Prof. Dr. Aydın, 3 Mayıs’ın, Bilge Kağan’ın "Ey Türk titre ve kendine dön" emrinin hayata geçirildiği ve Atatürk'ün "Ey Türk Gençliği" hitabına karşılık verilen büyük bir uyanış olduğunu belirtti. Bu kutlu günün, Türk gençliğinin kendi milletinden uzaklaşan politikaları reddettiği ve milliyetçi bir çıkış ortaya koyduğu bir milat olduğunu ifade etti.
Aydın, 3 Mayıs 1944’te merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in de içinde bulunduğu 23 idealist Türk milliyetçisinin, Türk milletinin maddi ve manevi varlığını korumak için direnişe geçtiğini söyledi. Bu hareketin, milliyetçiliğe yöneltilen baskı ve zulmün de başlangıcı olduğuna dikkat çekti.
Aydın şöyle devam etti:
"O gün yaşananlar, Türk milliyetçilerinin ülküleri uğruna verdiği mücadeleyi ve bu mukaddes ülkünün zaman içinde nasıl vücut bulduğunu göstermektedir. 3 Mayıs, Türk varlığına armağan edilmiş kutlu bir gündür ve tüm Türk Dünyasında ‘Dünya Türk Günü’ olarak Milli Bayram ilan edilmelidir."
Aydın, esir Türklerin istiklaline kavuştuğu bir çağda yaşandığını, Türk birliğinin sağlanmasının ve Turan ülküsünün gerçekleşmesinin artık bir hayal değil, hedef olduğunu belirtti. "Unutmayalım: Her hakikat bir hayal ile başlar," diyen Aydın, 3 Mayıs 1944’te yanan meşalenin tüm dünyayı aydınlatacağını söyledi.
Konuşmasında dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu’nun 1942’de Meclis’te yaptığı, “Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız,” sözlerine de yer veren Aydın, bu davaya hizmet eden Hüseyin Nihal Atsız, Zeki Velidî Togan, Nejdet Sançar ve daha pek çok Türk milliyetçisini rahmetle andı.
3 Mayıs Nümayişi ve Yargı Süreci
Prof. Dr. Aydın ayrıca, 3 Mayıs gösterilerinin arka planını da anlattı. 1944’te Hüseyin Nihal Atsız’ın Sabahattin Ali’ye karşı açtığı davanın duruşması vesilesiyle milliyetçi gençlerin Ankara’da bir araya geldiğini ve yürüyüş yaptıklarını, ancak sert müdahalelerle karşılaştıklarını hatırlattı.
Toplam 165 gencin gözaltına alındığı süreçte, aralarında Üsteğmen Alparslan Türkeş’in de bulunduğu 23 kişi, İstanbul 1 Numaralı Örfi İdare Mahkemesi’nde 65 celse süren davada yargılandı. İlk aşamada çeşitli cezalara çarptırılan milliyetçiler, Askerî Yargıtay’ın kararı bozmasıyla 1 yıl 5,5 ay sonra serbest bırakıldı.
Prof. Dr. Seyit Aydın, o dönemde yaşanan acıların ve zorlukların bugün Türk milletinin uyanışı için vesile olduğuna dikkat çekerek Bakara Suresi 216. ayetinde geçen, “Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır” meâlindeki hikmeti hatırlattı ve “Her musibette bir hayır vardır” sözünü bu bağlamda yineledi.
Aydın’dan Çağrı: "3 Mayıs Dünya Türk Günü Olarak Kabul Edilmeli"
Aydın, 3 Mayıs’ın sadece geçmişin değil, geleceğin de ışığı olduğunu belirterek, bu tarihin Türk Dünyası tarafından bir milli bayram olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. “Bu dava, Türk milletinin beka anahtarıdır,” diyen Aydın, Türk milletinin kıyamını başlatan bu tarihi asla unutmamak gerektiğini ifade etti.