinelerinin muhafızı kılığına girmiş haramiler, politikacı kostümü giymiş Haçlı misyonerleri artık gerçek niyetlerini gizleyememektedir.
İnsanlığın kadim hayat düsturları ve değerleri, onları temsil ettiğini iddia eden Batı âlemi tarafından hayasızca, egoistçe çiğnenmeye başlamıştır.”

Yalçın, Batı’daki siyasi yozlaşmaya da dikkat çekti ve şu sözleri dile getirdi.

“Modern insan ve yönetim anlayışının son nizamı olan Batılı demokrasiler, çılgın heveslerin, teolojik hurafelerin, İslamofobi ve yabancı düşmanlığı gibi barbar zihniyetlerin kıskacına düşmüştür.
Son yıllarda özellikle Avrupa ülkelerinde aşırı uçlardaki parti ve politikacıların hızlı yükselişi ibretle takip edilmektedir.
Bu ülkeler genellikle basiretsiz, çapsız ve liderlik karizmasından yoksun kimseler tarafından yönetilmekte, gelen gideni aratmaktadır.”

MHP’li Yalçın, insanlığın kurtuluşunun Batı’dan gelmeyeceğini, Türkiye’nin öncülüğünde yeni bir adil düzenin doğacağını ifade etti:

“Büyük savaşların beşeriyete kazandırdığı acı tecrübeler ve yaşattığı büyük can kayıpları çoktan unutulmuş, tatminsiz beşeri hırslar gözleri kör etmiştir.
Üstelik sömürge düzeni bittiği, hoşafın yağı kesildiği için Avrupa ülkeleri ekonomik açıdan yıkım sürecine girmiştir.
İnsanlık Soğuk Savaş sonrasının netameli ortamında kalıcı huzur ve barışı ararken, yeni tip muhteris ve çıkarcı Batılı politikacıların elinde tekinsiz bir gezegen hâline gelmiştir.”

Yalçın, Mehmet Akif Ersoy’un dizelerini hatırlatarak insanlığın adalet arayışının sürdüğünü söyledi:

“Şair Mehmet Akif’in dediği gibi, ‘Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlahi!’ diye serzeniş ve yakarış noktasındayız ama Yüce Allah’ın yardımından da ümitsiz değiliz.”

Yalçın, açıklamasının sonunda Türkiye’nin tarihsel sorumluluğuna vurgu yaparak çağrısını şu sözlerle tamamladı:

“MHP olarak beşeriyetin vicdanına sesleniyoruz!
Batı’nın bu bencil ve çıkarcı zihniyetinin, dünyanın geleceğini daha fazla tehlikeye sürüklemesine seyirci kalınmamalıdır.
Türkiye, 21. yüzyılda lider ülke misyonunu üstlenmeye, yeni bir küresel nizam arayışındaki insanlığın önüne düşmeye hazırdır.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği Türkiye-Rusya-Çin ittifakı seçeneğinde olduğu gibi, ülkemiz; yeni, akılcı, adil ve eşitlikçi ittifak arayışlarını sürdürecektir, sürdürmelidir.
Türkiye mazlum Filistin halkının yanındadır, bütün gücüyle yanında durmaya devam edecektir.”

Muhabir: GÜVEN ERDOĞAN