GAZZE(AA)-Hastane kaynakları ve görgü tanıklarının aktardığına göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerinde Filistinlilerin kaldığı ev ve çadırların yanı sıra yardım bekleyen sivilleri hedef aldı.
İsrail ordusunun, sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği saldırılarda 77 Filistinli hayatını kaybetti.
Gazze Şeridi’nin güneyindeki bölgelere yönelik saldırılarda da 18 sivil öldü.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimlerine yönelik ağır saldırıları sonucunda ise 4 kişi hayatını kaybetti.
İsrail askerleri, ayrıca Gazze kentini havadan ve topçu atışlarıyla hedef almaya, evleri ve yüksek katlı binaları havaya uçurmaya devam ediyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde işgali genişletecek ve kalıcı hale getirecek saldırı planını uygulamaya başladı.
Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'nin tamamını işgal edeceklerini duyurmuştu.
İsrail Güvenlik Kabinesi, 8 Ağustos'ta bölgenin kuzeyindeki Gazze kentinin işgal edilmesine yönelik plana onay vermişti.
İsrail Savunma Bakanı Katz, 15 Eylül'de yaptığı açıklamada, yeniden kara saldırılarına başladıkları Gazze kentini yok etme tehdidinde bulunmuştu.
İsrail ordusundan dün yapılan açıklamada, iki gün içinde Gazze şehrine 150'den fazla hava ve topçu saldırısı düzenlendiği belirtilmişti.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyine yönelik yoğun bombardımanı ve zorunlu tahliye uyarıları nedeniyle yüzlerce Filistinli ailenin kuzeyden güneye doğru göçü devam ediyor.
Filistinliler, saatler süren zorlu yürüyüşte çocuklarını kucaklarında taşıyarak bombardıman ve insansız hava araçlarının tehdidi altında güneye doğru ilerliyor.
Güneye ulaşan Filistinliler ise gıda, temiz su ve ilaç sıkıntısının yaşandığı geçici barınma merkezlerinde zor şartlarla karşı karşıya kalıyor.
"Ölüm yolu" olarak nitelendirilen göç sırasında çok sayıda sivil hayatını kaybederken, hayatta kalanlar bugün güvenli bir barınaktan ve temel insani ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
Filistin Esirler Cemiyeti: İsrail hapishanelerinde mahkumlara yönelik baskılar artıyor
Cemiyetten yapılan yazılı açıklamada, avukatların eylül ayında 7 farklı İsrail hapishanesinde, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca esiri ziyaret ettiği belirtilerek, esirlerin tanıklıklarının İsrail hapishane sisteminin sistematik suçlarını ve vahşetini sürdürdüğünü ortaya koyduğu kaydedildi.
Açıklamada, hapishanelerde baskı yöntemlerinde artış yaşandığına, özellikle elektroşok ve plastik mermi kullanımının arttığına işaret edilerek, Negev ve Ofer hapishanelerinde uyuz hastalığının yaygın bir şekilde görüldüğü vurgulandı.
Esirlerin, gözaltı koşullarının herhangi bir iyileşme olmaksızın aynı kaldığını, özellikle yiyeceklerin yetersizliğinin onları sürekli açlık içinde bıraktığını ve temel ihtiyaçlardan mahrum edildiklerini ifade ettiği bildirildi.
Açıklamada, binlerce esirin tutulduğu en büyük hapishanelerden biri olan Negev'in, Gazze'deki soykırımın başlamasından bu yana baskı, işkence ve saldırıların merkezi haline geldiği vurgulandı.
Negev hapishanesinin, aynı zamanda hastalıkların ve salgınların yayıldığı bir yer olduğuna değinilen açıklamada, bu durumun, birçok esirin hayatını kaybetmesine yol açtığı kaydedildi.
Esirlerin, ayrıca elbise sıkıntısı yaşadıklarını, bazılarının 6 aydır kıyafetlerini değiştiremediğini aktardığı vurgulanan açıklamada, Damon hapishanesindeki kadın esirlerin tanıklıkları ise baskı, çıplak arama, darp ve özel ihtiyaçlarından mahrum bırakılma şeklinde sıralandı.
Açıklamada, işlenen suçların artık kelimelerle tarif edilemeyecek boyuta ulaştığı ifade edilerek, uluslararası topluma harekete geçme çağrısında bulunuldu.