Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Asgari Ücret Belirlenirken Çalışanların Geçim Şartları Göz Önünde Bulundurulmalı”
MHP’li Kalaycı, yüksek enflasyon ve geçim şartlarının zorluklarına dikkat çekerek, “Net asgari ücret 2024 yılında yüzde 49,1, 2025 yılında yüzde 30 oranında artırılmıştır. Ancak yüksek enflasyon karşısında bu artışlar yeterli değildir. Elbette asgari ücretin ve emekli aylıklarının artırılması gerekmektedir. 2026 yılında uygulanacak asgari ücretin belirlenmesinde çalışanların geçim şartlarının göz önünde bulundurulacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Kamuda Ücret Karmaşası Giderilmeli”
Kalaycı, kamu personeli arasındaki ücret dengesizliğine de değinerek, “Kamuda istihdam karmaşası giderilmeli, devletin asli işleri kadrolu personel eliyle yürütülmelidir. Aylık düzeyleri görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmeli, adalet sağlanmalıdır. Ayrıca yardımcı hizmetler sınıfı tamamen kaldırılmalı, bu personel genel idare hizmetleri kadrolarına alınmalıdır.” dedi.
“Emeklilere Ocak Ayında Refah Payı Verilmeli”
Emekli maaşlarının yetersizliğine değinen Kalaycı, “SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları 2024 yılında yüzde 86,16; 2025 yılında yüzde 35 oranında artırılmıştır. Ancak artışlara rağmen geçim sıkıntısı sürmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, emeklilere ve kamu çalışanlarına ocak ayında yapılacak artışta bütçe imkânları çerçevesinde ilave refah payı verilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz.” şeklinde konuştu.
“Emekli Aylıklarında Eşitsizlikler Kademeli Olarak Giderilmeli”
MHP’li Kalaycı, emeklilik sisteminde adaletin bozulduğuna dikkat çekerek, “Emekli aylıkları arasında ciddi eşitsizlikler oluşmuştur. Aylık bağlama oranlarının artırılması, büyümeden tam pay verilmesi ve güncelleme katsayısının iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu düzenlemeler, emeklilerimiz için adaletin tesis edilmesi adına önemlidir.” dedi.
Kalaycı ayrıca, BAĞ-KUR prim gün sayısının 7200’e düşürülmesi, birinci dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verilmesi ve ev kadınlarına prim desteğiyle birlikte emeklilik hakkı tanınması yönündeki düzenlemelerin hayata geçirileceğine inandıklarını ifade etti.
“1992’de Yaş Haddi Kaldırılmasaydı, Emekliler Daha Yüksek Maaş Alacaktı”
Erken emekliliğin sosyal güvenlik sistemine getirdiği yükü vurgulayan Kalaycı, “Aktif-pasif oranı 2022 yılında 2,01 iken 2025 yılında 1,60 seviyesine düşmüştür. Bu bozulmanın ana sebebi 33 yıl önce erken emekliliğin önünün açılmasıdır. 1992 yılında yaş haddi kaldırılmamış olsaydı, bugün emekliler çok daha fazla maaş alacaktı.” dedi.
Kalaycı, prim tahsilatlarının etkin şekilde yapılması, alacakların hızla nakde dönüştürülmesi ve sağlık harcamalarında etkin önlemler alınması gerektiğini belirtti.
“Kayıt Dışı İstihdamın Önüne Geçilmeli”
Kayıt dışı istihdamın ciddi bir sorun olduğunu belirten Kalaycı, “Kayıt dışı istihdam oranı 2025 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 25,9’dur. Bu oran oldukça yüksektir. Kayıt dışılığın önlenebilmesi için etkin bir denetim sistemi kurulmalı, denetim mensuplarının özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir.” dedi.
“SGK Çalışanlarının Ek Ödemeleri Artırılmalı”
Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının prim toplama yükünü taşıdığını belirten Kalaycı, “SGK çalışanlarının sorunları çözülmeli, personel açığı giderilmeli, iş yükü hafifletilmelidir. Personelin tazminat ve ek ödemeleri mutlaka artırılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“İşsizlik 29 Aydır Tek Haneli”
Türkiye’de istihdamın artışını değerlendiren Kalaycı, “2024 yılında istihdam 988 bin kişi artarak 32 milyon 620 bine ulaşmıştır. İşsizlik oranı 29 aydır tek haneli düzeyde seyretmektedir. Ancak iş gücü piyasasında ara eleman ve kalifiye personel sıkıntısı yaşanmaktadır.” dedi.
“Çalışma Hayatında Kapsamlı Reform Şart”
Konuşmasının sonunda çalışma hayatına dair geniş kapsamlı reform çağrısı yapan Kalaycı, “Eğitim-istihdam planlaması yapılmalı, mesleki eğitim güçlendirilmeli, kayıt dışı istihdam azaltılmalı, iş sağlığı ve güvenliği çağdaş normlara yükseltilmelidir. Kıdem tazminatı sistemi bireysel hesaba dayalı hale getirilerek, işçilerin kazanılmış hakları güvence altına alınmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.



