Yapay zekâ, teknolojik devrim olmakla birlikte çalışma hayatının yapısını kökünden değiştiren bir dönüşüm aracı. Her yeni teknoloji gibi yapay zekâ da beraberinde fırsatları ve tehditleri getiriyor.

Peki Bu Değişim İstihdamı Nasıl Etkiliyor?

Uluslararası raporlar, yapay zekâ destekli otomasyonun özellikle tekrarlayan ve manuel işlerde büyük bir iş gücü kaybına yol açabileceğini ortaya koyuyor. Örneğin çağrı merkezleri bunlardan biri.

Ancak bu durumun tüm tabloyu yansıttığını söylemek eksik olur. Veriler aynı zamanda yapay zekânın çalışanların verimini artırdığını gösteriyor. Özellikle yapay zekâya maruz kalan sektörler, iş veriminde neredeyse 5 kat daha fazla artış elde ediyor. İş veriminin artması ise ekonominin büyümesini ve yaşam standartlarının iyileşmesini sağlayan en önemli etken. CEO’ların %70’i, yapay zekânın önümüzdeki üç yılda şirketlerinin değer yaratma ve sunma şeklini büyük ölçüde değiştireceğini düşünüyor.

Tarih boyunca her teknolojik sıçrama bazı işleri yok ederken, yepyeni mesleklerin kapısını araladı. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte olduğu gibi, şimdi de yapay zekâ çağı yeni istihdam alanları yaratıyor

Hangi Sektörler Risk Altında?

Düşük vasıflı işler: Paketleme, nakliye, çağrı merkezi gibi alanlarda otomasyonun hızla yayılması bekleniyor.

Beyaz yakalılar da tehdit altında: Rapor yazımı, muhasebe, bazı hukuki analizler gibi görevlerde yapay zekânın etkisi artıyor.

Yüksek vasıf gerektiren işler daha güvenli: Yaratıcılık, insan ilişkisi ve stratejik karar verme gerektiren meslekler (örneğin sağlık, eğitim, psikoloji) kısa vadede daha az risk taşıyor.

Türkiye İçin Fırsatlar Nerede?

Türkiye genç nüfusu ve hızla dijitalleşen ekonomisiyle bu dönüşümde tehditleri ve fırsatları aynı anda yaşıyor. Ancak bu fırsatları değerlendirebilmek için atılması gereken adımlardan bahsedecek olursak, başta eğitim sisteminde düzenlemeler yapılmalı. Ezbere dayalı eğitim, yerini eleştirel düşünce ve dijital yetkinlikleri ön plana çıkaran bir modele bırakmalı. KOBİ’ler desteklenmeli. Yapay zekayı iş süreçlerine entegre edebilmeleri için devlet destekli dönüşüm programları geliştirilmeli. Mesleki dönüşüm hızlanmalı. Kaybolacak iş kollarında çalışanlar için yeniden beceri kazandırma programları hayata geçirilmeli. Tüm meslek kollarında yapay zekâya yönelik eğitim faaliyetleri artırılmalı…

Sonuç olarak baktığımızda yapay zekânın iş gücü piyasasında yaratacağı sarsıntı kaçınılmaz. Ancak bu teknolojiyi insanla birlikte çalışan bir modelle değerlendirmek mümkün. Nitekim en gelişmiş algoritmalar bile henüz tam anlamıyla her şeyi taklit edemiyor.

Bu noktada karar bize düşüyor. Yapay zekâyı bir tehdit gibi mi göreceğiz, yoksa onu insanlık için bir tamamlayıcı olarak mı konumlandıracağız?

Teknoloji gelişiyor ama insanın bu teknolojiye uyum sağlaması önemli. İnsan, uyum sağladığı sürece her zaman merkezde kalır.