Migren ve baş ağrıları, dünya genelinde en yaygın nörolojik rahatsızlıklardan biri olarak sağlık sistemlerinin önünde ciddi bir yük oluşturmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, baş ağrısı bozuklukları, dünya nüfusunun yaklaşık %50'sinden fazlasını etkiliyor. Özellikle migren, çalışabilir nüfusun büyük bir bölümünde iş gücü kaybına yol açarak hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük kayıplara neden oluyor.
KÜRESEL ETKİLER
Migren, yalnızca ağrıdan ibaret olmayan bir hastalık; bulantı, ışığa ve sese hassasiyet, görme bozuklukları gibi nörolojik belirtilerle seyrediyor. Bu durum çoğu zaman sosyal yaşamı, iş performansını, aile hayatını ve psikolojik sağlığı olumsuz etkiliyor.
Sayılarla Migren Gerçeği:
-
Her yıl dünyada yaklaşık 1 milyar kişi migren yaşıyor.
-
Migren, genç ve orta yaş kadınlarda en sık görülen nörolojik sorun.
-
Küresel ekonomi, migren ve baş ağrısı nedeniyle yılda milyarlarca dolarlık verimlilik kaybı yaşıyor.
NEDENLER VE RİSK FAKTÖRLERİ
Migren ve baş ağrıları, genetik yatkınlıktan çevresel faktörlere, hormon dengesinden stres düzeyine kadar geniş bir neden yelpazesine sahip. İşte en yaygın tetikleyiciler:
-
Stres ve uyku düzensizliği
-
Hormonal değişiklikler (özellikle kadınlarda)
-
Gürültü, yoğun ışık, hava değişiklikleri
-
Aşırı kafein veya alkol tüketimi
-
Açlık, kan şekeri düşüklüğü
-
Gıda katkı maddeleri (ör. Monosodyum Glutamat - MSG)
TEDAVİ VE YÖNETİM YÖNTEMLERİ
Migren tedavisi, kişiye özel olmalı. Uzmanlar, öncelikle tetikleyici faktörlerin belirlenmesini, ardından ilaç ve yaşam tarzı değişikliklerinin bir arada uygulanmasını öneriyor.
Tedavi Yöntemleri:
-
Akut atak ilaçları: Triptanlar, nonsteroidal antiinflamatuarlar (NSAID)
-
Önleyici ilaçlar: Beta blokerler, antidepresanlar, antiepileptikler
-
Doğal yöntemler: Magnezyum takviyesi, B2 vitamini, akupunktur
-
Yaşam tarzı değişiklikleri: Düzenli uyku, egzersiz, sağlıklı beslenme, su tüketimi
-
Yeni tedaviler: CGRP inhibitörleri, nöromodülasyon cihazları
UZMAN GÖRÜŞÜ
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Elif Karadeniz, migrenin hafife alınmaması gerektiğini vurguluyor:
“Migren bir baş ağrısı değil, ciddi bir sinir sistemi hastalığıdır. Hastaların günlük yaşamını, iş gücünü ve sosyal ilişkilerini etkileyen bu durum, bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Özellikle kadınlarda hormonal değişim dönemlerinde risk artar.”
ÇÖZÜM İÇİN ÇAĞRI
Halk sağlığı uzmanları, migrenin sadece bireysel değil toplumsal bir problem olduğuna dikkat çekiyor. Sağlık politikalarının, nörolojik rahatsızlıkları da kapsayacak şekilde genişletilmesi; baş ağrısı kliniklerinin artırılması ve toplumda farkındalığın yaygınlaştırılması gerektiği vurgulanıyor.



