Eşsiz florası, buz gibi pınarları, 2.500 rakımdaki serin havası ve sakin atmosferiyle, adeta bir doğa terapisi sunan yayla; sadece nefes almak değil, hayatla yeniden bağ kurmak isteyenlerin adresi oluyor.
Sohmarik Yaylası, Munzur Dağları’nın eteklerinde, göğe uzanan zirveleri ve dört mevsim eksik olmayan kar örtüsüyle kartpostalları aratmayan bir manzara sunuyor. Yüzlerce çeşit çiçek, şırıl şırıl akan dereler ve tertemiz yayla havası ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Bölgenin geleneksel yaşam tarzını sürdüren Şavak Aşireti, her yaz binlerce koyunla bu yaylaya çıkarak, meşhur Erzincan tulum peynirinin üretim serüvenini burada sürdürüyor. Tulumun lezzeti, tam da bu rakımda, bu atmosferde mayalanıyor.
Ulaşım her ne kadar meşakkatli olsa da, Sohmarik’e giden yollar, doğaseverler, fotoğrafçılar ve belgeselciler için keşif duygusunun ta kendisi. Zorlu yolların sonunda, doğanın sessizce kucakladığı bu vaha, insanı hem ruhen hem bedenen dinlendiriyor.
Bu yıl, sosyal medyada büyük ilgi gören Kadraj Erzincan projesi kapsamında 33 doğa tutkunu kadın, traktör römorklarında nostaljik bir yolculuğa çıkarak Sohmarik Yaylası’na ulaştı. Yayla, onlar için yalnızca bir rota değil; gölde serinledikleri, temiz dağ havasında kahvaltı ettikleri, Munzur’un huzurunda yoga ve pilates yaparak ruhlarını dinlendirdikleri bir terapi kampına dönüştü.
Sohmarik sadece insanlar için değil; çengel boynuzlu dağ keçileri, boz ayılar, vaşaklar, kurtlar ve kınalı keklikler gibi birçok koruma altındaki tür için de güvenli bir yaşam alanı. Bu ekosistemin sürdürülebilirliği için bölge halkının ve doğaseverlerin gösterdiği hassasiyet dikkat çekiyor.
Gürül gürül akan Girlevik Şelalesi, renk geçişleriyle büyüleyen Otlukbeli Krater Gölü ve Dumanlı Tabiat Parkı gibi doğa harikalarıyla çevrili olan Sohmarik Yaylası, görenin dönmek istemediği, gidenin kalbine derin iz bıraktığı, eşsiz bir yeryüzü cenneti.