Suriye’de 6 günde neler yaşandı?

Suriye 27 Kasım öncesine mi döndürülmeye çalışıldı?

13 Temmuz’da Suriye'nin güneyindeki Süveyda ilinde Bedevi Arap aşiretleri ile bazı Dürzi silahlı gruplar arasında küçük çaplı çatışmalar başladı.

Suriye hükümeti duruma hemen müdahale etti. Zira Suriye hükümetine çağrı İsrail destekli Dürzilerin lideri Hikmet el Hicri’den geldi.

Güvenlik güçleri ile yerel silahlı bazı Dürzi gruplar arasındaki çatışmaların büyümesinin ardından taraflar arasında ateşkes sağlandı.

Ancak kısa sürede ihlal oldu. Bu kez sahada İsrail ordusu da yer aldı. Dürzi grupları koruma bahanesine sığındı. İsrail’in hedefinde
Suriye güvenlik güçleri vardı.

İsrail’in saldırıları ne Süveyda ne de Dera ile sınırlı kaldı. Başkent Şam’ın kalbi vuruldu.

İsrail hava kuvvetleri, 16 Temmuz'da Suriye Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığını peş peşe hedef aldı.

Süveyda'da aynı gün hükümet ile yerel gruplar arasında ateşkes yeniden sağlanırken İsrail savaş uçakları Şam ve Dera'ya saldırılar düzenledi.

Anlaşmanın ardından bazı Dürzi silahlı grupların Bedevi Arapları zorla yerlerinden çıkarmaya başlamasıyla iki taraf arasında 17 Temmuz’da çatışmalar yeniden alevlendi.

Ateşkese Türkiye damgası

6 gün devam eden çatışmalar ve İsrail’in bombardımanı pek çok tartışmayı beraberinde getirdi.

Özellikle ABD’nin Ahmet Şara hükümeti ile kurduğu ilişki, Donald Trump ile görüşme trafiğini, yaptırımların kaldırıldığı ve HTŞ’nin ABD’nin terör örgütü listesinden çıkarıldığını göz önünde bulunduracak olursak kilit nokta bundan sonra İsrail olacağa benziyor.

Hele de terör örgütü SDG’nin Suriye yönetimine entegrasyonu ve İsrail’in bu durumdan duyduğu derin endişeyi gözetecek olursak.

Donald Trump’ın Suriye’nin İbrahim anlaşmalarına dahli konusundaki söylemi, bir baskı unsuru olacak mı?

Hiç şüphesiz beklentiler ve taleplerden söz ediyorsak ABD-İsrail ikilisinin bölge dizaynında İbrahim Anlaşmaları da siyasi bir boyut taşıyor.

Suriye hükümeti bu konuda sessizliğini korurken; çok boyutlu, çok aktörlü yeni dönemde tam egemenlik ve İsrail’in varlığını kabul ettirme yarışını gözardı etmemek gerek.

Sürece Tom Barrack etkisi…

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, henüz çiçeği burnunda bir büyükelçi olmasına rağmen çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü.

Barrack için, Trump’ın doğrudan bölgedeki gözü kulağı demek yanlış olmayacaktır. Ki Tom Barrack kendisinin “köprü” görevi gördüğünü de ifade ediyor.

Son olarak 18 Temmuz akşamı Barrack, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın Türkiye, Ürdün ve komşuları tarafından benimsenen bir ateşkes anlaşmasına vardıklarını duyurdu.

Suriye Cumhurbaşkanlığı, ülkede tam kapsamlı ateşkesin ilan etti.

Peki, bu süreçte ayrılıkçı ve İsrail yanlısı tutum sergileyen Suriye’deki Dürziler kim?

2011 yılına Beşar Esad karşıtı ayaklanmaların başladığı döneme gitmek gerek.

Dürzi komutanların rejim karşıtı ayaklanmalarda ön sıralarda yer aldığını söyleyebiliriz.

2012’de kardeş Hikmet el-Heceri’nin başa geçmesi ile Esad rejiminin yanında yer aldı.

2023 yılında Süveyda’daki ekonomik buhran Dürzileri Esad’ın karşısında yer almaya itti. Ancak yeni yönetime evet diyen Dürziler Ahmet Şara ile görüşmeyi de reddetti. Şubat 2025 itibariyle zaman zaman fırsat kollayarak çatışma ortamı yarattı, ancak son olarak uluslararası müdahale çağrısı durumu daha da derinleştirdi. Bölge ülkelerinden de dahil olmak üzere, 41 Arap aşireti birleşti ve 50 bin kişilik savaşçı sürece dahil oldu.