MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Milliyetçi Hareket Partisi'nin vizyonundan bahsetti.

"Sabırlı ve sağlam bir hazırlık olmadan sabırlı sağduyulu mizaç bulunmadan büyük keşifler gerçekleşemez, gönüllere girilemez. Amacımız gönül kazanmaktır. Amacımız milletimizin takdir ve tercihine mazhar olabilmektir. Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur. Bizim ne odunlarla ne de odunluktan kurtulamamış anlayışlarla işimiz olacaktır" diyen MHP Lideri Bahçeli şunları söyledi:

"MİLLETİMİZ NE DİYORSA SÖZÜMÜZ ODUR"

Biz ne yapacağını, hangi vasıtaları kullanacağını bilen Türkiye sevdalılarıyız. MHP siyaseti en başta CHP ve diğer yedekleri gibi icazetli siyaset görülemez. MHP vizyonu aynı siyaset köhneliğinde kısa menzilli çerçevede tanımlanamaz. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. Milletimiz ne istiyorsa dileğimiz aynısıdır. Bir gerçek vardır ki o da MHP ve Cumhur ittifakının kaderi milletin kaderi devletin istikbalidir. Sahtekârlara aldanarak siyaset yapmamız mazimizin inkarıdır. Dosta güven düşmana korku veren milliyetçi ülkücü hareketiz. Biz Türkiye'nin her yerindeyiz, vatanımızın her noktasındayız. İnsansız siyaset kansız damar kalpsiz beden gibidir.

Biz Türkiye'nin her yerindeyiz, vatanımızın her noktasındayız. İnsansız siyaset kansız damar kalpsiz beden gibidir. Dün itibariyle hayırlı günler komşum ziyaretleri ile sohbet toplantılarını 81 il 710 ilçemizde gerçekleştirdik. Bu tempoya ancak maşallah denir. Ancak Allah nazarlardan korusun diye dua edilir.

MHP Lideri Bahçeli'nin satırbaşları şöyle oldu:

Biz ne yapacağını, hangi vasıtaları kullanacağını, nereye ulaşacağını bilen ve bu doğrultuda bıçkın bir iradeyle mücadelesini sürdüren Türkiye sevdalılarıyız.
Şayet nereye gittiğimizi tespit ve tefrik edemezsek, mukadderdir ki, hiç beklenmedik, hiç umulmadık, aklımızdan dahi geçmedik sahillere yara bere içinde çıkmamız kaçınılmazdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyaseti, en başta CHP ve diğer yedekleri gibi icazetli, icar ve ipotek altında bir siyaset olarak görülemez. Milliyetçi Hareket Partisi’nin vizyonu yine aynı siyaset köhneliğine benzer şekilde; kısıtlı, kırılgan ve kısa menzilli bir çerçevede tanımlanamaz. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. Milletimiz neyi istiyorsa dileğimiz aynısıdır. Gerçeği bilip susanlar, gerçeği bilmeden konuşanlar kadar tehlikelidir, utanç kaynağıdır.

Bir gerçek vardır ki, o da Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nın kaderi milletin kaderi, devletin bekası ve istikbalidir. Bizim onun bunun suçlamalarına kanarak ve sahtekarlıklarına aldanarak siyaset yapmamız aklın ve 56 yıllık mazimizin inkarıdır. Hamd olsun biz inkarcı değiliz, dosta güven, düşmana korku veren Milliyetçi Ülkücü Hareketiz. Bizim hakkımızda tek söz ve karar sahibi büyük Türk milletidir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türk milletinin güçlü nefesi, gür sesi, parlak geleceğinin müjdesidir. Su olmayan yerde balık avına çıkan, kalplerinde tortulaşan kiri husumet saçan eylemleriyle teyit eden çevreler bizimle boy ölçüşemez, bizimle aşık atamaz, bizim yanımızdan bile geçemez.

Biz Türkiye’nin her yerindeyiz. Biz vatanımızın her yöresinde, her noktasındayız. İnsansız siyaset kansız damar, kalpsiz beden gibidir. Tanzimat neslinin önemli isimlerinden birisi olan Merhum Ziya Paşa, şiirlerinde olmasa bile bazı yazılarında Anadolu’yu sefalet coğrafyası olarak görmüş ve göstermişti. Halbuki Anadolu bir cevherdi, milli kültürün merkeziydi. Tanzimatçı kafalar bu gerçeği bir türlü isabetle tefekkür, hatta tezekkür edememişti.

Bu nedenle hayatın her alanında kopukluklar ve ikilikler yaşanmıştı. Roman ve hikâyelerde mekanın sınırlarını İstanbul dışına taşıyan, Anadolu’daki bir köye doğru genişleten ilk eser Merhum Ahmet Mithat Efendi’nin 1876’da kaleme aldığı “Bir Gerçek Hikaye” isimli çalışmasıyla ortaya çıkmıştı. Yine aynı müellifimizin “Bahtiyarlık” isimli romanı köy hayatına, Anadolu’nun varlığına, huzur arayışına tutulan bir aynaydı. Merhum Ziya Gökalp, Türkçülüğün esaslarından birisi olarak kabul ettiği halka doğru ilkesinin millet için gerekli bir anlayış olduğunu, bu sayede milletin kendi içinde kaynaşmış bir toplum hayatı yaşaması gerektiğini düşünmüştü. Ona göre halk milli kültürün kaynağıydı.

