Altın, tarih boyunca yatırımcılar için güvenli liman özelliğini korudu. Yeri geldi yastık altına konuldu, yeri geldi düğünlerde takıldı... Fakat son yıllarda, hele ki 2025 yılının başından itibaren yüzde 40 değer kazandı. Türkiye’de gram altın ve çeyrek altın rekor üstüne rekor kırdı. Dünyada ons fiyatı 3.700 doların üstüne çıktı. Bu durum küçük birikimi olan vatandaşı sevindirirken, düğün yapacak aileleri de düşündürmeye başladı.

Peki Altın Neden Böylesine Hızlı Yükseliyor?

Dünya da belirsizlikler artmaya devam ediyor. Ortadoğu’da ki çatışmalar ve ticaret savaşlarının bunda etkisi çok büyük. Ülkeler bu belirsizlikte kasalarını altınla dolduruyor. Türkiye altın rezervi hakkında hemen kısa bir bilgi verelim. 2025’in ikinci çeyreğinde altın rezervimiz 634,76 ton olarak bildirilmişti. Türkiye’nin rezervi, ekonomik risklere karşı bir tampon görevi görüyor. Bazı kaynaklar, Türkiye’yi “altın rezervleri konusunda Dünya’da ilk 10’u hedefleyen” ülkeler arasında gösteriyor… Dünya altın rezervi noktasında 8.133 ton ile ABD başı çekiyor. Onu Almanya, İtalya ve Fransa takip ediyor. Rusya 2.330 ton civarı rezerve sahipken, Çin 2.200 ile 2.300 ton civarı altın rezervine sahip. Altının yükselmesinin sebeplerine tekrar dönecek olursak, bir diğer sebep doların değer kaybetmesi. Doların zayıflaması altının ons fiyatını yukarı çekiyor. Bir yandan da ABD faizleri düşürmeye başladı, bu da yatırımcıları faiz getirisi olmayan altına yöneltti.

Yılsonu altının yükselip yükselmeyeceğine ilişkin farklı farklı uzman görüşleri var. Yılsonuna kadar altının ons fiyatının 3.800 doları görebileceğini söyleyenler var. Bazı uzmanlar ise bu kadar hızlı çıktıktan sonra bir geri çekilme olabileceği görüşünde. Ama şu bir gerçek ki baktığımızda inişler çıkışlar olsa da altın uzun vadede hala güçlü ve kazandıran en güvenli yatırım gibi görünüyor.

Dünya Altın Konseyi’nin tahminlerine göre Türkiye’de yastık altındaki altın miktarının 5 bin ton civarında olduğu tahmin ediliyor. İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı bu kapsamda yaptığı açıklamasında;

“Bu öngörünün teyidi için Türkiye’deki hane halkı sayısı olan 20 milyon 200 bin ve Türkiye'nin nüfusu ile ilgili telaffuz edilen 85 milyon rakamı kullanılarak yastık altındaki miktarın akılcı olup olmadığı konusunda bir fikir yürütülebilir. Yastık altı birikimlerin parasal karşılığı bugün altının kilogram fiyatının 107 bin dolar civarında olduğunu düşünürsek, aşağı yukarı 500 milyar dolar ve üzerinde bir değere karşılık geldiğini söyleyebiliriz” demişti.

Bu da gösteriyor ki vatandaş yeterince güven duymadığı için birikimini yastık altında tutmaya devam ediyor. Bu rakamların ekonomiye kazandırıldığı düşünüldüğünde olumlu bir etkiye sahip olacağı unutulmamalıdır. Başta enflasyonla mücadele daha da kolaylaşabilir. Döviz ve kur baskısı azalabilir. Yatırım ve üretimler artabilir ve dış borç yükü hafifler. Yani yastık altındaki altın aslında ülkenin geleceğini değiştirecek bir güçte ve ekonomiye can suyu olabilecek nitelikte... Bu yüzden ilk adımı güven oluşturuyor. Devlet, bankalar ve finans sistemi bu noktada vatandaşa “altının güvende” diyebilmeli. Vatandaşa kolaylık sağlanmalı, vatandaşın yastık altı altınını sisteme kaydetmesi için cezbedici sistemler kurulmalı… Sonuç itibarı ile eğer bu güç doğru adımlarla ekonomiye kazandırılırsa, hem devletin hem de milletin geleceği çok daha sağlam olacaktır.