Çin güvenlik güçlerinin müdahalesiyle başlayan ve kısa sürede bir katliama dönüşen süreçte, resmi rakamlara göre 197 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Ancak bağımsız insan hakları kuruluşlarına ve bölgedeki görgü tanıklarına göre ölü sayısı bu rakamların çok daha üzerindeydi.
Olayların fitilini, Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında çalışan Uygur işçilerin Han Çinlileri tarafından linç edilmesi ateşledi. Bu olaya tepki göstermek amacıyla Urumçi’de barışçıl bir gösteri düzenleyen Uygur halkı, güvenlik güçlerinin orantısız müdahalesiyle karşılaştı. Ardından sokaklar bir anda şiddet ve baskının merkezi haline geldi.
Çin yönetimi, olayları "etnik çatışma" olarak tanımlasa da, Uygur halkı bu gelişmeleri uzun yıllardır devam eden sistematik baskı, kültürel asimilasyon ve ayrımcılığın bir sonucu olarak görüyor. Bölge halkı, camilerin kapatılması, dini ve kültürel faaliyetlerin yasaklanması, zorla çalıştırma kampları ve gözetim politikalarının bu tür trajedilere zemin hazırladığını savunuyor.
Urumçi Katliamı’nın ardından bölgede sıkı denetimler uygulanmış, binlerce Uygur gözaltına alınmış ve pek çoğu hakkında hâlâ bilgi alınamamıştır. Uluslararası kamuoyu ise olaya sınırlı tepki göstermiş, Çin’in içişleri bahanesiyle insan hakları ihlalleri görmezden gelinmiştir.