Futbolda Vergi Fırtınası: Bonservis mi, Tazminat mı?
Türk futbolu sahada zorlu bir sezona hazırlanırken, kulüpler şimdi de vergi konusunda ciddi bir mücadeleye girişmiş durumda. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi müfettişleri, son günlerde yaptıkları denetimlerde, yurtdışından transfer edilen futbolcuların mevcut sözleşmelerinin erken feshi nedeniyle ödenen bedelleri “gayrimaddi hak” kapsamında değerlendirerek, yüzde 20 stopaj ve yüzde 20 KDV cezası kesmeye başladı.
İşin özünde, müfettişler 1 Temmuz 2014 tarihli İstanbul Vergi Dairesi özelgesine dayanıyor. Ancak kulüpler bu yorumun yanlış olduğunu savunarak mahkemeye gitti. Mahkeme, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları gereği Avrupa Birliği’nden gelen futbolcular için stopaj alınamayacağına hükmetti. Ne var ki KDV konusunda aynı hassasiyet gösterilmedi; bu bedeller üzerinden yüzde 20 KDV ödenmesine karar verildi.
146 Milyon Euro’luk Fatura
Süper Lig’in son 5 yılında 4 büyük kulüp, toplamda 730 milyon Euro bonservis ödemesi yaptı. Şimdi bu işlemlerden doğan yaklaşık 146 milyon Euro’luk KDV cezasıyla karşı karşıyalar. Örneğin, gündemdeki Victor Osimhen transferinde Galatasaray’ın tek kalemde 15 milyon Euro KDV ödemesi söz konusu.
KDV’nin bir başka boyutu da mahsup meselesi. Kulüpler normal şartlarda ödedikleri KDV’yi, aynı dönemdeki hesaplanan KDV’den indirebiliyor. Ancak vergi mevzuatı, 5 yıl geriye dönük incelemelerde bulunan farkların indirimini engelliyor. Bu da kulüplerin yaklaşık 100 milyon Euro’luk KDV’yi cebinden çıkarması anlamına geliyor.
Büyükler Avantajlı, Küçükler se Daha Az Avantajlı
Bu uygulamanın yarattığı haksız rekabet de cabası. Büyük kulüpler, yüksek gelirleri sayesinde ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapabilirken, gelir hacmi sınırlı olan Anadolu kulüpleri zaten sınırlı olan gelirlerine bir KDV giderlerini ekleyince aradaki uçurum giderek derinleşecek. Onlar için ödenen KDV, doğrudan kasadan çıkan bir para olarak kalacak.
Bonservis mi, Tazminat mı?
Uzmanların altını çizdiği kritik bir nokta var: Bu bedeller bonservis değil, “erken ayrılma tazminatı.” Avrupa Adalet Divanı’nın 1995 tarihli Bosman Kararı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017 tarihli kararı, sözleşme feshi nedeniyle ödenen paranın bonservis değil, tazminat olduğunu açıkça belirtiyor. Bu durumda, ne stopaj ne de KDV uygulanması gerekiyor.
Futbolun ekonomik dengesi, sadece yayın gelirleri ve sponsorluk anlaşmalarıyla değil, vergi politikalarıyla da şekilleniyor. Sahada hakem düdüğü ne kadar belirleyici ise, masada vergi müfettişinin raporu da o kadar oyunun kaderini etkileyebiliyor.
Bugün sorulması gereken soru şu: Bir oyuncunun serbest kalma bedelini ödemek, gerçekten bir “gayrimaddi hak alımı” mı, yoksa sözleşme hukukunun doğal bir tazminat mekanizması mı?
Yanıt, sadece kulüplerin değil, Türk futbolunun geleceğini de belirleyecek.
Bu Bir İşaret Mi?
Futbol otoriteleri bu vergi incelemesi konusunun sadece bir başlangıç olduğunu düşünüyor. Ben de böyle düşünenlerdenim. Şimdilik sadece erken fesihler üzerinden başlatılan vergi incelemeleri devasa transfer ücretlerine de yansıyacak gibi görünüyor.
Türk Futbolu Transfer Cazibesini Kaybeder Mi?
Türk futbolu son 2 transfer döneminde mini bir Arabistan Ligi’nde döndü. Bunun sebebi de oyunculara ödenen yüksek maaşlar. Türkiye’yi Avrupa kulüplerine kıyasla avantajlı hale getiren durumsa oyuncuların ödemesi gereken vergileri kulüplerin karşılaması. Dolayısıyla vergi denetiminin artırılması kulüplerimizin bu avantajını tersine çevirebilir. Bunun arkasına sığınarak da usulsüzlük teşvik edilemez elbette.
Vergi Denetimine Takılan Futbolcu Örnekleri
Messi, 2021’de Barcelona’dan Paris Saint-Germain’e bedelsiz transfer oldu ama öncesinde kulübün sözleşme feshi ve prim ödemeleri, vergi incelemelerinde “gayrimaddi hak” tartışmalarına konu oldu. Eğer Türkiye’de benzer bir transfer gerçekleşseydi, fesih bedeli üzerinden yüzde 20 KDV ve stopaj talep edilmesi kuvvetle muhtemeldi. Arda Turan
2015’te Atlético Madrid’den Barcelona’ya yaklaşık 34 milyon Euro bonservis bedeliyle transfer olan Arda Turan’ın da sözleşme bitmeden ayrılması durumunda kulüpler arasında yapılan erken fesih ödemesi, Türkiye’deki mevcut yorumla vergiye tabi tutulabilirdi.