Merhum Gökalp II.Meşrutiyet’ten sonra aydınların Anadolu’ya yönelmesini ısrarla teşvik etmiş, benimsediği halk kültürü fikriyatı ise müteakiben edebiyat, sanat, siyaset ve ekonomi sahalarında derin etkiler bırakmıştı. Aklımızın estiği gibi davranmadığımız bilinmelidir. Veya Anadolu’yu karış karış gezmemiz tesadüf olarak değerlendirilmemelidir. Anadolu her şeyin şahididir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket de Anadolu’nun havasını teneffüs etmek, insanımızın derdini dinleyip derman olmak için el birliği, güç birliği, hedef birliği, gelecek birliği sağlamak üzere vatanın tüm sathındadır.

Nitekim dün itibariyle “Hayırlı Günler Komşum” ziyaretleriyle “Derdin Derdimizdir” temalı sohbet toplantılarını 81 ilimizde, 710 ilçemizde ve toplamda 4 bin 836 programla gerçekleştirdik. Bu tempoya ancak maşallah denir, ancak ve ancak Allah nazarlardan korusun diye de dua edilir. Türkiye’nin ve Türk milletinin her sorununa Türk milliyetçilerinin söyleyecek bir sözü, paylaşacak bir cevabı vardır ve mutlaka da olmalıdır. Büyük İslam Filozofu İbn-i Haldun, meşhur eseri Mukaddime’de, kendilerini her şeyi kavramaya, bütün nedenleri anlamaya, varoluşun bütün ayrıntılarını bilmeye ehil ve yetenekli sanan zihniyetlerin telkinine inanmamayı, güvenmemeyi tavsiye etmişti.

Biz, çok bilen değil çok seven, çok çalışan, çok inanan, çok daha büyük işler yapmaya memur ve mecbur olan bir davanın şerefli mensuplarıyız.
Çünkü gücümüz millet, güvencemiz sonuna kadar devlettir. Hayatın her alanına ışıklar salıp hadiselerin özüne iniyoruz. Devamlı faal haldeyiz, her zaman sahadayız ve sabırla kozamızı örüyoruz. 18 Ekim 2025 tarihinde TASAV tarafından düzenlenen “Tarım, Gıda ve Hayvancılık: Durum Analizi, Sorun Alanları ve Çözüm Önerileri” konulu sempozyumla ülkemizin ve milletimizin can damarı olan tarım ve hayvancılıkla ilgili göz alıcı çalışmalara imza atıldı. 8 Kasım 2025 tarihinde, “Sağlıkta Yeni Bir Bakış, Geleceğe Güçlü Adım” temalı Türk Sağlık Sistemi’nde Yenilikler Çalıştayı yapıldı ve sağlık politikalarımız kapsamlı ve vizyoner şekilde ele alındı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli: Terörsüz Türkiye sürecine karşı gelenler itiraf etsin; terör bitsin mi, bitmesin mi?
MHP Lideri Devlet Bahçeli: Terörsüz Türkiye sürecine karşı gelenler itiraf etsin; terör bitsin mi, bitmesin mi?
İçeriği Görüntüle

7 Kasım 2025 tarihinde de, “Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantımızı” icra ederek yerel yönetimlerde medarı iftiharımız olan şehremini arkadaşlarımızla son gelişmeleri ve yaptıkları tesirli çalışmaları görüşme fırsatı bulduk. Belediye başkanlarımızın duruşları, tutumları, illerine, ilçelerine ve beldelerine şuurla hizmet etmeleri hem memnuniyet verici bir tablo hem de gelecek için umut verici demokratik atılım olarak bir kez daha tescil edilmiştir.

Huzurlarınızda fikri ve politik faaliyetlerimizde emeği geçen bütün arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyor, takdir ve tebriklerimi paylaşıyorum.
Biliyoruz ki, işleyen demir paslanmaz, akan su yosun tutmaz. İmanla dolu kalpler, sevdayla yoğrulmuş yürekler çağın gerisinde kalmaz, hadiselerin ardına takılamaz. Kuyumcu titizliğiyle planladığımız siyasi çalışmalarımızı sırasıyla hayata geçiriyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’nin istikbal aydınlığı, istiklalinin güvenlik kilididir. Sürekli bir adım önde olmanın gayesi ve gayreti içinde olacağız. Bir günümüzü boş geçirmeyeceğiz. Bir günümüzün diğeriyle eşit olmasına göz yummayacağız. Şairin dediği gibi: Mehmed’im sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir. Geçmişin temelleri üzerinde yükselen kutlu bir gelecek ancak ve ancak onu hak edenlerin, ona layık olanların mükâfatıdır. Bunu bilir, bunu söyler, buna inanırız. Biz muazzam bir tarihi özümseyerek muhteşem bir geleceğin fecri olmaya, Türkiye’nin ve Türk milletinin yeni yüzyılında dilden dile anlatılacak destanlar yazamaya hazırız, buna da son derece kararlıyız.

Milletimizin varlığına sahip çıkacağız, iradesine sahip çıkacağız, istikbaline sahip çıkacağız, birliğine ve kardeşliğine sonuna kadar omuz vereceğiz.
Cumhurun kaderi Cumhuriyet’in kaderidir. Bu kader Levh-i Mahfuz’da belirlenmiştir. Cumhur İttifakı Türkiye’yi kem gözlerden, kötü sözlerden, ölümcül engellerden, karanlık emellerden, kaos tetikçilerinden fedakarca koruyacak, milletiyle bir ve bütün halinde geleceği inşa edecektir. Bu inşa hamlesinin, bu irade haysiyetinin önüne geçmeye hiç kimsenin nefesi yetişmeyecektir. Çalışacağız, çabalayacağız, çağıracağız, çağlayacağız, sular seller gibi coşacağız. Azmedeceğiz, akledeceğiz, sabredeceğiz, emek vereceğiz, mücadele edeceğiz, mutlaka başaracağız. Yeni yüzyılı Türkiye’nin ve Türk milletinin yüz yılı yapacağız.

Muhabir: NAZLICAN ERMİŞ BOZTUNÇ