Avrupa’nın yeni güvenlik mimarisinde “Avrupa İçin Güvenlik Eylemi” devreye girdi.
Peki, Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı riskler neler? Türkiye bu güvenlik mimarisinin neresinde? Türkiye ve AB partnerliği, Türkiye’nin üyelik müzakerelerini canlandırır mı?
Avrupa kritik bir eşikte. Güvenlik mimarisi sağlam temellere oturuyor mu?
Avrupa Komisyonu’nda pozitif bir atmosfer hâkim.
Ancak bir yanda Rusya-Ukrayna savaşı ve barındırdığı riskler, diğer yanda İsrail-İran çatışması...
Tüm bu olasılıklar Avrupa’yı önlem almak zorunda bırakıyor.
Rusya’nın Avrupa Birliği ülkelerine olası saldırısı ve ABD’nin güvenlik garantilerinden desteğini çekme ihtimali, Avrupa Birliği’ni yeni bir yol haritası çizmeye itti.
“Avrupa İçin Güvenlik Eylemi” yani SAFE, 29 Mayıs 2025 itibarıyla devreye girdi.
Amaç ise ortak savunma projelerinin desteklenmesi.
AB’nin oluşturduğu savunma fonu için ayrılan bütçe: 150 milyar Euro.
SAFE projesi, üçüncü ülkelerle savunma alanında iş birliği açısından yeni bir sayfaya işaret ediyor.
Hangi Ülkeler SAFE Kapsamına Giriyor?
- Avrupa Birliği ülkeleri,
- Avrupa Ekonomik Alanı / Avrupa Serbest Ticaret Birliği üyesi ülkeler ve
- Ukrayna da AB ülkeleriyle aynı haklarla SAFE’ten yararlanabilir.
- Ukrayna’nın yanı sıra İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre de ortak tedarik programlarına katılabilecek ve AB bu ülkelerin sanayilerinden alım yapabilecek.
- Belirli şartlar dâhilinde üçüncü ülkeler de kapsama alınabiliyor.
- Üçüncü ülkelerden gelecek olan bileşenlerin maliyetinin, nihai ürünün maliyetinin %35’ini aşmaması gerekiyor. Bu sınırın koşullu olarak aşılmasına da imkân tanınıyor.
- AB’yle üyelik müzakeresi yürüten, AB adayı, potansiyel AB adayı ya da AB’yle güvenlik ve savunma ortaklığı içinde olan ülkeler bu olanaktan yararlanabiliyor. Ancak bu kapsama dâhil ülkelerin SAFE’ten genişletilmiş haklarla yararlanması için AB’yle ikili güvenlik anlaşması imzalaması gerekiyor.
SAFE Kapsamındaki Savunma Ürünleri
AB, SAFE kapsamında savunma ürünlerini iki kategoriye ayırıyor:
Birinci kategori:
- Cephane ve füzeler,
- Derin hassas vuruş yetenekleri dâhil topçu sistemleri,
- Kara muharebe ekipmanları ve destekleyici sistemler,
- Kritik altyapı koruması, siber güvenlik,
- Askerî hareket kabiliyeti ve karşı hareket kabiliyeti.
İkinci kategori:
- Hava ve füze savunma sistemleri,
- Deniz yüzey ve su altı kabiliyetleri,
- Dronlar ve anti-dron sistemleri,
- Stratejik hava taşımacılığı,
- Havadan havaya yakıt ikmali,
- C4ISTAR sistemleri.
- Ayrıca yapay zekâ, elektronik harp, uzay varlıkları ve bu varlıkların korunması da ikinci kategoriye dâhil ediliyor.
İkinci kategorideki savunma ürünleri, SAFE çerçevesinde daha sıkı koşullara tabi olacak.
Yüklenicilerin, tedarik edilen ürünün tasarım, uyarlama ve gelişim sürecinde söz sahibi olması gerekecek.
Her iki kategoride de tedarik sözleşmelerinde “yerlilik oranı” şartı getiriliyor.
Buna göre; AB üyesi ülkeler, Ukrayna, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre dışından sağlanan parçaların maliyeti, nihai ürünün tahmini maliyetinin %35’ini geçemeyecek.
Türkiye Nerede Duruyor?
Avrupa ülkelerinin Türkiye’den son dönemdeki beklentisi, askerî ve savunma kapasitesi konusunda iş birliği.
Zira bu alanda Türkiye’nin üretim kapasitesi, AB’nin önünde yer alıyor.
Savunma sanayiindeki atılımlar ve NATO standartlarındaki üretimi, son yıllarda dünyanın dikkatini çekiyor.
Geçtiğimiz aylarda Avrupa’ya güvenlik şemsiyesi ihtimalleri değerlendirildi.
Her ne kadar Türkiye ile ortaklık yapılmasına engel görünmese de Yunanistan’ın veto sinyalleri süreci zora sokabilir.
Süreç devam ederken İtalya modeli önemli bir örnek teşkil ediyor.
Baykar-Leonardo iş birliği, AB’nin SAFE fonuyla daha da büyüyor.
150 milyar euroluk mali araç, Türkiye’nin savunma sanayiindeki öncü rolünü Avrupa’ya taşıyarak yeni ortaklıkların kapısını aralıyor.
Türkiye’nin Avrupa’dan biri çok uzun yıllara dayanan iki büyük alım isteği bulunuyor:
- Uzun menzilli hava savunma sistemi
- Eurofighter uçak alımı
Türkiye’de kurulu firmaların sisteme dahil olabilmesi için AB ile ikili bir anlaşma gerekiyor ve bu da tüm AB ülkelerinin onayına bağlı.
Türkiye Ne Bekliyor?
Avrupa’nın Türkiye’den beklentileri kadar, Türkiye’nin de Avrupa’dan beklentileri var.
Türkiye, SAFE yapısı ya da ayrıcalıklı üyelik prensibinin ötesinde, üyelik müzakerelerinin yeniden başlatılmasını talep ediyor.