New York Türkevi'ndeki basın toplantısında konuşan İletişim Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir, Türkiye'de 6 Şubat'ta gerçekleşen deprem felaketleri ve sonrasında yaşananlardan edinilen tecrübeleri Washington'da bazı düşünce kuruluşları ve New York'ta, Birleşmiş Mİlletler (BM) bünyesindeki kurumların yetkilileriyle paylaştıklarını belirtti.

Özdemir, ABD ziyareti çerçevesinde, ABD Ticaret Odası, Federal Acil Durum Yönetim Kurumu (FEMA), ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı, ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye Masası Dünya Bankası ve Atlantic Council gibi önemli kuruluşlarla da görüşme gerçekleştirdikleri bilgisini paylaştı.

Heyette yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyeleri Prof. Dr. Çağrı Erhan ve Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney'den oluşan ekibin konuşmalarındaki ortak vurgu, depremlerde yıkımın tahayyül edilemeyecek kadar büyük olduğu ve bu felaketle mücadelede uluslararası diplomasinin önemi üzerine yoğunlaştı.

Depremle mücadelede küresel dayanışmanın önemi

"Hayali dahi güç olan yıkımı, kayıpları çok yakından yaşadım. Depremin etkileri yıkımın kaldırılması ile bitmiyor." diyen Milletvekili Altunyaldız, ABD temaslarında, afet sonrası çalışmalara katılan veya uzaktan takip eden bir çok kişinin 6 Şubat depremlerinin "yıkıcılığı ve şiddeti itibariyle şimdiye kadar görülenlerden çok farklı olduğu" yönünde beyanda bulunduklarını söyledi.

Altunyaldız, deprem sonrası Türk vatandaşları ve uluslararası toplumun ortaya koyduğu dayanışma ve işbirliğini överken, BM ve Dünya Bankasının katkılarına da değinerek, depremle mücadelede küresel dayanışmanın önemini vurguladı.

Milletvekili ayrıca, ABD'de görüştükleri kurumların, Türkiye'nin, dünyanın her bir tarafında ortaya çıkan felaketlerle ilgili yardım tutumunu fark ettikleri, 6 Şubat depremlerine karşı dünyanın gösterdiği reaksiyonun, "Türkiye'nin benzer durumlarda ortaya koyduğu yaklaşımın bir geri dönüşümü olduğu" inancını paylaştı.

Depremin ortaya çıkardığı güvenlik açığı

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Prof. Dr. Çağrı Erhan ise, Türkiye'de yaşanan son deprem felaketlerinin aynı zamanda ülkenin güvenliğiyle ilgili ciddi bir sorun oluşturduğuna değindi.

Asrın felaketi diye adlandırılan depremlerin güvenlik ve iletişim konusunu öne çıkardığını belirten Erhan, "50 bin üzerinde insanımızı kaybettik.1950’lerden beri yaşanan terör kaybımızdan daha fazla. Kurtukuş savaşında verdiğimiz kaybın ise iki katı. Dolayısıyla bu bir ulusal güvenlik konusudur." diye konuştu.

Prof. Erhan bununla birlikte felaket sonrası, 99 depreminde bir benzerinin yaşandığı gibi, 6 Şubat depremi sonrası ortaya çıkan yardımlaşa ruhunun ülkeler arasında yepyeni açılımlara vesile olduğunu söyledi.

Doğal felaketlerde uluslararası arama kurtarama ekiplerinin büyük bir iletişim ve koordinasyon sorunu yaşadığını belirten Erhan, Türkiye'nin afetle mücadeledeki tecrübesiyle küresel düzeyde öncü bir ülke konumuna geleceğini ifade etti.

Öte yandan, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar ise 6 Şubat depremleri sonrası devletin bölgede yaptığı çalışmaların ne denli büyük ve külfetli olduğu konusunda detay bilgilere yer verdi.

Tatar, depremde her ne kadar 11 ildeki yıkım öne çıksa da toplamda 21 ilin etkilendiği, toplamda, yıkılan ve hasarlı olduğu için yıkılması gereken 320 bin binanın bulunduğu, kurulan 750 bin çadır ve 75 bin konteynerde 3,5 milyon afetzedenin barındığı bilgisini paylaştı.

Kaynak: AA 

Editör: Haber Merkezi