Uzmanlara göre sosyal medya platformlarında içerikler, genellikle etkileşim düzeyine göre ön plana çıkıyor. Çarpıcı başlıklar, duygusal içerikler ve şok edici bilgiler daha fazla dikkat çektiği için, gerçek dışı bilgiler de algoritmalar sayesinde geniş kitlelere ulaşabiliyor.
Medya okuryazarlığı konusunda çalışmalar yapan akademisyen Doç. Dr. Elif Y., “Bir haberin doğruluğundan çok, ne kadar paylaşıldığı önemli hale geldi. Bu da yanlış bilgilerin hızla çoğalmasına yol açıyor” diyor.
Dezenformasyonun Etkisi: Güvensizlik ve Kutuplaşma
Yalan haberlerin toplumsal etkileri sadece bilgi kirliliğiyle sınırlı kalmıyor. Kriz anlarında (örneğin doğal afet, ekonomik dalgalanmalar veya seçim dönemleri) sosyal medyada yayılan dezenformasyon, halk arasında güvensizlik duygusunu artırıyor.
Geçtiğimiz yıl yaşanan deprem sonrası, sosyal medyada yayılan “yardım ulaşmıyor” iddialarının bir kısmı daha sonra yanlış olduğu anlaşılsa da, bu tür içerikler halkta büyük bir tedirginliğe neden olmuştu.
Yalan Haberle Mücadelede Devlet ve Platformların Rolü
Türkiye’de dezenformasyonla mücadele kapsamında Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurulmuş durumda. Ayrıca sosyal medya yasasıyla birlikte "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu da yasal zemine oturtuldu.
Bununla birlikte sosyal medya platformları da kendi önlemlerini alıyor. Facebook, X (eski adıyla Twitter), Instagram gibi platformlar, bağımsız doğrulama kuruluşlarıyla iş birliği yaparak şüpheli içerikleri etiketlemeye ve kaldırmaya başladı.
Ne Yapmalı? Bireysel Sorumluluk ve Medya Okuryazarlığı
Uzmanlar, bireylerin haberleri paylaşmadan önce birkaç temel adımı izlemesi gerektiğini belirtiyor:
-
Kaynağın güvenilirliğini kontrol edin.
-
Haber birden fazla kaynakta yer alıyor mu, bakın.
-
Tersine görsel arama gibi araçlarla içerik doğruluğunu araştırın.
-
Duygusal tepkiler oluşturan içeriklere temkinli yaklaşın.
“Her paylaşımdan önce iki saniyelik bir düşünme süresi bile büyük fark yaratabilir” diyen iletişim uzmanı Emrah K., özellikle gençlerin dijital medya okuryazarlığı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Doğru Bilgi Hayati Önem Taşıyor
Bilginin gücünün her zamankinden daha fazla olduğu bu çağda, yanlış bilginin de aynı ölçüde zarar verebileceği unutulmamalı. Hem bireyler hem de kurumlar olarak, dijital dünyada daha dikkatli ve sorumlu hareket etmek, toplumun bilgiye güvenini korumanın temel şartı.