Son yıllarda Türkiye'de sosyal medya kullanımı rekor seviyelere ulaştı. TÜİK verilerine göre, 16-64 yaş arası bireylerin %82’si aktif sosyal medya kullanıcısı. Bu oran, genç nüfusta %95’e kadar çıkıyor. Günlük sosyal medya kullanım süresi ise ortalama 3 saat 15 dakika.

Ancak bu dijital yoğunluk, yalnızca bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda bireylerin ruhsal ve sosyal yaşamlarında önemli değişimlere yol açıyor.

Yaz Geldi, Kene Tehlikesi Arttı: Uzmanlardan Uyarı Var!
Yaz Geldi, Kene Tehlikesi Arttı: Uzmanlardan Uyarı Var!
İçeriği Görüntüle

Olumlu yönlerinde bağlantı , ilgi, fırsat olarak sıralayabiliriz. Anlık haberler, akademik içerikler ve güncel gelişmelere ulaşmak artık sadece birkaç saniye sürüyor. Aile ve arkadaşlarla bağlantıda kalmak, topluluk oluşturmak veya kampanyalarla farkındalık yaratmak sosyal medyayla çok daha kolay. Gençler görüşlerini paylaşabiliyor, kendi içeriklerini üreterek takipçi kitlesi oluşturabiliyor, hatta gelir elde edebiliyorlar.

Peki ya olumsuz yönleri? Bağımlılık, kaygı, gerçeklik algısının bozulması bunlardan sadece birkaçı.. Sosyal medyada geçirilen uzun saatler, dikkat dağınıklığı, uyku sorunları ve üretkenlik kaybına neden olabiliyor. Beğeni sayısına göre değer görme, mükemmel görünme baskısı, FOMO (gelişmeleri kaçırma korkusu) gibi sorunlar özellikle gençlerde özgüven ve benlik algısını zedeleyebiliyor. Yalan haberlerin hızla yayılması, bilgi kirliliğini artırıyor ve toplumda güvensizlik yaratabiliyor.

Uzmanlar ise özellikle gençler için sosyal medya kullanımında belli sınırlar koymanın ve belirli zaman aralıklarında “dijital detoks” yapmanın faydalı olabileceğini belirtiyor. Okullarda ve aile içinde dijital farkındalık eğitimlerinin verilmesi ise bu alışkanlıkların dengelenmesine katkı sağlayabilir.

Sosyal medya bir araçtır. Nasıl kullanıldığı, onun zarar mı yoksa fayda mı getireceğini belirler. Bilinçli kullanım, dijital çağın en önemli becerilerinden biri haline gelmiş durumda.

Editör: Rabia Nur Uykur