Çiçek, yazısında ormanların yalnızca ağaçlardan ibaret olmadığını, milyonlarca canlının yaşam alanı olduğunu hatırlattı. Yangınların bazen terör örgütleri tarafından, bazen bilinçsiz vatandaşların ihmaliyle, bazen de rant uğruna çıkarıldığını belirtti. Hangi gerekçeyle olursa olsun, yangınların ardındaki en temel sorumlunun insan olduğunun altını çizdi.
“Ormanlarımıza kasıtlı zarar verenlere gerçekten caydırıcı bir ceza uygulanıyor mu? Yakanın yanına kar mı kalıyor?” sorusunu yönelten Çiçek, yasal düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çekti.
Yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2022 yılında yaptığı açıklamayı hatırlatan Çiçek, Erdoğan’ın, “Orman yakanlar için idam cezası yeniden gündeme gelmeli” sözlerini anımsattı. Ancak aradan geçen süreye rağmen bu konuda somut bir adım atılmadığını belirtti.
Orman yangınlarının sayısındaki artışa dikkat çeken Çiçek, etkili bir cezai düzenlemenin artık zorunluluk haline geldiğini ifade etti. “Yangınlara neden olanlara karşı kararlı bir ceza mekanizması kurulmalı ve taviz verilmemeli” çağrısında bulundu.
Yıldıray Çiçek, orman yangınlarıyla mücadelede teknoloji ve eğitim yatırımlarının artırılması gerektiğini söyledi. Özellikle yangın söndürme uçaklarının sayısının artırılması, drone takip sistemlerinin yaygınlaştırılması ve halkın bilinçlendirilmesinin önemini vurguladı.
“Ormanlık alanlarda kamera sistemleri 24 saat aktif olmalı, elektrik tesisatlarının düzenli kontrolü sağlanmalı, bölge halkı da eğitilmeli” önerisinde bulundu.
Çiçek, ormanların sadece doğal bir kaynak değil, aynı zamanda geçim kaynağı ve ekosistemin temel unsuru olduğunun altını çizdi. Topyekûn bir bilinçlenme çağrısı yapan Çiçek, vatandaşların da doğayı koruma konusunda aktif sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.
Yazının sonunda uyarısını yineleyen Yıldıray Çiçek, yangınların sadece doğaya değil, ekonomiye ve insan yaşamına da ciddi zarar verdiğini belirtti. Ormanların, Türkiye’nin “vazgeçilmez organı” olduğunu söyleyerek, bu alanda işlenen her suçun en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini ifade etti.