DİL YALNIZ BİR SES DEĞİL; GÖNÜL TAN TÜYÜ…

Ve Cengiz Aytmatov, bir milletin hafızasına, bir bilgenin mirasına, Türk dünyasının ortak gövdesine nakşedilmiş kutup yıldızı… Edebiyatın kudretiyle gönüllerine dokunan bu büyük isim, ölümünün 17. yılında Bişkek’te tarihe sığmayan bir şiir gibi anıldı.

DİL BİR OLDUYSA GÖNÜLLER DE BİR, MİRAS ORTAK; KÜLTÜR DİPLOMASİSİ GÖZ DOLDURDU…

Türk dünyasının geleceği forumu öncesinde, MHP Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda Cengiz Aytmatov Enstitüsü Başkanı İlyas Topsakal’ın öncülüğündeki heyetle birlikte TÜRKSOY ve bölge temsilcileri, Kırgız yetkililerle önemli temaslar gerçekleştirdi; ortak kültür, ortak değer, ortak gelecek masaya yatırıldı.

10 HAZİRAN SABAHI…

Ata-Beyit Ulusal Tarih ve Anıt Kompleksi’nde Aytmatov ve babasının mezarı başında ilk anma töreni düzenlendi. duygular dua oldu, gözyaşı bayrak gibi dalgalandı. Kırgızların 1916 isyanı simgesi Ürkün Anıtı’na çelenk, ardından Aytmatov’un mezarına karanfiller; 138 Kırgız aydının ruhu seslendi, Abulaziz Zakirov tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetiyle huzur serpilerek.

VE AYNI GÜN…

“Cengiz Aytmatov, Türk Dünyasının Geleceği” forumu Kırgızistan Milli Bilimler Akademisi ev sahipliğinde; Türksoy, Bişkek Bilimler Akademisi, Cengiz Aytmatov Dil ve Edebiyat Enstitüsü, Ankara’daki Enstitü’nün güç birliğiyle. Manas Üniversitesi’nde fikirler, vizyonlar, gönül bağları pekişti: kimlik, bellek, ortak kültür…

Panelde, “BELLEK YİTİMİNDE BATILI AKLIN YORUMUNA KARŞI OLARAK AYTMATOV’DA MANKUTLAŞMA” mesajı yankılandı.

BİŞKEK’TE BİR KÜLTÜREL HEYBET DOLAŞTI…

MHP’nin Cengiz Aytmatov Enstitüsü, Ankara’dan Bişkek’e uzanan bir kültür köprüsü ördü. MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal’ın başkanlığında Cengiz Aytmatov enstitüsü yönetim kurulu üyeleri, Türksoy Genel Sekreteri Sultan Raev, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan ve daha niceleri hepsi, bir yazarın hikaye değil, medeniyet kurduğunun şahitliğini yaptı.

ORTAK MİRASLA, ORTAK GELECEĞE…

Aytmatov’un ışığında Türk birliğine adımlar atıldı. İlyas Topsakal ve heyet, Manas Üniversitesini ziyaret etti; rektörler, senato üyeleri, Türkiye’nin Bişkek büyükelçisi, Türksoy yöneticileri, Azerbaycan’ın usta ressamı Sakit Memmedov ile Aytmatov’un oğlu Eldar Aytmatov’un katılımıyla…

SERGİ AÇILDI…

“AYTMATOV VE RESİM DÜNYASI”

750 eser, yağlıboya, heykel, kara kalem, balbal taşları… Evrensel bir kültür mozaiği kuruldu. Eserler onun edebiyatındaki sesi görselleştirdi; geleceğe ışık oldu.

SIRADAKİ DURAK CENGİZ AYTMATOV MÜZE EVİYDİ

Bişkek’in dışında, Çon-Arık köyünde mütevazı duruşu, Bozkurt heykeliyle kültür mabedine dönüşmüş hali… 1928’de Talas Vadisi’nde başlayan bir romanın, bir hayatın belgeleriyle dolu. Her oda ayrı bir yaşanmışlık; veranda, el yazmaları, “Selvi Boylum Al Yazmalım” afişi, salon piyanolu, işlemeli halılı… Yemek odasında porselen çay setleri, süslemeli tabaklar… Her detay özenle yerleşmiş, fotoğraf galerisi gibi duvarlar; kültür köprüsü, gönül coğrafyası

Üst katta yatak odası, ödül odası, kütüphane, çalışma odası… Çocukluğuna bakan küçük pencere, patenler, radyo… Daktilo, lambader, çeşitli enstrümanlar, Kırgız at eyerleri. Kitaptan ödüle, şahsi eşyalardan belgelere; tarih titizlikle korunmakta. 176 dile çevrilen eserler, dünya topraklarında yankılanan ödüller… Müze ev, ev olmanın ötesinde Türk dünyasının hafızası, geleceğe tutulan bir ayna.

VE RUH ORDO AÇIK HAVA MÜZESİ…

2002’de kuruldu, 2007’de kapılarını açtı; 2008’den bu yana Aytmatov’un adıyla müjdelediği buluşmaların adresi oldu.

Bir kültür mozaiği gibi insanlığa selam duran cam taşlar, kubbeler, heykeller. Bu açık hava mabedi, Aytmatov’un evrensel dilinin yankısıydı: Hoşgörü, barış, eşitlik.

Müze içinde farklı dinlere ait tapınaklar Budist, Ortodoks, Katolik, Havra, Camiyan yana… İnançlar arası hoşgörü, kültürler arası diyalog, ruhsal birlik simgesi.

Sonra… Issık Gölü’nde suya düştü düşünceler; tekne turunda Aytmatov’un doğa-hayat dostluğu fiilen yaşandı.

Kırçın Yaylası’nda oklar atıldı, binlerce yıl anlatılan destan burada yeniden yazıldı, gökler kartallarla titredi.

Aytmatov’un ardında bıraktığı “ortak miras, ortak gelecek” yankısı, bu buluşmalarla yankılandı. Her adımda, her konuşmada, her sergide o “evrensel yazar” yeniden hayat buldu. Ruh Ordo’da atılan her adım, bir selamdı Türk Dünyasının ortak geleceğine umutla bakmak içindi.

Ödül madalyaları… İmzalı kitaplar… Fotoğraflar… Hepsi sıralandı müze duvarlarında. Modern zamanın eşyalarıyla birlikte o mabed-i kültürde, büyük yazarın düşünce dünyası hala nefes alıyor.

Bu Bişkek buluşması, buluşma değildi

Kültür manifestosuydu, şiirdi.

Aslında bir duruştan öte, Türk Dünyasının ortak vicdanının haykırışıydı.

Bilin ki, Cengiz Aytmatov yalnızca anılmadı; fikirleriyle bir kez daha yakıcı, bir kez daha yüreklerde yankılandı…

Çünkü dil birdi, gönül birdi, miras ortaktı. Ve en önemlisi; bir milletin hafızasında, bir bilgenin mirasında, Türk dünyasının gönül atlasında …

Gelecek, o buluşmada yeniden yazıldı.

Aytmatov’la yarınlara yolculuk başladı.