Amerikan haber sitesi Axios’un, üst düzey iki kaynağa dayandırdığı haberine göre, ABD’li yetkili Witkoff’un bugün İsrail’e gitmesi bekleniyor.
Witkoff’un uzun bir aranın ardından İsrail’i ziyaret edeceğine dikkat çekilen haberde, bu ziyaretin, Gazze'de ateşkes ve esir takası müzakerelerinin çıkmaza girdiği ve insani yardım girişlerinin ciddi şekilde kısıtlandığı bir dönemde gerçekleşeceği vurgulandı. Aynı zamanda, Gazze'deki insani felaketin şimdiye kadarki en ağır boyutlara ulaştığı ifade edildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve diğer üst düzey yetkililerle yapılacak görüşmelerde, Gazze'deki durum ve olası çözüm yollarının ele alınacağı bildirildi.
Haberde yer alan bilgilere göre, Witkoff’un Gazze'ye geçerek burada faaliyet gösteren Gazze İnsani Yardım Vakfı’na (Gaza Humanitarian Foundation - GHF) ait yardım merkezlerini ziyaret edebileceği ileri sürüldü.
ABD’li yetkililer, Başkan Donald Trump’ın Gazze’deki insani kriz hakkında daha fazla bilgi almak istediğini ve "Gazze’deki sivillere nasıl daha etkili yardım ulaştırılabileceğinin yollarını aradığını" iddia etti.
Gazze Açlık ve Salgınla Mücadele Ediyor
İsrail'in yoğun saldırıları ve uyguladığı kuşatma nedeniyle Gazze Şeridi'nde temel yaşam malzemelerine ulaşmak neredeyse imkânsız hale geldi. Su, ilaç, tıbbi malzeme ve hijyen ürünlerinin tükenme noktasında olduğu bölgede, özellikle çocuklar başta olmak üzere açlık kaynaklı ölümler artıyor.
Son 24 saat içinde biri çocuk olmak üzere yedi Filistinlinin açlıktan hayatını kaybettiği açıklandı. Uluslararası ve yerel kaynaklar, İsrail’in açlık ve susuzluğu “savaş aracı” olarak kullandığını öne sürüyor.
Gazze’nin altyapısının yüzde 88’ini yok eden İsrail ordusu, sivillerin yaşadığı bölgeleri hedef almaya devam ediyor. 2,3 milyonluk nüfusa sahip Gazze’de, İsrail saldırıları ve zorla yerinden etmeler nedeniyle yaklaşık 2 milyon kişi defalarca göç etmek zorunda kaldı.
Temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde derme çatma çadırlarda ya da aşırı kalabalık okullarda yaşam mücadelesi veren Filistinliler, hijyen koşullarının yokluğu nedeniyle bulaşıcı hastalıkların tehdidi altında. Buna rağmen İsrail ordusu, bu bölgeleri dahi bombalamayı sürdürüyor.