Sulak Araziler Yok Oluyor
Dünyanın en önemli ekosistemlerinden biri olan sulak araziler, su arıtma, karbon depolama ve biyolojik çeşitliliğin desteklenmesi gibi kritik görevler üstleniyor. Ancak, son yıllarda bu ekosistemler ciddi tehdit altında. 1970-2015 yılları arasında dünya genelinde sulak arazilerin %35’i yok oldu. Avrupa ve Asya'nın kesiflime noktasında yer alan Türkiye de bu kayıptan büyük oranda etkileniyor. Robert Koleji öğrencisi Elif Nehir Türk'ün araştırmasına göre, sulak arazilerin korunması ekolojik denge ve sürdürülebilir kalkınma açısından hayati önem taşıyor.

Tuz Gölü Kuruyor, Ekosistem Tehdit Altında
Son 50 yılda Türkiye'deki sulak arazilerin %75’i zarar gördü. Bu kaybın en çarpıcı örneği ise Tuz Gölü. Tarım ve sanayi kaynaklı kirlilik ile aşırı su tüketimi, gölü neredeyse yok olma noktasına getirdi. Tuz Gölü’nün alanının son yıllarda %50'den fazla küçülmesi, göçmen kuşlar ve yerel ekosistemler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, bu kaybın sadece biyoçeşitliliği değil, aynı zamanda yerel iklimi ve su kaynaklarını da olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor.

Doğanın 'Böbrekleri' Korunmazsa Ne Olur?
Prof. Dr. Gamze Varank, sulak arazilerin "doğanın böbrekleri" gibi çalıştığını belirtiyor. Bu ekosistemler, kirleticileri filtreleyerek temiz su kaynağı oluşturuyor. Ancak, eğer bu bozulma devam ederse, Türkiye’nin su kıtlığı sorununun daha da derinleşeceği öngörülüyor.

Dünya Genelinde Başarılı Koruma Modelleri
Dünyada sulak arazilerin korunmasına dair başarılı örnekler bulunuyor. Kenya'daki Nyando Sulak Arazileri projesi, topluluk odaklı yaklaşımla ekosistemleri yeniden canlandırırken yerel ekonomiye de katkı sağladı. Uzmanlar, benzer bir modelin Tuz Gölü ve diğer sulak alanlar için de uygulanabileceğini belirtiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüştü
İçeriği Görüntüle

Finansman Yetersiz, Politika Desteği Şart
Sulak arazilerin korunmasındaki en büyük engellerden biri finansman eksikliği. Çevre mühendisi Ayberk Şahin, "Finansman kritik bir konu ancak uzun vadeli izleme ve toplum odaklı koruma programlarına da yatırım yapmalıyız" diyor. Uzmanlar, devlet kurumları ve özel finans kuruluşlarının iş birliği yaparak sulak arazilerin korunmasına daha fazla fon ayırmasının şart olduğuna dikkat çekiyor.

Yerel Toplum Katılımı Şart
Sulak arazi koruma projeleri sadece devlet politikaları ile değil, yerel toplulukların aktif katılımıyla başarıya ulaşabilir. Kamuoyunu bilinçlendirme kampanyaları ile farkındalığın artması, siyasi iradenin de harekete geçmesini sağlayabilir.

Sonuç olarak Robert Koleji öğrencisi Elif Nehir Türk'ün araştırmasına göre, Türkiye, Kenya'daki başarılı Nyando Sulak Arazileri modelinden ilham alarak, kendi sulak arazilerini koruyabilir. Bu ekosistemleri korumak ve yeniden canlandırmak, sadece çevresel bir gereklilik değil, aynı zamanda ekonomik süreklilik ve iklim direnci açısından da kritik bir fırsat sunuyor. Hükümetin ve özel sektörün bu konuda daha fazla sorumluluk alması, Türkiye'nin doğal zenginliklerini gelecek nesillere taşımasını sağlayabilir.

Editör: Ümit Aydın