Uzun zamandır dile getirdiğim bir düşünce var: Vincenzo Montella, Türkiye için bir “milli takım kulübü” inşa ediyor.
Bu yaklaşım, bence son yıllarda gördüğümüz en kıymetli teknik direktör stratejilerinden biri. İtalyan hoca yalnızca saha içini değil, oyuncuların psikolojisini de ustalıkla yönetiyor. Yaklaşık 25-26 kişilik bir çekirdek kadrosu var ve bu grubun içinde devamlı bir rotasyon sağlıyor. Oyuncular artık kendilerini geçici kamp yolcuları gibi değil, bu kulübün kalıcı üyeleri gibi hissediyorlar. Form düşüklükleri yaşadıklarında ya da kulüplerinde yedek kaldıklarında bile huzurlular, çünkü biliyorlar ki milli takım kapısı onlara her zaman açık; Montella vefalı davranıyor, aidiyet duygusunu koruyor.
Bu iddiamı birkaç somut veriye dayandırabilirim:
1. EURO 2024 kadrosuna giden 26 futbolcudan tam 20’si Bulgaristan karşısında kadrodaydı. Bu bile istikrarın en net göstergesi.
2. Dünya Kupası elemelerinde oynadığımız üç maçın ilk 11’inde 7 oyuncu değişmedi. Montella toplamda sadece 15 futbolcuya ilk 11 şansı tanıdı. Oysa 2006 elemelerinde tam 51 farklı isim milli forma giymişti!
3. Dünkü karşılaşmada sahaya çıkan oyuncuların 7’sinin forma numarası 1–11 arasındaydı. Artık neredeyse hepimiz “8 Arda, 10 Hakan, 11 Kenan” diye ezbere sayıyoruz. Bu da kadronun oturduğunun ve oyuncuların rollerinin netleştiğinin bir işareti.
Montella’nın yönetim anlayışı, özellikle genç yıldızlarımıza büyük özgüven kazandırdı. Arda ve Kenan her maçta oyunun merkezine yerleşiyor, Hakan Çalhanoğlu ise derin oyun kurucu olarak adeta bir “yerli Pirlo” performansı sergiliyor. Takımın planı tıkır tıkır işlediğinde, top yere indiğinde ve oyun hızlandığında ortaya gerçekten izlenmesi keyifli bir futbol çıkıyor.
Ancak bir soru da akıllarda: Plan A işlemediğinde ne yapıyoruz?
Belki de zaman zaman “klasik santrfor” oyununu da geliştirmemiz gerekiyor. Kadroda kısa süre alan Deniz Gül bu rolü oynayabilir, dışarıda da Umut Nayır gibi bir alternatif mevcut. Derin savunmalara karşı zorlandığımız anlarda, Montella’nın elinde bir “pivot 9” seçeneği bulunması, bu kulüp düzenini daha da güçlü hale getirebildi.
