MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine ilişkin "Bağlar çok sağlam ve köklüdür" dedi.

Türk tarih ve kültürünün kaynaştırıcı misyonunun güç katacağını dile getiren MHP Lideri Bahçeli "Tasada bir zaferde bir olmaya kararlılıkla devam edecektir. Türkiye'nin stratejik ortaklığı kimi çevreleri rahatsız etmektedir. Kazanımlara pusu kuran, tuzak hazırlayan hangi mihrak devlet olursa olsun hasımdır. İsrail'in oyunlarını görmediğimiz zannedilmesin. Gelecek devrin Türk devri olacağından kuşkumuz yoktur. Savaş ve soykırım suçu işleyen Siyonist vandallık dünyada protesto edilmektedir" dedi.

MHP Lideri Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

Karabağ 30 yıl boyunca esaret ve zulmün gölgesinde kalmıştı. Azerbaycan’ın vatan toprakları on yıllar boyunca mateme bürünmüştü. 5 yıl önce gerçekleşen 44 günlük vatan muharebesinden sonra adalet yerini bulmuş, Karabağ gerçek ve ebedi sahibiyle ayrılmamak üzere birleşmişti. Bu vesileyle Azerbaycan halkının 8 Kasım Zafer Günü’nü, ayrıca 9 Kasım Devlet Bayrağı Günü’nü yürekten kutluyor, can Azerbaycan’ı ve büyük Türk milletinin onurlu evlatlarını saygıyla selamlıyorum.
Karabağ’ın azatlığında kahramanca mücadele verirken bir hilal uğruna toprağın koynuna giren aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum.

13 Şubat 2009’da vefat eden merhum şairimiz Bahtiyar Vahapzade’nin dediği gibi:

Bir ananın iki oğlu,
Bir amacın iki kolu,
O da ulu, bu da ulu,
Azerbaycan-Türkiye.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'den 10 Kasım mesajı: Aziz Atatürk’ün emaneti asla zedelenmeyecek
MHP Lideri Devlet Bahçeli'den 10 Kasım mesajı: Aziz Atatürk’ün emaneti asla zedelenmeyecek
İçeriği Görüntüle

Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ayımız bir, ilimiz bir,
Aşkımız bir, yolumuz bir,
Azerbaycan-Türkiye.

Bir milletiz iki devlet,
Aynı arzu, aynı niyet,
Her ikisi Cumhuriyet,
Azerbaycan-Türkiye.

Karabağ’ın yeni baştan inşa ve ihya çalışmalarının hızla devamını, Güney Kafkasya’da yeşeren, gittikçe genişleyen barış, huzur ve istikrar atmosferini yakinen takip ediyor, bundan da bahtiyarlık duyuyoruz. Bilhassa Azerbaycan ile Ermenistan arasında tesis edilen ve barışçıl arayışları güçlendiren 8 Ağustos 2025 tarihli Washington Mutabakatı’nın zamanla önyargıların kilidini açacağını, ihtilafları ayıklayacağını düşünüyor ve bu çerçevede atılan müspet adımların sonuç vereceğine inanıyoruz. Temennimiz iki taraflı görüşme ve diyalogların sağduyuyla sürdürülmesi, barış çabalarının kökleşerek bölgeye hakim olmasıdır.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bağlar çok sağlam ve köklüdür. İki devlet tek millet gerçeğinden hareketle Türk tarih ve kültürünün kaynaştırıcı ve kucaklaştırıcı misyonu gücümüze çok daha güç katacaktır. Türk Devri’nin iki parlayan devleti karanlık senaryolara, kirli lobilerin ve Siyonist-emperyalist tetikçilerin kumpaslarına geçit vermeyecek, tasada bir, zaferde bir olmaya kararlılıkla devam edecektir.

Elbette Türkiye ile Azerbaycan’ın milli, tarihi, kültürel ve stratejik ortaklığı kimi çevreleri rahatsız etmektedir. Bunu biliyor, görüyor ve her zaviyeden izliyoruz.
Zemzem diye takdimi yapılan zehri kimin ürettiğinin farkındayız. Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına, tarihi ve siyasi kazanımlarına pusu kuran, yan bakan, tuzak hazırlayan, hançer sallayan hangi mihrak, hangi devlet veya güç merkezi olursa olsun hasımdır ve hezimet yaşamaya mahkûmdur. Dostluk ve kardeşliğimizin üzerinde kara bulutlar oluşturmaya çalışanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.

Bu kapsamda İsrail’in bölgedeki oyunlarını, stratejik ve siyasi manevralarını görmediğimizi, duymadığımızı hiç kimse zannetmemelidir.
Türkiye aktif ve çok boyutlu dış politikasıyla bir yanda bölge ülkeleri klasmanında, diğer yanda küresel devletler kataloğunda öne çıkmakta, öncü rol üstlenmektedir. Gerek Türk dünyasının, gerek İslam toplumlarının barış, huzur ve refah içinde var olabilmesi, kronik ve konjoktürel sorunların geniş bir uzlaşma ortamında çözülebilmesi evvela samimi ve dürüst dayanışmayla, karşılıklı hak ve çıkarlara saygıyla mümkün olacaktır.

Siyasi, ekonomik ve ticari bağların mukavemetiyle; dilde, fikirde ve işte birlik şiarıyla gelecek devrin Türk Devri olacağından kuşkumuz yoktur. İnsanlık gerilim ve kutuplaşmalardan dolayı yorgun düşmüştür. Savaş ve soykırım suçu işleyen Siyonist vandallık dünya çapında protesto ve telin edilmektedir.
Gazze’ye ulaşması gereken insani yardımlar engellenmektedir. Susuzluk, açlık ve ilaç yokluğu Filistin halkını en az hunhar operasyonlar kadar müessif ve mütemadi şekilde etkilemektedir. Türkiye’nin çıtası yüksek, çok yönlü, dinamik, dengeli, gerçekçi, aynı zamanda ahlaki ve insan temelli diplomatik temasları ve dış politik vizyonu barış ve huzur kuşağının çevremizde vasat bulmasına doğrudan doğruya hizmet etmektedir.

Azerbaycan-Ermenistan’dan sonra, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın ateşkes ve barışla sonuçlanması, Gazze’de kalıcı ateşkes ve barışın sağlanması, Hakeza Afrika ve diğer coğrafyalarda barışçıl arzuların sivrilip serpilmesi, Irak ve Suriye’de siyasi ve toprak bütünlüğüyle iç barış, kardeşlik ve birliğin kurumsallaşması yaşanabilir bir dünyanın yegâne anahtarıdır.

Muhabir: NAZLICAN ERMİŞ BOZTUNÇ