Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Kırık, benguturk.com'a finansal teknolojilerin görünmeyen tehditlerine dikkat çeken çarpıcı bir değerlendirmede bulundu.
Prof. Dr. Ali Murat Kırık'ın değerlendirmesi şöyle:
Dijital Dünyada Kara Para Aklama ve Yasa Dışı Bahis Skandalı
Son yıllarda hayatımıza hızla giren finansal teknoloji uygulamaları, geleneksel bankacılığın hantallığına karşı adeta bir devrim niteliği taşıdı. Bu uygulamaların başında gelen PAPARA, kolay kullanımı, 7/24 işlem yapılabilmesi ve banka hesabı olmayanlara bile finansal hareketlilik kazandırması sayesinde kısa sürede milyonlarca kullanıcıya ulaştı.
Ancak teknolojik her yenilik gibi, bu kolaylık da kötü niyetli kişilerin iştahını kabarttı. Kullanıcı sayısı arttıkça sistemin açıkları da birer birer gün yüzüne çıkmaya başladı.
Yasa Dışı Bahis Ağlarının Yeni Oyuncağı: Dijital Cüzdanlar
Türkiye’de yasa dışı bahis sektörü milyarlarca liralık bir hacme sahip. Bu karanlık sektör, paranın izini kaybettirmek için yıllardır farklı yöntemler deniyor. Ne yazık ki bu kez hedefte PAPARA gibi elektronik para platformları vardı.
Yasa dışı bahis siteleri, kullanıcılarına PAPARA üzerinden para yatırma ve çekme imkânı sunarak resmi sistemlerin dışında kalmayı başardı. Kimi zaman kullanıcıların bilgisi dışında açılan hesaplar, kimi zaman ise birkaç kuruş kazanç vaadiyle hesaplarını kiraya veren kişiler bu işin bir parçası haline geldi. Bu durum, hem bireyleri suça ortak etti hem de büyük bir finansal sistem açığını ortaya koydu.
Kara Para Aklamanın Yeni Rotası
Kara para aklama suçları, genellikle karmaşık finansal yapıların içinde izlenmesi zor yöntemlerle gerçekleştirilir. Dijital cüzdanların sunduğu hızlı ve düşük maliyetli transfer imkânı, bu süreçte suç örgütlerinin yeni gözdesi haline geldi.
PAPARA üzerinden açılan çok sayıda sahte ya da habersiz hesap aracılığıyla, yasa dışı gelirler küçük parçalara bölünüp sistem içinde eritildi. Üstelik bu işlemler çoğu zaman birkaç dakika içinde gerçekleştirildiği için geleneksel bankacılıkta olduğu gibi alarm mekanizmaları devreye girmedi.
Bireysel Kullanıcılar Ne Kadar Güvende?
Bu skandalların gölgesinde kalan bir diğer önemli konu ise sıradan kullanıcıların güvenliği. Birçok kişinin kimlik bilgileri izinsiz şekilde kullanılarak hesaplar açıldı, bazıları adına işlem yapıldığını aylar sonra fark etti. Kimi gençler ise "kolay para" vaadiyle hesaplarını yasa dışı bahis sitelerine kiralayarak kendilerini ağır bir suçun ortasında buldu.
Kullanıcılar yalnızca dolandırılmakla kalmıyor; TCK kapsamında kara para aklama ya da yasa dışı bahis suçlarına iştirak etmekten de yargılanabiliyor. Bu tür uygulamaların denetimsiz büyümesi, sokaktaki vatandaşın hayatını doğrudan tehdit eder hale geldi.
Çözüm: Daha Güçlü Denetim, Daha Etkin Eğitim
Bu olaylar, yalnızca PAPARA’nın değil, tüm elektronik para platformlarının risk yönetimi ve güvenlik stratejilerini sorgulamamıza neden olmalı. Peki ne yapılmalı?
-
Denetim kurumları (BDDK, MASAK, SPK) elektronik para şirketlerini daha sıkı gözetim altına almalı.
-
Gerçek zamanlı risk analiz sistemleri kurulmalı, şüpheli işlem tespiti yapay zekâ ile desteklenmeli.
-
Kullanıcı kimlik doğrulama sistemleri daha güçlü hale getirilmeli; yalnızca kimlik kartı değil, biyometrik verilerle ek güvenlik katmanları oluşturulmalı.
-
Halk bilinçlendirilmeli. Özellikle gençler, “hesabını kiraya verme” gibi suçlara ortak olmamaları konusunda eğitilmeli.
-
Fintech firmaları, sadece büyüme hedeflerine değil, etik sorumluluklarına da odaklanmalı.
Unutulmamalı ki finansal teknolojinin sağladığı imkanlar, doğru denetlenmediğinde toplumun tamamı için ciddi bir tehdit haline gelebilir. Güvenlik, hızdan daha değerlidir. PAPARA olayı bize bir kez daha, dijitalleşmenin hem bir fırsat hem de bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyor.
